Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Filistin'in BM'de gözlemci devlet seçilmesinin dünya vicdanının bir yansıması olduğunu belirterek, "İsrail, şimdi çok daha tehlikeli bir adamı atarak yeni yerleşim yerleri yapma kararı aldı ki, bu Filistinliler arasındaki özellikle Kudüs'teki irtibatı kopartmaya dönük bir adımdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, davetlisi olarak Türkiye gelen ve bir dizi temaslarda bulunacak olan Somali Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Gül ve Mahmud gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı.
Bir gazetecinin Somali Cumhurbaşkanı Mahmud'a Suriye'de bir süredir devam eden olayların önüne geçilmediği takdirde Suriye'nin Somali gibi olacağı yönünde görüşlerin olduğunu sorması üzerine, "Somali ile ilgili çok umutluyum. Değişikler sahaya yansımaya başladı. Değişimler yakın zamanda da devam edecek. Tedbirler hayata geçirilmeye başladı. Başkentte 2 milyon Somalili yaşamaktadır. Somali'de 60'a yakın yasa dışı kontrol alanları vardı. İnsanların haraç kestiği yerlerdi. Göreve başladığımız andan itibaren bu yasa dışı sınır kontrol noktaları ortadan kalktı. Artık insanlar serbestçe hareket edebilmektedir. Dolaşım özgürlüğüne sahipler. Değişimler devam ediyor. Hükümetimiz buna kararlıkla yaşlaşıyor ve insanlarımız bunu destekliyor. İşte bu yüzden umutluyuz dedim. Diğer alanlarda hükümetimiz çalışmalarına başladı. Suriye konusuna gelecek olursak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu konuda görüş belirmek için benden daha iyi konumda" diye konuştu.

"ÜMİT EDERİM, SURİYE'DEKİ BU KAUS UZUN SÜRMEZ"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Somali Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mahmud'un sözü kendisine bırakması üzerine şunları söyledi:
"Kıyaslamaları ülkeler arasında yaparken hepsinin şartı ayrı. Somali hep aynı ırktan, aynı dinden, aynı mezhepten ve aynı dili konuşan insanlardan oluşuyor. Hiçbir mezhep ayrımı, hiçbir etnik ayrım ve farklı dil falan yok Somali'de konuşulan. Somali meselesi tamamen ayrı. Suriye'ye gelince, Suriye'de maalesef rejimle problem. Bugün ki rejim artık çok eskide kalmış bir sistem. Hatta herkes buna ayaklanmış vaziyette. Kimi fiilen ayaklanmış vaziyette, kimi ise gönülden ayaklanmış vaziyette. Muhalefetin son yapısına da dikkat ederseniz zaten Suriye halkının bütün kesimlerini içine alacak yeniden yapılandılar. Yani rejimin yanında zannedilen farklı meslekteki insanları da temsil eden kişiler muhalefetin içerisinde. Ümit ederiz ki, Suriye'deki bu kaos uzun sürmez."

"TÜRKİYE'YE SOMALİ HALKININ ZORLUKLARINA DUYGUSAL BAĞLARLA YAKLAŞTI"
Bir başka gazetecinin Somali Cumhurbaşkanı Mahmud'a Türkiye'de bulunan birçok sivil toplum kuruluşlarının yardımlarının olduğu ve bu yardımların iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili katkıları sorması üzerine, "Somali her zaman hem yerel hem de uluslar arası düzeyde sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenmiştir. Sivil toplum kuruluşları her zaman halkımıza büyük destek vermişlerdir. Özellikle zor dönemlerde destek vermişlerdir. Bu dönemdeki fark şuanda daha değişik. Güvenlik sebeplerinden dolayı sivil toplum kuruluşları kalıpta çalışmalarına devam edememiştir. Dışarıdan yardımcı olmaya çalışmışlardır. Somali çok uzun zamandır destek veren sivil toplum kuruluşları vardır. Sahaya gittiğimiz de Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarının çok kısa zamanda gerçekleştirmiş oldukları gördüğümüz de onun ruhu da çok farklı, gücüde çok farklıdır. Çok daha uzun süredir Somali'ye destek vermiş sivil toplum kuruluşlarından ayıran farkta budur. Çünkü onlar toplumlar arası ilişkiyi tesis edebilmiştir. Türkiye'deki sivil toplum kuruluşları bireyler arası ilişkiyi geliştirmiştir ve de Somali halkının zorluklarına duygusal bağlar geliştirerek sahip çıkmışlardır. Türk toplumunun, Somali toplumuna karşı kendine bu kadar yakın hissetmesi siyasi değil sosyal bir meseledir. Zaten bu sebepten dolayı Somali halkı bunu görüyor ve bunun farkında" diye konuştu.

"İSRAİL ÇOK TEHLİKELİ BİR ADIM ATTI"
Cumhurbaşkanı Gül, Filistin'in BM'de gözlemci devlet seçilmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, "Bu aslında dünya vicdanın yansımadır. Oylamaya baktığınızda onun altında, yani iki elin parmağından daha az ülkenin hayır dediğini ama bütün dünyanın her dilden, kıtadan, gelişmiş veya gelişmemiş her ülkeden devletlerin Filistin'in devlet olma hakkını açıkça teslim ettiler. Bu çok önemlidir. Dünya vicdanını yansıması açısından çok önemli. Ümit ederim ki, buna hayır diyenler bundan ders çıkartırlar. Çünkü bu kadar dünya vicdanı bu şekilde seslendirildikten sonra buna karşı gelmek kendilerini çok yıpratacaktır. İsrail'in tepkisiyse kendisini daha da dünya vicdanına mahkum edecek şekildedir. Zaten illegal bir şekilde uluslararası hukuka da hiç dayanmayacak bir şekilde yerleşim yerleri yapmakta bir nevi başkasının toprağında inşaat yapmaktadır. Başkanın toprağında ev yapmakta ve bu bütün dünyanın gözü önünde yapmaktadır. Bunun için zaten barış süreci tıkanmıştı. Bunun için Filistin ve İsrailliler arasındaki görüşmeler tekrar başlamazken, şimdi çok daha tehlikeli bir adamı atarak yeni yerleşim yerleri yapma kararı aldı ki, bu Filistinliler arasındaki özellikle Kudüs'teki irtibatı kopartmaya dönük bir adımdır. Bu yer ve konum olarak seçtikleri yer böyledir. Bu çok tehlikeli neticeler doğurur. Nitekim birçok Avrupa ülkesi bunu gördüğü için İsrail'i ikaz ettiler. Ümit ederim ki, İsrail bunu yapmaz, bunun da çok büyük neticeleri olur ve neticeleri de kendi aleyhine tecelli edecektir" şeklinde konuştu.
(TB-ÖZ-Y)

05.12.2012 14:37:50 TSI

Editör: Wan Haber