Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, Marmara Üniversitesi'nde uygulanan Performans Yönergesi'nin mahkeme tarafından hukuka aykırı bulunduğunu açıkladı.
Yazılı açıklama yapan Hanefi Bostan, Marmara Üniversitesi'nde yürürlüğe konulan "Yetkinlik Bazlı Performans Değerlendirme Yönergesi"nin, üniversitesi personeli arasında büyük huzursuzluklara neden olduğunu belirterek, "Nitekim değerlendirme yapacak amirler değiştirilerek, kanunlara aykırı olarak yetki farklı amirlere verildi. Fakülte, yüksek okul ve enstitü sekreterleri ile daire başkanlarının performans değerlendirmeleri rektörden alınarak üniversite genel sekreterine verildi. Genel sekreter, fakülte dekanlarından daha üst bir konuma getirildi. Personele özel hıncı olan bazı amirler, bunu fırsat bilerek personelden intikam almaya başladı. Personele amirlerden biri memura 45 puan verirken bir diğeri 95 puan vermeyi uygun görmesine karşılık bunun neden böyle yapıldığı sorulmadı" dedi.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'ndan daha ağır yaptırımlar öngören "Performans Yönergesi" ile personele zulüm yapıldığını savunan Hanefi Bostan, "Nitekim yönerge ile 'performans notu düşük olan memur ve sözleşmeli personelin durumuna ve uygulanacak yaptırımlara yer verildiği ve yetersiz / çok yetersiz olan personel için başka bir ita amirinin emrine (sürgün) atanmak ve/veya sözleşmesinin feshi' gibi ağır yaptırımlar ön görüldü. Yönergenin ilgili maddesine dayanılarak, sorgusuz sualsiz memurlar yıllarca çalıştığı yerlerden alınarak farklı birimlere sürgün edildi. Hatta daha ileri gidilerek, hak etmeyenlere kadro açmak için, üniversite personeli istifaya ya da emekliye ayrılmaya zorlandı ve zorlanmaktadır" iddialarında bulundu.
Bostan, bir sendika üyesinin İstanbul İdare Mahkemesi'ne başvurarak Performans Yönergesi ile kendisi aleyhinde tesis edilen işlemin iptalini talep ettiğini belirterek şunları söyledi:
"İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nde yürütmeyi durdurma talebi ile açılan davada, mahkeme 2012/2342 Esas Nolu kararıyla 17 Ocak 2013 tarihinde 'hukuka aykırı olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisiz güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca yürütmenin durdurulmasına oy birliği ile karar' verdi. Mahkeme ilgililere önemli bir hukuk dersi vererek Performans Yönergesi'nin ve konu ile ilgili yapılan bütün işlemlerin kanunlara aykırı olduğunu ortaya koydu. İlgili mahkeme '1982 Anayasası'nın 128. maddesinin 2. fıkrasında, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmış ise de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun, kamu hizmetini en iyi şekilde ifa etme yükümlülüğü bulunan memurların ve diğer kamu görevlilerinin, görevlerini gereği gibi yerine getirme konusundaki ehliyetlerinin, değişik hususlar birlikte değerlendirilmek suretiyle hiyerarşik amirlerince ortaya konulması ve böylece kamu görevinin ehil kişiler tarafından yürütülmesi sağlanarak üstün kamu yararının korunması amacıyla kamu görevlileri hakkında sicil raporları düzenlenmesinin öngörülen hükümleri 6111 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. Nitekim anılan hükümler ile paralel düzenlemeler içeren Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği de yürürlükten kaldırıldığını' hatırlatmıştır."
Mahkemenin verdiği kararı paylaşan Hanefi Bostan, "Mahkeme kararında üniversitenin "2547 sayılı Yasa ile 5018 sayılı yasaya dayanarak hazırladığını iddia ettiği yönergenin "Marmara Üniversitesi'nde çalışan memur ve sözleşmeli personelin, 657 sayılı Kanun ve mülga Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinde öngörülen usul ve esaslar dışında performansa dayalı değerlendirme yapılmasını öngördüğü; bu bağlamda Yönerge'de, tanımlamalara, değerlendirmenin yarar ve sonuçları ile kullanım alanlarına, değerlendirme esaslarına yer verilmiş, 17. maddesinde ise performans notu düşük olan memur ve sözleşmeli personelin durumuna ve uygulanacak yaptırımlara yer verildiği ve yetersiz/çok yetersiz personel için başka bir ita amirinin emrine atanmak ve/veya sözleşmenin feshi gibi yaptırımlar getirildiği görülmektedir. Anayasa'nın 128. maddesinde, kamu görevlilerin nitelikleri, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülüklerin kanunla düzenlenebileceği açıkça belirtilmiş olması, bu hususta genel hükümler içeren 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında sicil raporu doldurulmasını öngören hükümlerin yürürlükten kaldırılmış olması; diğer yandan, kamu hizmetlerinin düzenli ve hızlı bir şekilde yürütülmesi, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılması, hesap verebilirlik ve mali saydamlığının sağlanması kapsamında getirilen performans değerlendirmesine ilişkin yasal düzenlemelerde, personelin değerlendirme usul ve esaslarına yönelik hükümlere yer verilmemiş olması, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun performans ölçütü ile ilgili tek hükmünün ise esasen döner sermaye ödemesine dair olması karşısında, kamu görevlilerine hak ve yükümlülükler getiren, görev tanımı oluşturan, personel hakkında, terfi, kariyer, ikramiye ödenmesi, hatta kamu görevinin devamı gibi konularda etkili sonuçlar doğuran ve bu konularda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'ndan daha ağır yaptırımlar öngören değerlendirme esaslarının yönerge ile düzenlenemeyeceği ancak kanunla düzenlenebileceği tartışmasız olup; bu durumda dahi, olumsuz değerlendirilen kalem ve unsurlara ilişkin somut ve net bir bilgi ve belge bulunması, değerlendirmede olumsuzluğa yol açan nedenlerin ve bu olumsuzluğun hizmete etkisinin somut olarak ortaya konulması açıktır. Uyuşmazlıkta, davalı idarece, davacının iddialarının yersiz olduğu, Yetkinlik Bazlı Performans Değerlendirme Yönergesi uyarınca yapılan değerlendirme sonucunda tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmekte ise de; performans değerlendirmesinin dayanağını oluşturan yasal düzenlemelerde bu değerlendirmenin unsurları ve niteliği ile sonuçlarına yer verilmediği, dolayısıyla dava konusu işlemin nitelik ve unsurlarına ilişkin alanda yasal bir boşluk bulunduğu, ancak kanunla düzenlenebilecek hususlara ilişkin olarak yönergeye istinaden tesis edilen dava konusu işlemin somut ve objektif olarak ortaya konulan bilgi ve belgeye dayanmadığı görülmektedir. Bu veriler ışığında, davacı hakkında tesis edilen işlemin somut bilgi ve belgelerle ortaya konulmadan ve sonuçları itibariyle kamu görevlilerinin özlük ve mali haklarına etki eden performans değerlendirmesinin, hangi unsurlar yönünden yapılacağı ve hukuki sonuçlarının ne olacağı konusunda yasal bir düzenleme gerektiren hususlarda Yönerge'ye dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna" vararak hem Yönergeyi ve hem de yönergeye dayalı işlemi ortadan kaldırmıştır" dedi.
(ÇK-GS-Y)

19.02.2013 13:03:35 TSI

Editör: Wan Haber