Spor Toto Süper Lig'in 21. haftasında deplasmanda Mersin İdmanyurdu ile karşılaşan Fenerbahçe, rakibini yeni transfer Webo'nun ilk yarının son dakikasında attığı tek golle 1-0 yenerek 3 puanın sahibi oldu.
Maç sonrası basın toplantısında karşılaşmayı değerlendiren Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, her iki takım açısından da 3 puan ihtiyacının çok yüksek olduğu bir maç olduğunu söyledi. Fenerbahçe açısından bu maçın, puan aralığını düşürme çabası içinde oldukları bir dönemde olmasından dolayı daha da önemli hale geldiğini ifade eden Kocaman, "Özellikle geçen hafta içerideki mağlubiyetle beraber, puan farkının bir an daha fazla açılma riski vardı Mersin'in de çok istekli olacağını düşünerek. Bu nedenle bu aralığın açılmaması için mutlak kazanmak ihtiyacındaydık. Maça da zaten bu şekilde başladık. Ofansif anlamda yeterliliği yüksek gözüküyorduk. Ancak bunun maç içinde bir handikabı da oldu. O handikapta şuydu; özellikle ilk yarıda oyunun kenarlarından doğan zaaflarımızdan dolayı oyunu kontrol etme ve baskıyı arttırma şansı çok yakalayamadık. Devrenin sonlarında gelen gol hem maça bağladı hem 3 puana bağladı. İkinci yarı nispeten bu anlamda daha rahat geçti. Oyunun kontrolü tamamen elimizdeydi. Farkı artırma imkanı da bulduk, ancak bunları değerlendiremedik. Son dakikalar bizim adımıza biraz daha heyecanlı geçti. Ama bu dönemde 3 puan tabi ki bizim için önemli. Şunu da belirtmek gerekiyor; önümüzdeki haftalar sadece bize ait değil, üstümüzdeki takımlar için de altımızdaki takımlar için de bütün takımlar için puan kayıplarına çok açık olarak gözüküyor. Burada en az puan kaybeden takım bu anlamda avantaj sağlayacak gibi gözüküyor" dedi.
Gazetecilerin, 'Fenerbahçe taraftarı arasındaki bölünmüşlüğün takımı etkileyip etkilemeyeceği' yönündeki bir sorusunu yanıtlayan Kocaman, "Bu anlamda taraftara bir mesaj vermenin sanki bir anlamı yok gibi gözüküyor. Çünkü herkes kendi oyununu oynuyor bizim dünyamızda. Fenerbahçe'de de Türk futbolunda da. Dolayısıyla verdiğimiz mesajların yerine gitmeme ihtimali çok daha yüksek olduğundan çok konuşmanın anlamı yok. Ben devre arasında Fenerbahçe muhabirleriyle yaptığımız toplantıda transferle ilgili soruya verdiğim bir yanıt vardı. Bizim en büyük transferimiz önümüzdeki dönem için özellikle en büyük gücü olan Fenerbahçe'nin birliğini sağlamak diye söylemiştim. Ancak bu konuda yol almadığımız görünüyor. Dolayısıyla sözlerimizin de bir anlamı olmadığını görüyoruz. Onun için yaşayarak göreceğiz. Biz Türkler yaşayarak öğreniyoruz bazı şeyleri. Bunu da Fenerbahçeliler olarak bu şekilde öğreneceğiz gibi gözüküyor. Yanlış ama ne desek boş" diye konuştu.
Kocaman, '18 dışında kalan futbolcuların durumu' ile ilgili bir soruya ise şu yanıtı verdi; "Bu konu şahsıma ve Fenerbahçe'ye ait değil ama Fenerbahçe bu konuda normalden fazla gündeme getiriliyor, eleştiriliyor ve kriz ortamı yaratılmaya çalışılıyor. Burada bir oyun var, oyunu oynayan insanlar var. Oyundan ziyade oyunun dışıyla daha fazla ilgiliyiz. O yüzden de hiçbir şekilde gelişme olmuyor ve hep aynı şeylerle boğuşup duruyoruz. Bende bunlara bu şekilde yanıt vermeye çalışıyorum. Elimde 25 tane bir birine yakın oyuncu var. Ne yaparsam yapayım, hangi matematiği yaparsam yapayım, kaleciler hariç 9 tanesi bunun dışında kalacak. Bugün olanlar olmadığı zaman, bugün olanlar olmamış olacak, onların yerine diğerleri olacak. Artık biraz daha bu işi yapanların inisiyatifine bıraksak, oyuna baksak, oyunla ilgili konuşsak sanki daha iyi olacak gibi gözüküyor ama maalesef yine bu sözleri söylemek de anlamsız. Bizim hayatımız böyle, devam edeceğiz."
