Adana'da ortaokul son sınıfta atletizm dalında milli takıma seçilen ve sayısız madalya kazanan Adanalı Ahmet Pekyen'in hayatı, 12 Eylül döneminde bir kişiyi öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınmasından sonra adeta kabusa döndü. Cezaevine girdiği için spor hayatı biten ve 1987 yılında Anavatan Partisi'nin bombalanmasıyla alakalı gözaltına alındığı sıranda gördüğü işkenceden dolayı omur iliği zedelenince engelli duruma düşen Pekyen, önce TOKİ'deki evinden oldu sonra da malulen emekli aylığı kesildi.
1957 yılında işçi bir baba ve ev hanımı bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ahmet Pekyen'in 56 yıllık yaşam hikayesi Türk filmlerini aratmıyor. Pekyen, ilkokulu bitirdikten sonra Cumhuriyet Ortaokulu'na yazıldı. Çocukluğundan bu yana koşmaya merakı olan Pekyen, beden eğitim derslerinde öğretmenin dikkatini çekti. Bunun üzerine öğretmeni tarafından atletizme hazırlanan Pekyen, Adana'da çok sayıda yarışmada birinci geldi. Uzun koşularda başarılı olan Pekyen, ortaokul son sınıfa geldiğinde milli takıma seçildi. Milli takımda da Türkiye birincisi ve Balkan altıncısı olan Pekyen'in bundan sonra hayatı bir anda allak bullak oldu. Pekyen, başından geçenleri şöyle anlattı:
"Her şey çok güzel gidiyordu, her gittiğim turnuvalardan madalya ile dönüyordum. Daha yaşım çok küçüktü ama maraton koşularında çok başarılı oluyordum. Hedefim dünya ve olimpiyat şampiyonu olmak ve ülkemi en iyi şekilde temsil etmekti. Bu arada bir taraftan da ortaokul bitmiş, Karşıyaka Lisesi'ne geçiş yapmıştım. Bu arada sağ-sol davaları her gün can alıyordu. Ben de düşünce olarak sol tarafta yer alıyordum. Bir gün bir okul müdürü öldürüldü, bu suçu benim üstüme attılar. Ben daha çocuk yaşta cezaevine düştüm. Bundan sonra spor hayatım bitti. Koşuya askerde biraz devam etsem de siyaset yüzünden bir daha koşamadım. Okul müdürünün öldürülmesi olayından da beraat ettim."
Sağ-sol davasından dolayı sporu bırakmak zorunda kaldığını, okul müdürünün öldürülmesinin ardından kısa bir süre sonra 12 Eylül 1980 darbesinin meydana geldiğini ve bu nedenle hiç spor yapmaz hale geldiklerini anlatan Peyken, "Darbe yıllarında ben ve bütün arkadaşlarım içeri alındık. Kimimiz cezaevlerinde öldük, kimimiz kurtulduk. Ben darbenin ardından 1986 yılında evlendim. Evliliğimin ilk yılında 1987 yılında Anavatan Partisi'nin bombalanması olayında suçlanarak gözaltına alındım. Gözaltında gördüğüm işkenceden dolayı beni öldü sanan polisler, bir hastanenin morguna kaldırmışlar. Ben bir gözlerimi açtım, üzerimde beyaz bir şey var, korktum bağırdım. Hemen yanıma geldiler, benim ölmediğimi anlayınca morgdan alıp hastaneye götürdüler. Ben böyle şans eseri yaşadım. Daha sonra işkenceden dolayı omuriliğim zarar gördüğü için yüzde 50 engelli kaldım. Ağır iş yapamaz oldum. Ancak yeni evlendiğim için bu halde inşaatlarda çalıştım, daha sonra bir çay ocağında çalıştım, Çukobirlik'te çalıştım. Bu arada Anavatan Partisi'nin bombalanması olayında da beraat ettim. Bu zamana kadar suçlandığım bütün olaylardan beraat ettim" dedi.

"ENGELLİ OLDUĞUM İÇİN TOKİ'DEN İLK SIRADAN EV ÇIKTI, SONRA İPTAL OLDU"
3 çocuk sahibi olan ve 2'sini üniversitede okutan Pekyen, engelli kontenjanından yararlanarak ev sahibi olmak için TOKİ'ye başvurduğunu söyleyerek, "Kura çekiminde bana engelli sınıfından 1. sırada ev çıktı. TOKİ'ye başvurduğumda aynı zamanda malulen emekli olmak için de başvurmuştum. Ev çıktıktan bir süre sonra da malulen emekli oldum. Emekli olduğun ve sosyal güvencem olduğu gerekçesiyle bana çıkan evi iptal ettiler. Ben bunun için hukuk mücadelesi başlattım ama hala bir sonuç alamadım" diye konuştu.
Pekyen, 2009 yılında malulen emekli olduğunu ancak bu sefer de emekliliğinin iptal edildiğini ve bu zamana kadar aldığı parayı geri ödemesi gerektiğinin belirtildiği bir yazı geldiğini anlatarak şöyle devam etti:
"2012'nin Ağustos ayında emekli maaşım kesildi. Bunun nedeni de benim daha önce sürekli engelli raporuma doktorların bu kez süreli engelli raporu vermesinden kaynaklanıyor. Süreli engelli raporu olduğu için benim belirli sürelerde gidip heyetten hastalığımla ilgili rapor almam gerekiyormuş. Ben bunu bilmiyordum, bu nedenle maaşım 4 aydır kesik, perişan oldum. 2 çocuğum üniversitede, bir çocuğum lisede okuyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. İlaçlarımı kredi kartından alıyorum. 56 yıllık hayatımda başıma gelmeyen kalmadı."
SGK İl Müdürlüğü yetkilileri ise, konuyla ilgili olarak Pekyen'in emekli olduğunda doktorların "bu hastalık daha kötüye de gidebilir, daha iyi de olabilir. Bu nedenle 2-3 yılda bir heyet raporu alması gerekmektedir" diye rapor verdiğini, bu nedenle raporun yenilenmesi gerektiğini ancak Pekyen'in zamanında yenilemediği için aylığının kesildiğini, raporu alması durumunda geriye dönük maaşının da verilerek emekli maaşının geri bağlanacağını bildirdi.
(FKE-AKL-CC-Y)

21.01.2013 10:53:12 TSI

Editör: Wan Haber