HDP'nin rejim değişikliğine 7 Haziran öncesinden bu yana "hayır" dediğini hatırlatan Bedia Özgökçe Ertan, şu ifadelere yer verdi: 

Sayın Erdoğan'ın "İsteseniz de istemeseniz de rejim değişmiştir." dediği günden beri bu rejimin altyapısı kuruluyordu. OHAL kanun hükmünde kararnameleriyle de yönetim tarzı, toplumsal zeminin aleyhe işlemesini engelleyecek bir tarzla ustaca yürütüldü ve hâlâ yürütülmeye devam ediyor. Öyle görünüyor ki, tüm toplumumuzu derin bir karanlık bekliyor çünkü bu teklifin hiçbir yerinde en ufak bir gün ışığı dahi görünmemektedir. 

Rejimin adını bile koyamadınız 
Teklif savunucuları, "Hukukun üstünlüğü.", "Cumhuriyet rejimi hâlâ duruyor.", "Meclisin kapısına kilit mi vurduk?", "Yerli ve millî.", "Son derece demokratik.", "Daha hızlı karar almamıza vesile olacak." gibi anlatma çabası içerisindedirler. Bu, bir çabadır. Evet, ama ne kadar zorlandığınızı çok iyi görüyoruz. Anlatamıyorsunuz. Toplum gerçeğini doğru teşhis edememişsiniz. İçinde millet yok. Özü itibarıyla, Meclis çalışmıyor çünkü halkın hesap sorabileceği mekanizmaları elinden alıyorsunuz. Daha rejimin adını bile koyamadınız; birileri "başkanlık" diyor, birileri "yarı başkanlık" diyor, birileri "Türk tipi başkanlık" diyor, birileri de "Son derece demokratik" diyor. Hiçbirinin olmadığını biliyoruz. Örneğin, bu, bir Başkanlık rejimi değildir, hiçbir başkanlık rejimine benzemiyor.

Tarif, tanım, gerekçe ve düzenlemelere hep birlikte baktığımızda, neden bir isim bulamadığınızı aslında anlayabiliyorum. Söyleyemediğiniz, bu özelliklerin tek bir ismi var, onu da tüm dünya "diktatörlük" olarak tanımlıyor, henüz başka bir kavram bulunamadı. Bence teklif savunucuları da artık demokrasi ya da hukuk devleti ilkesiyle açıklamaya çalışmamalı, adına doğrudan "diktatörlük" demeli ve bu isim telaşından da kurtulmalıdır.

Hayır demeye 7 Haziran öncesinde başladık 
HDP olarak bu rejim ilk dillendirildiği andan beri karşısında duran yegâne partiyiz. Biz "hayır" demeye 7 Haziran evvelinde başladık, o zamandan beri "hayır" diyoruz, şimdi de "hayır" diyoruz; OHAL'e "hayır" diyoruz, haksız tutuklamalara "hayır" diyoruz, işkenceye "hayır" diyoruz, yaşam hakkı ihlallerine "hayır" diyoruz ve diyeceğiz. Türkiye topraklarının gerçek rengine büründüğü, Türk'ü ile Kürt'ü ile Alevi'si, Sünni'si, Müslüman'ı, Hristiyan'ı, hangi inanca sahipse herkesin adil ve eşit yaşayacağı bir anayasa yapılacağına inancım tamdır. Bir gün o anayasayı hep birlikte yapacağımıza inanıyorum ve o güne kadar da tüm yasaklara ve hepimizi tehdit eden tüm dayatmalara "hayır" diyeceğiz, sizleri de "hayır"a davet ediyorum. (GazeteVan)

Editör: Wan Haber