Memorial Diyarbakır Hastanesi Çocuk Ürolojisi Uzmanı Prof. Dr. Abdurrahman Önen, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çocuklarda böbrek taşına rastlanma oranının yüksek olduğunu belirterek, yeterli sıvı alınması gerektiğini söyledi.
Memorial Diyarbakır Hastanesi'nde düzenlenen "Çocuklarda Endoürolojik Taş Tedavisi" konulu sempozyumda, Almanya'dan gelen eğitimci Ludger Osterman ve ekibi tarafından maket ve canlı cerrahi müdahaleler ile taş tedavisi ve kapalı ameliyatlar konusunda üroloji doktorlarına bilgi verildi. Memorial Diyarbakır Hastanesi Çocuk Ürolojisi Uzmanı Prof. Dr. Abdurrahman Önen, sempozyumda yaptığı konuşmada, ülkede çocuk yaşta böbrek taşı hastalarıyla sıkça rastladıklarını belirterek, ancak Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bu oranın çok fazla olduğunu söyledi. Önen, "Ülkemizde özellikle çocuklarda idrar yolları taşları çok yoğun bir şekilde karşılaştığımız bir problem. Ülkenin tamamını düşündüğümüzde özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çocuklarda taş görülme oranı bütün Türkiye oranının üzerindedir. Bir çocuk ürologu olarak bir yılda ortalama 150 tane taşlı çocuk hasta ile karşılaşıyorum" dedi.
Prof. Dr. Önen, bölgede böbrek taşı çocuk hastaların çok olmasının birkaç nedeninin olduğunu ifade ederek, "En önemlisi sıcak memlekette yaşıyoruz, dolayısıyla iklimin etkisi çok fazla. Çocuklar yeterince sıvı almıyorlar. Diğer önemli nedenlerden bir tanesi de aşırı hayvansal besinlerle besleniyoruz. Aşırı hayvansal proteinlerle beslenme olduğu zaman taş oranı çok yüksek oluyor. Bu taşları önlemek için ne olursa olsun yaşa uygun olarak yeterli idrar çıkartacak kadar sıvı almak zorundayız. Bu büyükler için de geçerli ancak çocuklar için bu daha çok önemli. Hele bölgemiz gibi sıcak bir bölgede yaşanıyorsa günlük yeterli sıvı alımına çok dikkat edilmesi lazım ki, yeterince idrar çıkaralım. Böbrek yeterince idrar ürettiği zaman bu idrarın yoğunluğu az oluyor ve bu sayede idrar yolları yıkandığından tortu oluşması önlenmiş oluyor" diye konuştu.
Hastaların 10 yıl öncesine kadar çoğunlukla bir haftaya kadar hastanede kalmayı gerektiren cerrahi müdahalelere maruz kaldıklarını aktaran Önen, yaptıkları kapalı ameliyat yöntemi ile hastanın aynı gün evine gidebildiğini kaydetti. Prof. Dr. Önen, "Biz bütün dünyada ve ülkemizde her türlü eğitimi alarak artık çocuklarımızın yüzde 90-95'inde tamamen kapalı idrar yolu ameliyatları ile çocukların idrar kanallarından ilerleyip böbreğe kadar ulaşarak, tamamen kapalı bir şekilde böbrek taşlarını lazerle kırıp çıkartıyoruz. Böylece hastalar bir hafta yerine sadece bir gün hastanede kalıyor, hatta bazen aynı gün evlerine gidebiliyorlar. Bunun sonucunda hastaneye ve ülkemize maliyet azalıyor. Hastanın ve ailenin yaşam konforu çok daha iyi oluyor" ifadelerini kullandı.
Sempozyuma Almanya'dan katılan eğitimci Ludger Osterman, Almanya ile karşılaştırıldığında Türkiye'de böbrek taşı olasılığının çok fazla olduğunu ifade ederek, bunun çocuklarda Almanya'da hiç görmedikleri kadar yoğun bir durumda olduğunu kaydetti. Osterman, bu durumun sebeplerini şöyle açıkladı:
"Batı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Almanya'da da aileler çocuklarının en ufak bir şikayeti olduğu zaman hemen doktora götürüyor. Doktora gittikleri için de en ufak bir taş dahi olsa görülüyor ve müdahale edilerek o taş çıkartılıyor. Ancak Doğu Avrupa ülkeleri ve özellikle Türkiye gibi ülkelerde aileler çocuklarında çok ciddi şikayetler olmadığı sürece doktora götürmüyor. Doktora gitmedikleri için de çocukların böbreğindeki taşlar zaten gelişmiş oluyor, dev şeklini almış oluyor."
(MY-AKK-CC-Y)

25.01.2013 10:21:46 TSI

Editör: Wan Haber