Güneydoğu'da operasyonların devam ettiği 8 ilçede kamulaştırma kararı alınmasını değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "El koyma kararları kamulaştırma adı altında kamuya hiçbir şekilde hizmet etmiyor. Kamulaştırma değil askerileştirmedir" dedi. Figen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdiği vatandaşlıktan çıkarma tartışmasıyla ilgili olarak da "Allah bizi insanlıktan çıkmaktan korusun. Siz insanlıktan çıkmışsınız. Bizleri vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit etseniz de bunların bizim gözümüzde bir değeri yok. Kendi vatandaşları yaratmaya çalışıyorsunuz" dedi.

Figen Yüksekdağ'ın konuşması özetle şöyle: Son dönemde el koymalar, biat etmeyeni kentiyle yakıp yıkma teslim almaya çalışmaktır. O illerde yaşayan halkın tek suçu AKP siyasetine ve Saray’a biat etmemektir.

Bu suçun bedelini ödetiyorlar bu halka. “Siz misiniz bize biat etmeyen” diyerek mala mülke el koymaya çalışıyorlar. El koyma kararları kamulaştırma adı altında kamuya hiçbir şekilde hizmet etmiyor. Kamulaştırma değil askerileştirmedir.

200 metre mesafelerde karakollar yapmak istiyorlar. AKP’nin sermayedarları kuyruğa girmiş durumdalar. Ölümlerden yıkımdan çıkar devşirmek derdinler. Ve bölge halkına, Kürt halkına huzur getirmedikleri gibi daha fazla savaş ve ölüm getiriyorlar. Halkı kendi yurdunda sürgün haline getiriyorlar.

Bir ülkenin cumhurbaşkanı yatıp kalkıp bir kenti yıkmanın hayalini kuruyor. Sur için kurduğu hayal sizin kabusunuza dönüşecek. Sur’u da, Cizre’yi de, Nusaybin’i de bu karanlık hayallerle teslim almayı başaramayacaksınız. Abluka altında yıkım ve el koyma kararları alınan kentlere sahip çıkmaktır. Bugün Sur için çıkardıkları yasa Ege’nin köyü, Ankara’nın ilçesi, Karadeniz’in bir yaylası için yasa çıkarıyorlar. Torba torba yasalarla gasp ettikleri tüm hakları karanlığa gömmeye çalışıyorlar. El koyma, zapt etme kararına karşı hep birlikte direnmeliyiz ve direneceğiz.

Sur’da halkın yaşam alanına el koymaya çalışanlar Maraş’ta ve Sivas’ta da aynısını yapmaya çalışıyorlar. Alevi halkının yaşadığı bölgeye el koydular. Katliamı yaşamış Maraş halkı haklı olarak El Nusracıların geleceği kampı, bölgenin demografik yapısıyla oynanmasını istemiyor. Kamp adı altında oraya paramiliter güçleri oraya yerleştirmeye çalışıyorlar.

“Allah bizi insanlıktan çıkmaktan korusun,  siz insanlıktan çıkmışsınız”

Sanki kendi tapulu malı. Allah bizi insanlıktan çıkmaktan korusun. Siz insanlıktan çıkmışsınız. Bizleri vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit etseniz de bunların bizim gözümüzde bir değeri yok. Kendi vatandaşları yaratmaya çalışıyorsunuz. AKP Saray kolonileri kurarak, susturup teslim aldıklarınızı, korkuttuklarınızı bir araya getirerek kendi vatandaşlarınızı oluşturmaya çalışıyorsunuz. Bizim sinirlerimiz sizin çürük iktidarınızdan daha sağlam. Sizin oluşturmaya çalıştığını Saray vatandaşı algısını ters düz edeceğiz. Saray’ın vatandaşı olmadık, olmayacağız. Bu vatanı da size yem etmeyeceğiz, parçalatıp böldürmeyeceğiz.

Ülkenin milli gelirinde kara delik oluşturdular

Savaş dili ve savaş yöntemiyle halkımıza hayatı zehir ediyorlar. AKP Saray iktidarı savaşa yaptıkları yatırımla bu ülkenin milli gelirinde kara delikler oluşturdular. Milli gelir 80 milyon dolar kayba ulaştı. Savaşı, şiddeti kutsayarak kışkırtarak bu halkın kesesinden 120 milyon doları savurup attılar. 11 milyon insanı sosyal yardımlara muhtaç hale getirdiler. Bu insanlar kredi kartıyla yaşıyor. 3 buçuk milyon insan şuan kredi kartı borcunu ödemeye çalışıyor. Milyonlarca insan tüketici kredisiyle 2-3 kuşak borçlandırılmış durumda. Savaş ve politik yıkımla bu krizin üzerini örtmeye çalışıyorlar.  Bu savaş perdesini kaldırıp bu iktidarın büyük suçunu ortaya çıkarmaya çalışıyorlar.

