Bir oğulları yasa dışı pankart asmak suçundan hapis yatan, diğer oğulları ise canlı bomba olarak aranan Giresunlu ailenin dramı, dikkat çekiyor.
Zonguldak maden ocaklarından emekli olduğunu belirten baba Şinasi Y., "Her anne baba gibi biz de çocuklarımız için çırpındık. Bir dediklerini ertelemedim, ne istedilerse hep yerine getirmeye çalıştım. Tam çocuklarımla gurur duyacağım bir zamanda, acaba bunlar benim çocuklarım mı diye kuşku duyuyorum. Tam mutluluk duyacağım bir zamanda, bir oğlum öğretmen, diğer oğlum da avukat olacak derken şok oldum" dedi.
Oğlu Bulut'tan bir yıldan beri haber alamadığını belirten acılı baba, "Çocuğa sevgi verilirse eve ve ailesine bağlar. Eğer sevmek suçsa, bu suçu işledim. Çocuklarımı çok sevdim. Şimdi her şey geçti, dövünerek geri gelmeyeceğini anladım ve elimizde bir fırsat var, gelin annenizi ve beni azıcık seviyorsanız... Azıcık da merhametiniz varsa, azıcık insanlık merhametiniz varsa annenize ve babanıza üzülün" diye konuştu.
Oğlu Bulut'un bir eylem hazırlığında olduğu ihbarıyla ilgili konuşan acılı baba Şinasi Y., "Benim gibi olan aileler için konuşuyorum. Ben bir fırsat buldum, derdimi anlatıyorum. Benim gibi olup da konuşamayan birçok insan var. Onlara şunu söylüyorum; kesinlikle çocuklarının üzerinden sevgilerini esirgemesinler. İslam dininde ne diyor; kolaylık kolaylık... Şartlar ne olursa olsun can almak diye bir şey yoktur. Bir söz vardır; 'erkekliğin onda dokuzu kaçmak', yeri geldi mi beladan kaçacaksın" şeklinde konuştu.
İmralı görüşmeleriyle ilgili de görüşlerini dile getiren acılı baba, "İmralı ile ilgili başlayan bir süreç var. Başbakanımız böyle bir süreç başlattı. Ülkemizde kan akıyor, kan dursun. Abdullah Öcalan'ın ziyaretine gidilmesini ben çok önemsemiyorum. Çünkü eskiden Öcalan'a sayın demek ceza nedeniydi, şimdi nerelerden nerelere geldik. Devletim bu süreci başlatmışsa, ben de devletimin yanındayım" ifadelerini kullandı.
BDP'lilerin Karadeniz turuna çıkışlarıyla ilgili de konuşan Şinasi Y., şunları söyledi: "Onların da ezberleri bozması gerekir. Demek ki ezberlerini bozmuşlar, bu kötü bir şey değil. Ben de rahatlıkla doğuda gezeyim, doğulular da Karadeniz'de rahatlıkla gezebilsinler. Ben çok duygusal bir insanım, duygusal insanların da çok çabuk sağlığı bozuluyor. 4-5 tane sinir ilacım var, onları kullanıyor rahatlıyorum. Bazen diyorum ki, yaşamanın ne anlamı var? Çocuklarımın bir tanesi yanımda olsa onunla avunabilirdim. Bazen kendimi çok yalnız hissediyorum ama asla ümidimi kaybetmedim. Bu ümidimi sabırla bekleyeceğim. Ben yine söylüyorum, sevgiden asla vazgeçmeyelim."

BİR ANNENİN FERYADI
Anne Aysel Y. ise, "Bir canlı bomba oluyor, televizyonlara, gazetelere çocuklarımın fotoğrafları düşüyor, 'canlı bomba eğitimi aldı geldi' diye. Biz bir korku yaşıyoruz, sonra da öyle bir şey yok diyorlar. Bir iki ay sonra yine bir canlı bomba, yine ekranlara düştü. Benim hapishanedeki oğlum Şafak Y. 1 ay olmuş hapse gireli, hala gazetelerde canlı bomba diye fotoğrafları çıkıyor. Çocukları deşifre ederek hayatını tehlikeye atmanın da bir anlamı yok. Oğlum bana 'anne sen ne terörist annesisin ne de senin çocukların terörist. Biz devrimciyiz' dedi. Ben oğluma şöyle sesleniyorum; oğlum neredeysen çık gel oğlum, eğer istiyorsan ben geleyim bedenimi sana siper edeyim oğlum. Canlı bomba ve terörist olmadığını herkese göster oğlum. Elbet bir gün senin terörist ve canlı bomba olmadığın ortaya çıkar oğlum. Ben sizleri çok özledim oğlum. Bulutumu çok özledim, sen bizim ilk yavrumuzsun. Şafak'ı görme ümidimiz var ama seni yok oğlum. Ne olur oğlum çık gel. Seni çok özledim gel oğlum. Canlı bomba olmadığını herkese göster" diyerek duygularını dile getirdi.
(BK-ÖS-SO-Y)

18.02.2013 17:13:54 TSI

Editör: Wan Haber