Gaziantep Kolej Vakfı (GKV) Özel Okulları rehber öğretmenleri velilere ve öğrencilere karne ve tatul uyarısı yaptı.
Öğrencilerin yarı yıl tatilinin kabusa çevrilmemesi gerektiğini ifade eden GKV'li rehber öğretmenler Davut Diri, İpek Kundak ve Sinem Öztürk yaptıkları açıklamada öğrencilerin karnesinin doğru okunması gerektiğini ifade ederek, "25 Ocak 2013 günü ilk ve orta öğretim öğrencilerinin karnelerini almasıyla sömestr tatili başlıyor. Karnelerin anne-baba ve öğretmenlerce doğru okunması, doğru değerlendirilmesi ve doğru anlaşılması, karnenin işlevi açısından son derece önemlidir. Karne, öğrencinin başarılı ya da başarısız olarak etiketlendiği bir belge değil, öğrencinin bulunduğu eğitim ortamında ondan beklenen bilgi ve beceri alanındaki yeterlilikleri ne derece gösterdiğine ilişkin bir değerlendirmedir. Bu değerlendirmenin işlevi ise, bireyin daha başarılı olması için yapılması gerekenleri planlamaktır. Yoksa bu karne anne-baba-çocuk-öğretmen ve diğer ilgililer arasında bir 'suçlama-savunma' aracı değildir. Bu nedenle karneler sadece çocuk için değil, öğretmen, okul ve aile için de bir yol göstericidir. Çünkü çocuğun gelişimi ile ilgili olan herkes kendisine 'Bu çocuğun daha başarılı olması için ne yapmalıyız?' sorusunu sormalıdır" dedi.
GKV'li rehber öğretmenler anne ve babaların çocuğun karnesini nasıl okumaları gerektiğini de şu önerilerle ifade ettiler:
"Karneyi inceledikten sonra ilk olarak gördüğünüz "olumlu" yönler ve iyi notlar üzerinde durunuz ve bunlara ilişkin memnuniyetinizi belirtiniz. Karnedeki düşük notlara ilişkin ifadelerinizi özenle seçiniz. Örneğin, 'Bu derslerden de başarılı olmak isterdin mutlaka, bu durum seni olduğu gibi bizi de üzdü, ama böylece hangi derslere daha çok çalışman gerektiğini görmüş olduk' gibi. Çocuğun karnesine ilişkin kendi duygularını paylaşmasına fırsat veriniz, duygularını paylaşmaya teşvik ediniz. Tehditkâr ve kaygıya yol açacak ifade ve tarzlardan kaçınınız. Daha az başarılı olduğu derslere ilişkin ona nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun. 'Bu konuda bizden istediğin desteği bilmek isteriz. Sana yardımcı olabileceğimiz bir konu var mı?' Unutmayın anne-baba olarak çocuğunuza her konuda destek olmak ve yardım etmek sizin görevinizdir. Çocuğunuza karnesi nasıl olursa olsun onu sevdiğinizi ve değer verdiğinizi gerçekçi bir şekilde gösteriniz. Çocuğunuzun buna inanmasını sağlayınız. Çocuğunuzun başarısını başka çocuklarla özellikle de kardeşiyle kıyaslamayınız. Unutmayın başarılı bir çocuğa sahip olmaktan daha önemlisi sağlıklı ve uyumlu bir çocuğa sahip olmaktır. Çocuğunuzun karnesini başkalarına karşı bir övünme ya da utanma nedeni olarak kullanmayınız. Böyle ifadelerden kaçınınız. Örneğin "Bu karneyle konu komşuya rezil ettin bizi!'. 'Ben de şöyle göğsümü gere gere çocuğumun karnesini dosta düşmana gösteremeyecek miyim?' gibi ifadeler çocuğun kişiliğini zedeler. Unutmayın çocuğunuz, sizin için değil, öncelikle kendisi için çalışmalıdır. Karneyi çocuğun kişiliğinin bütününe yönelik bir değerlendirme aracı olarak kullanmayınız. Karnesi çok parlak çocuklar ödüllendirilirken, karnesi daha az parlak çocuklar da teşvik edilmelidir. Çocuğa, elde edilen sonuç kadar gösterilen çabanın önemli olduğu mesajı verilmelidir. Anne-babalar olarak kendi öğrencilik yıllarınızı ve kendi karnelerinizi hatırlayınız ve çocuğunuzla empati kurmaya çalışınız. Unutmayın, çocuğunuzun karnesi anne-baba olarak sizin için de bir değerlendirmedir ve her değerlendirme eksikleri gösteren bir bilgidir. Siz kendinize Bu sonuçlar üzerinde benim katkım ne kadar oldu? Hangi davranışlarımızı değiştirmeliyiz? Biz nasıl bir aile ortamı sağlarsak çocuğumuz daha başarılı olabilir? diye düşünmeniz için bir fırsattır. Öğrencinin okul başarısızlığı çok iyi analiz edilmeli, karne kötü olsa bile yaklaşım doğru olmalıdır. Hiçbir anne-baba şunu unutmamalıdır, kötü karne düzeltilebilir; fakat çocuğun kişiliğine verilen zarar telafi edilemeyebilir. Ayrıca, tatiller aile içi ilişkileri yakınlaştırma ve anne-baba ile geçirilen zamanı artırma açısından önemlidir. Özellikle çalışan anne ve babaların izin dönemlerini çocuklarının tatil döneminde kullanması, çocuklarla iletişimi artırarak sorunun kaynağının birlikte değerlendirilmesine yardımcı olur. Tatiller anne-babalar için çocukları ile birlikte olmaya öncelik verebilecekleri ve birbirlerini daha iyi tanımak, anlamak ve birbirlerinin arkadaşlığından zevk almak için değerlendirebilecekleri bir fırsat olabilir. Çocuklar anne-babaları ile bir şeyler yapmaktan hoşlanırlar. Mümkünse tatilde hem her bir çocuğunuzla bireysel olarak vakit geçirmek hem de aile olarak hep birlikte vakit geçirmek için gerekli düzenlemeleri yapınız."