“Temmuz’dan bu yana bin kişi tutuklandı, tutsaklar 39 gündür açlık grevindeler”

Siyasi iktidar hiçbir sorunu çözmediği gibi her zaman daha fazla çözümsüzlük üretiyor. Siyasi soykırım operasyonları, baskı bunların başında geliyor. Temmuz’dan bu yana bine yakın insanımız tutuklandı. Binlerce insanımız da gözaltına alındı. İnsani yardım yapan insanlarımızı tutuklamaya çalışıyorlar. 2009’da 10 bin Kürt siyasetçisini hapsedenler gittiler siz de gideceksiniz. Halkın çözüm ve barış talebine operasyon düzenleyenler nereye gittiyse siz de oraya gideceksiniz. Bizler bu koşullar içerisinde siyasi özgürlükleri savunanlar bütün canlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Cezaevlerinde insanlık dışı bir uygulamayla karşı karşıyalar. Tutsaklar 39 gündür açlık grevindeler. İnsanlık duyularından bizleri koparmayı istiyor bu iktidar.

“Gaza suya inat, tribün faşizme teslim olmayacak”

Sadece hapistekilerle değil stattakilerle de uğraşıyorlar. Beşiktaş stadında olduğu gibi. AKP – Saray devlet protokolü ile kendi aralarında top çevirdiler. Kendi taraftarı olmayanları almadılar. Dört büyüklerin değil Saray’ın taraftarı olmak zorundasınız. Taraftarlar gaza ve tazyikli suya rağmen kendi statlarına girebildi. Kendi aralarında top çevirenler bu halkı kandıramazlar. Onlar boş statlarda eğlenebilirler ama biz her yerde özgürlükten, barıştan yana olmaya devam edeceğiz. Gezi ruhuyla çocukların top oynamasından yana olan Beşiktaş taraftarını sevgiyle selamlıyorum. Gaza suya inat tribün faşizme teslim olmayacak.

“Baş veririz ama baş eğmeyiz”

Dokunulmazlıklarımızı kaldırmaya çalışıyorlar ‘vekilliğinizin bitmesini mi bekleyeceğiz’ diyorlar. Aceleleri var, Saray’a kaçak kat çıkmak için. Bizim de acelemiz var. Baş vereceksiniz diyorlar. Biz baş veririz ama baş eğmeyiz. Bir cumhurbaşkanı her gün bizi tehdit ediyor. Ne bu korku, bu nefret? Açıklamaya yapmadığı tek konu yok. Bir tek Ensar konusunda açıklama yapmadı. Bütün toplumsal kesimlere nefret kusuyorlar. Çünkü bizler onlara 7 Haziran’da yenilmez olmadıklarını gösterdik. Kendilerini yıkılmaz sanıyorlardı ama 7 Haziran’da bir fiskeyle savruldular. Bize her baktıklarında ödleri patlıyor. Biz onların yüzüne tutulan bir aynayız. Yine yenileceksiniz! Hak ettiğiniz yerde değilsiniz ve gideceksiniz. Bizi her türlü baskıyla yok etmeye çalıştınız ama biz halen varız ve var olmaya çalışacağız.

Milletvekilliği dokunulmazlığını senden mi aldık. Sen mi verdin bize? Halkın demokratik temsiliyetidir bu ve bize bunu halkımız verdi. Halklarımızın haklarını savunma özgürlüğünü senden almadık. Bizler bu vekaleti kimden aldıysak bunu savunmaya devam edeceğiz. Suç kızartıcı suç işleyenler gelin kalıcı anayasa değişikliği yapalım dedik ama umurlarında değil çünkü dertleri sadece HDP ve bizden intikam almak. Biz de onların amaçlarına ulaşmasını beklemek zorunda değiliz. Hesap soracağız sormaya devam edeceğiz. Yargılanacaksınız. 3-4 dört bakana verilen rüşvetlerden bahsediliyor ama kapı duvar umurlarında değil. Bu suçların üzerini örtmek için bizimle uğraşmayı seçiyorlar. 

Editör: Wan Haber