Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan kamuda eşit işe eşit ücret getirdiği iddia edilen 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin adaletsizliği gidermek için bir fırsat olduğunu söyledi.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan yaptığı açıklamada, "Kamuda eşit işe eşit ücret getirdiği iddia edilen 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin bazı maddeleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Hatırlanacağı üzere 2 Kasım 2011 tarihinde yayımlanan Kararname bazı kamu görevlilerimizin ek ödeme oranlarını artırırken, birçok adaletsizliği de beraberinde getirmişti. İktidarın, herkesten kaçırarak, kimseye danışmadan ve "Ben yaptım; oldu." mantığı içerisinde hareket ederek çıkardığı KHK, kamu görevlilerimizin kazanılmış hak niteliğindeki ödemelerini kaldırırken, memurların büyük çoğunluğunu da görmezden gelmekte, "ücret adaleti" parolasıyla gerçekleştirilen düzenleme gerçekte "adaletsizliklerin kaynağı" haline gelmekteydi" dedi.
Bostan, "Ücret adaleti, çok yönlü bir unsur olmasına rağmen ilgili KHK ile farklı kurumlarda emsali bulunan ünvanlarda çalışan kamu görevlilerinin maaşları ek ödeme yoluyla eşitlenmiş, kamu görevlilerinin büyük çoğunluğunu oluşturan öğretmen, din görevlisi, hekim dışı sağlık personeli, polis, subay, ast subay, profesör, doçent, yardımcı doçent, araştırma görevlisi, Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları gibi birçok kamu görevlisi görmezden gelinerek bu personele hiçbir artış yapılmamıştı. Ayrıca 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki II sayılı cetvele tabi olarak çalışan personelin de ek ödeme oranları aynı kalmıştı. Bu yolla, kamuda istihdam edilen personelin yaklaşık yüzde 60'ına hiçbir artış yapılmayarak bir mağduriyet doğurtulduğu gibi öğretmen, öğretim görevlisi, profesör, din görevlileri, sağlık görevlileri gibi son derece önemli ve kutsal görevler ifa eden kamu çalışanları, en düşük maaş alan kesim haline getirilmiş, kamuda en yüksek maaş alan kesim ile en düşük maaş alan kesim arasındaki makas açılmış ve ücret adaleti bütün yönleriyle yara almıştı" şeklinde konuştu.
Bugüne kadar çok mücadele ettiklerini vurgulayan Bostan, Türkiye Kamu-Sen olarak bugüne kadarki mücadelemizde yatay ve dikey anlamda ücret adaletinin sağlanmasını, kamu görevlilerimizin maaşlarıyla ilgili faaliyetlerimizin temeline aldık. Yatay ücret adaletinin, unvan ve nitelik itibarı ile birbirine yakın olan kamu görevlileri arasındaki maaş farkının kapatılması; dikey ücret adaletinin ise hiyerarşik sıralamada herkesin makul ölçülerde bir ücret alması ve en çok ücret alanla en düşük ücret alan arasındaki farkın kabul edilebilir seviyeye getirilmesi ile sağlanacağını belirttik" diye konuştu.
Yaşanan sorunları en yetkili mercilere ilettiklerini ifade eden Hanefi Bostan, "Yaptığımız bütün eylemlerde ve Başbakan ve bakanlara ilettiğimiz önerilerimizde 'Kurumların teşkilat kanunlarında ve diğer farklı mevzuatlarda öngörülen ikramiye, maktu fazla çalışma ücreti gibi ödemeler, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca 15.01.2012 tarihi itibarıyla sona erdirilmektedir. Bu açıdan bakıldığında bazı unvanların ek ödeme oranlarında yüksek artışlar yapılmış gibi görülürken, aslında kesilen fazla mesai, ikramiye, tazminat gibi ödemeler nedeniyle hak kaybı yaşanacak, ücret artışı ya hiç olmayacak ya da sınırlı kalacaktır. Bir tarafta ücretlerinde hiç artış yapılmayan hatta ücretleri azaltılan kamu görevlileri bulunurken, diğer tarafta ücretleri yüksek oranlarda artacak kamu görevlilerinin varlığı, çalışma barışının bozulmasına yol açabilecek bir olumsuzluk oluşturmuştur' diyerek, yaşanan aksaklıkları dile getirdik" ifadelerini kullandı.
Hanefi Bostan sözlerini şöyle sürdürdü; "Ancak yetkililerin karar ve uygulama aşamasında danışma mekanizmasını yok sayan, demokrasinin en temel dinamiklerini tahrip eden çokbilmiş tavırları, 666 sayılı KHK'nın kapalı kapılar ardında hazırlanıp, apar topar yayımlanmasına ve ortaya çıkan adaletsizliklerin bir türlü giderilememesine neden oldu. Şimdi ise Anayasa Mahkemesi, özellikle Türkiye Kamu-Sen olarak uygulama içerisinde itiraz ettiğimiz önemli noktaların birçoğunu iptal etmiş bulunuyor. Buna göre, daha önce kurumsal ek ödeme almaktayken söz konusu KHK ile kesilen kurumsal ek ödemelere ve durdurulan fazla mesai ödemelerine ilişkin maddeler, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. İptal kararının 9 ay sonra yürürlüğe girecek olması, yetkililer açısından bir fırsattır."
"Bu fırsat mutlak surette değerlendirilmeli ve sesimize kulak verilmelidir" diyen Hanefi Bostan, aksaklıkların giderilmesi için çözüm yolları sıralayarak şunları söyledi; "666 Sayılı KHK ile düşük oranda artış getirilen Yardımcı hizmetler sınıfı personeli, memur, şef ve şube müdürlerinin ek ödeme oranları artırılmalıdır. 666 sayılı KHK ile ek ödeme oranlarında hiç artış yapılmayan başta araştırma görevlisi, yardımcı doçent, doçent, profesör, öğretmen, din görevlisi, hekim dışı sağlık personeli, polis, subay, ast subay, KİT, Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları gibi kamu görevlilerinin ek ödeme oranları artırılmalıdır. Uzmanlar arasında oluşturulan ek ödeme farklılıkları giderilmelidir. 399 sayılı KHK'ya göre II sayılı cetvel hükümlerine göre çalışmakta olana personele yapılan ek ödemelerdeki eşitsizlik, öncelikle aynı unvanlı personelden başlayacak şekilde giderilmeli, bu kapsamdaki personel için yüzde 42 olarak belirlenen ek ödeme alt sınırı yüzde 67'ye yükseltilmeli, diğer unvanların ek ödeme oranları da kademeli olarak artırılmalıdır. Durdurulan fazla mesailer yeniden ödenmeye başlanmalıdır. Üretimi teşvik primi, döner sermaye ve yangın tazminatı gibi ödemlerle ek ödemenin ilişkilendirilmesi ve mahsuplaşma yapılması uygulamasından vazgeçilmelidir."
Hanefi Bostan, "Türkiye Kamu-Sen olarak yetkilileri, bundan önce yapılan hataları tekrarlamamaya ve yaşanan aksaklıkları düzeltmek için konunun muhatapları olan sendikalardan görüş almaya davet ediyoruz" dedi.
(HÇ-ÖFA-Y)

05.01.2013 15:13:12 TSI

Editör: Wan Haber