Ermeni, Pontus Rumu, Gürcü, Pomak, Laz, Hemşinli yurttaşlar başlayan barış sürecini, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) görüşmelerini nasıl gördüklerini bianet'e değerlendirdi.

Ortak kanı, barış sürecinin başarıyla tamamlanması ve barışın mutlaka tesis edilmesi oldu. Görüşlerde, demokratik Anayasa ve birlikte yaşam vurguları öne çıkarken, gecikmeyle de olsa başlayan sürecin istenilen şekilde tamamlanması ve savaşın bitmesi yönünde, halkların umudu yüksek.

“Olmaması için bir neden yok”

Mıgırdiç Margosyan (Yazar): Barış zaten insanlık için gerekli. Ülkemizde barışın tesis edilmemesi için birtakım insanlar ellerinden geleni yaptılar, Kürtlerin varlığı yıllarca inkar edildi. Bunun yanlış olduğu ortaya çıktı. İlla bu kadar insanın ölmesi, anaların ağlaması mı gerekiyordu? Ama yine de zararın neresinden dönülse kardır.

Beraberce yaşamak için adımlar atılmalı. Bu adımlar bir yerlere gelir mi, dağ fare mi doğurur onu şimdilik bilmiyoruz. Samimiyet önemli, iki tarafın arasındaki diyalogla problemlerin çözümü için gereken gayretler devam ettirilirse barışın olmaması için bir neden yok. Önünde sonunda günün birinde barış hakim olacaktır. Böyle bir çalışma başladı, umut ederim devamı gelir ve olumlu sonuçlanır.

“Daha cesur olunmalı”

Eşref Yılmaz (Gürcü Kültür Merkezi Derneği Başkanı): Derneğimizin kuruluşumuzda halkların dayanışmasını ve evrensel demokratik ölçütleri bir hedef olarak önümüze koymuştuk. Barışa ve demokrasiye yönelik tüm girişimleri olumlu görüyoruz.

Türkiye’de öteden beri süren ırkçı siyasetlerin demokrasi ve açılıma yönelik bir tavra hemen geçmeleri zor oldu, elleri ayaklarına dolaştı desek yeridir. Yönetim, Kürtleri muhatap alma noktasında zorlanıyor. “İmralı” bir adanın adı, sürece İmralı süreci demek meseleyi gözlerden kaçırma amacı güdüyor. Çözümden yana olanların biraz daha cesur olmaları gerektiğini düşünüyorum.

“Halklarla birlikte yaşam”

Bayram Erat (İstanbul Pomak Kültür Derneği Başkanı): Barıştan yanayız. Biz de Türkiye’yi kuran halklardan biri olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nde bütün halklarla birlikte yaşamaktan yanayız. Birliği, bütünlüğü savunuyoruz.

“Yüzyıldaki en önemli gelişme”

İsmail Avcı Bucaklişi (Laz aktivist, folklor ve dil araştırmacısı, yazar): Bu barış süreci, bizim ülkemiz açısından son yüzyıldaki en önemli gelişmedir, en hayırlı iştir. Ne yazık ki çok ciddi bir gecikme yaşandı ama ne pahasına olursa olsun mutlaka bu sürecin barışla sonuçlanması gerekir.

Bu Türkiye’nin bundan sonraki sürecini çok olumlu yönde etkileyecek, yaşayanlara büyük fayda sağlayacak.

“Anayasada uzlaşma gerekir”

Ömer Asan (Yazar, Heyamola Yayınları Danışma Kurulu’ndan): Silahların bırakılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Eğer bir barış süreci başlayacaksa bunun anayasal ve hukuki zeminin yaratılması, anayasada uzlaşılması gerekiyor. Bu demokrasi meselesidir, ancak Anayasal zeminde çözülürse kalıcı olacağını düşünüyorum.

Tüm Türkiye halkının 21. yüzyıla yakışır bir demokrasiye kavuşması gerekiyor, bu barış süreci de buna hizmet edecekse olumlu olduğunu düşünüyorum.

“Demokratik ve özgür Türkiye”

Hikmet Akçiçek (Hemşince müzik grubu Vova’dan): Barış sürecini destekliyorum. Bunca kan döküldü, Türkiye’nin önünde çok büyük bir sorun, temel insan hakları açısından olumsuz kayıtlar düşen ve onca insanımızın canına mal olan bir süreçten çıkmak ve demokratik, özgür, halkların kendilerini ifade edebileceği bir Türkiye oluşturması açısından gerekli bir süreç olarak görüyorum.

İktidar tarafından, bunun kötü bir şekilde bazı pazarlıklara konu edilme riski var, başkanlık sistemi gibi. Bunun dayatılması, kısa vadeli dar politik hesaplarla yaklaşmak anlamına gelir ki bunu doğru bulmuyorum. Konunun, esas olarak demokratik ve özgür bir Türkiye yaratacak perspektifle ele alınması gerekiyor. Umarım iktidar da bu ikinci seçenek üzerinden hareket eder diye düşünüyorum.

BİANET

Editör: Wan Haber