Bir başka gazetecinin, "Zaman zaman yapılan ağır eleştirilerden etkileniyor musunuz, bunlar için söylemek istediğiniz bir şey var mı? şeklindeki sorusunu yanıtlayan Kocaman, "Bu soruya yanıt vermeyeceğim. Hayatımı devam ettirmeye çalışıyorum, zihin ve ruhsal sağlığımı koruyarak" şeklinde konuştu.
Kocaman, Bate maçıyla ilgili olarak ise, "Avantajımız ve dezavantajımızı belirtmekte fayda var. Bate'nin tabi uzun zaman resmi maç trafiğinin dışında kalmış olması bu anlamda bize bir avantaj sunmuş olacak. Bunun dışında dezavantaj olarak da şunu söyleyebilirim; düşünüldüğü gibi seviyesi düşük bir takım olarak görülmemeli Bate takımı. Son derece organize bir takım. Bu resmi maç trafiğinden dolayı ne kadar yapabilirler, bunu bir tarafa koyalım ama genel itibariyle son derece organize, ne yaptığını bilen bir takımla oynayacağız. Bireysel kalite olarak Fenerbahçe iyi gözüküyor ama takım kalitesi ve organizasyon olarak güçlü bir takımla oynayacağımızı biliyoruz. Ama mutlaka turu geçmek arzusundayız" dedi.
Fenerbahçeli oyunculardan Emre Belözoğlu, Mersin İdmanyurdu galibiyetinin kendileri açısından çok önemli bir 3 puan olduğunu belirterek, "İstenilen konumda ve durumda değiliz, bunu hepimiz kabul ediyoruz takım olarak. Ama bugün itibariyle kazanmak çok önemliydi. Özgüven olacaktı. İnşallah önümüzdeki maçlarda da hem oyunsal anlamda hem de puansal anlamda çok daha ileride yer almak istiyoruz. Çünkü camiamızın bizden beklediği şey bu. Bunun bilincinde herkes elinden geleni yapacaktır. İnşallah güzel günler bizi bekliyor" ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin, '6 ay aradan sonra nasıl bir takım buldun?' şeklindeki sorusunu yanıtlayan Belözoğlu, "Tabii ki geçen seneki takıma göre bu seneki takım biraz daha hem puansal anlamda hem moral anlamında düşüktü. Ama bunu çevirmek bizim elimizde. Ben buraya takım arkadaşlarıma elimden geldiğince destek olmaya geldim. Sonuçta futbol kolektif bir oyun, bütün takımın beraber hareket etmesi gereken bir oyun. Ben de bana verilen görevi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. İnanıyorum önümüzdeki günlerde çok daha kompakt oynayan çok daha keyif veren bir Fenerbahçe olur" diye konuştu. Belözoğlu, 'saha dışında yaşanan olaylar sizi nasıl etkiliyor?' şeklindeki bir başka soruya ise, "Tabi ki taraftarın takım üzerinde desteği olduğu sürece takım için her zaman büyük bir güçtür. Özellikle iç sahada verdikleri destek bizim adımıza en büyük güçtür. Tabi ki onların gösterdikleri tepki ister istemez bizi de üzer. Sonuçta camiamızın bütünlüğü futbolcu grubu olarak bizi her zaman mutlu ettiği gibi, ayrışmalar da bölünmeler de bizi üzer. İnşallah bizim elde edeceğimiz iyi sonuçlarla biraz olsun düzelir. Çünkü Fenerbahçe çok büyük bir camia. İnşallah alacağımız iyi neticelerle bu dağılmışlık da son bulacak" şeklinde yanıt verdi. Emre Belözoğlu, 'kilo vermeyi neye borçlusunuz' şeklindeki soruya ise, şu yanıtı verdi; "4 kilo felan verdim. Bu tabi ki benimle alakaları bir durum. Türkiye'de futbol tempo olarak Avrupa'nın çok altında. Ama bu tabi benim bireysel tercihimdi. Türkiye'de bu konuda kendime çok dikkat etmiyordum."
Pierre Webo da Mersin İdmanyurdu maçının zor bir deplasman olduğunu ifade ederek, "Biz zor olacağını biliyorduk ve 90 dakika boyunca işimizi çok ciddiye aldık, bir an olsun ciddiyeti elden bırakmadık. Geçen maçta ortaya koyduğumuz mücadele ve savaşma ruhunu bugün de sahaya koyduk. İyi bir mücadele ortaya koyduk diye düşünüyorum. Buradan galibiyetle ayrıldığımız için mutluyuz" dedi.
(HSK-MFS-MFS-S)

10.02.2013 20:38:28 TSI

Editör: Wan Haber