Uzmanlar anne ve babalar kadar öğrencileri de karne konusunda uyararak başarısız olan öğrencilere başarıyla ilgili izlenecek yöntemleri de açıklardılar. GKV'li rehber öğretmenler açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
"Öğrenciler, 'Derslerimi başaramadım, ben başarısız bir öğrenciyim' gibi kendinizi kötü hissetmeye neden olabilecek ifadeler yerine 'Bazı hatalar yaptım ve bunları düzelteceğim, derslerimde iyi bir sonuç bekliyordum ancak ikinci dönem çalışarak daha iyi bir sonuç elde edeceğim, bu dönem istediğim başarıyı gösterememiş olmam benim başarısız bir öğrenci olduğumu göstermez' gibi daha umut dolu ifadeleri kullanmalıdır. Her başarısızlık yeniden değerlendirmeyi gerektirir. Bu değerlendirme de eksiklerinizi görmenizi, eksikleri gidermek için yeni planlamalar ve çalışmalar yapmanızı, sonuçta başarıya ulaşmanızı sağlar. Eğer eksiklerimizi göremezsek, tekrar aynı durumlarla karşılaşabiliriz."
Sömestr tatilini verimli ve güzel geçirmek için öğrencilerin kendilerine mutlaka bir tatil programı hazırlaması gerektiğini ifade eden Gaziantep Kolej Vakfı Özel Okulları rehberlik öğretmenleri Davut Diri, İpek Kundak ve Sinem Öztürk öğrencilerin tatil süresince nasıl ders çalışması gerektiğini de şöyle anlattı:
"En verimli tatil şu şekilde geçirilir diye kesin bir hüküm söylenemez. Çünkü bireysel farklılıklar mutlaka olacaktır. Bu nedenle, her öğrenci kendisine uygun bir çalışma stratejisi belirlemelidir. Günün, haftanın ve tatilin sonunda ulaşılması düşünülen yeni hedefler belirlenmelidir. Bu hedefler öğrencinin çalışma isteğini kamçılayacak nitelikte olmalıdır. Hayali ve gerçekleşmesi imkansız hedefler, belli bir süre sonra öğrencinin ümidinin kırılmasına ve çalışma isteğinin azalmasına neden olabilir. Bu dönem içinde uygulanabilecek 4 temel strateji vardır. Her öğrenci kendi durumunu gözden geçirerek bu uygulamalardan birini yapmalıdır. Konu tekrarı yapmak, insan öğrendiklerinin yüzde 75'ini bir hafta içerisinde, yüzde 66'sını bir gün içerisinde, yüzde 54'ünü de bir saat içerisinde unutur. Unutmayı önlemenin en etkili yolu yapılan tekrarlardır. Özellikle geçmiş konulardan çok fazla hatası çıkan öğrenciler genel tekrara ağırlık vermelidir. Eksik kalan konuları tamamlamak: Konu eksiği fazla olan, konuları sınava kadar yetiştirememe korkusu yaşayan öğrenciler, tatilde önceliği eksik konularını tamamlamaya ayırmalıdır. Çünkü eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme verimli sonuçlar vermez, yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engeller. Çalışılmış olunmasına rağmen zayıf hissedilen derslere ya da konulara yoğunlaşmak: Örneğin öğrencinin matematikten çok fazla eksiği varsa, öğrenci tatil döneminde bu derslere daha fazla vakit ayırarak bu zayıflığını gidermelidir. Yeni konulara çalışmak: Konu eksikleri olmayan ve çalıştığı konulardan çok az soru kaçıran öğrenciler bu stratejiyi kullanabilirler. Öğrenciler için tatil, kendilerini geliştirmek için de çok iyi bir fırsattır. Bireyin kendini geliştirmesini sağlayacak en önemli etkinlik kitap okumaktır. Öğrenciler tatil boyunca bol bol kitap okuyacak zamana sahip olurlar. Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan öğrencilerin kalıcı başarıları yakalaması çok zordur. Ayrıca tatilde kitap okumaya başlamak böyle bir alışkanlığa sahip olmayan öğrenciler için bu alışkanlığı kazanmaları, kitap okumanın keyfini yaşamaları açısından bulunmaz bir fırsattır. Bundan dolayı kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır."
(HD-Y)

25.01.2013 12:38:36 TSI

Editör: Wan Haber