Ermenek’in Pamuklu Köyü’ndeki Has Şekerler Madencilik Şirketi’ne ait linyit ocağında, geçen 28 Ekim günü, eski ocakta biriken suyun basması sonucu 18 işçi mahsur kaldı. Facianın ardından başlayan arama kurtarma çalışmaları 38 gün sürdü. Bu çalışmalar kapsamında 18 işçinin cesetlerine farklı zamanlarda ulaşılarak ocaktan çıkarıldı.

Soruşturmayı yürüten Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı 168 sayfalık iddianameyle Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 16 sanıklı dava bugün başladı.

Tutuklu sanıklar; Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali Kurt ile tutuksuz sanıklar; Ermenek Cenne Linyit Madencilik şirketi işletme müdürü Mehmet Zeybek ve Has Şekerler Madencilik şirketinin daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy’un da bulunduğu 14 sanık ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. Diğer sanıklardan, barut biriminde görevli işçi N.Ö. ‘yetkisi olmadığı halde belgelere imza atmak’, puantör M.A. da faciayı ‘bildirme yükümlülüğünü ihlal’ suçlamasıyla hakim önüne çıkacak.

Ölen madencilerin aileleri ile 1-2 yaşlarındaki çocuklarının da bulunduğu 62 kişinin şikayetçi olarak yer aldığı davada, aralarında aynı madende çalışan işçilerin de olduğu 45 kişi tanık olarak bulunuyor.

Madenci aileleri sanıklara tepki gösterdi
Duruşma nedeniyle adliye binası çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Polis, bariyerlerle binanın etrafını çevirdi. Duruşmayı izlemek isteyen madenci aileleri, güvenlik kontrolünden geçirildikten sonra adliye bahçesine alınıp, içeri girebildi.

Yaklaşık 80 kişilik salonda yapılan duruşmaya, aralarında ölen madencilerden Tezcan Gökçe’nin eşi Ayşe Gökçe, Mehmet Tokat’ın eşi Zeynep Tokat, Uğur İlhan’ın eşi Ayşe İlhan, Osman Çoksöyler’in eşi Sadiye Çok Kerim ve Ali Haznadar’ın babası Şükrü Haznadar ve annesi Saadet Haznadar, Uğur İlhan’ın eşi Ayşe İlhan’ın da aralarında bulunduğu 27 kişi, ölen madencilerin ve sanıkların avukatları ile tutuksuz sanık Mehmet Zeybek katıldı. Ailelerden bazıları gözyaşlarını tutamadı. Avukatlar salona orta büyüklükte yazı tahtası getirdi. 16 kişinin yargılanacağı davada, tutuksuz 5 sanığın ifadesinin daha önce alındığı öğrenildi. Duruşma başlamadan önce tutuklu sanıklar Saffet Uyar, Abdullah Özbey ve Ali Kurt, salona alındı; aileler, ‘Katiller, utanmadan karşımıza çıkıyorsunuz’, ‘Kömür uğruna bizim evlatlarımızı yediniz’ diyerek sanıklara saldırmak istedi. Ölen madencilerden bazılarının eşleri, sanıklara çantalarını fırlattı. Bunun üzerine sanıklar salon dışına alındı. Bazı aileler de sakinleştirilmek için dışarı alındı.

Madenci ailelelerine para teklifi iddiası
Sakinleştirilmek için koridora alınan sanık yakınları, burada da sanıklara tepkilerini sürdürdüler. Bazı madenci yakınları,’Utanmadan bize davadan vazgeçmek için para teklif ediyorsunuz’ diye bağırdı. Ailelerin tepkisi üzerine salona takviye jandarma ekibi alındı. Madenci babası Şükrü Haznadar, “Ben size iki evladımı verdim. Katiller” diye bağırarak tepkisini dile getirdi.

Salona giren Mahkeme Başkanı Mustafa Başer, aileleri sakinleştirmeye çalıştı. Başer, “Acınızı anlıyoruz, ama yargılamanın sağlıklı olması için lütfen sakin olun” dedi.

Bir madenci yakını ise mahkeme başkanına, “Siz bizim yerimizde olsaydınız ne yapardınız?” dedi. Başkan Başer, bunun üzerine “Bu yargılama esnasında herkes hak ettiği cezayı alacak” diye yanıt verdi.

Aileler sakinleştikten sonra tutuklu 3 sanık tekrar salona alındı. Ancak ailelerden bazıları yine tepkisini dile getirdi. Bazıları sanıklara, “Bir kara kömüre değiştiniz evlatlarımızı” dedi. Mahkeme Başkanı Başer de, “‘Bu şekilde nasıl yargılama yapacağız?” diyerek tepkisini dile getirdi. Tepkilerini sürdüren aileler, “Çocuklarımızdan bir tas çorbayı kıskandınız” dedi. Bir madenci eşi ise, “Bu mahkeme burada bitsin. Onları da suya atalım” dedi. Bu sırada sanık avukatları, mahkeme başkanına, “Mahkeme huzurunu sağlayın, sürekli hakaret oluyor” diye taleplerini dile getirdi. Başkan Başer de, madenci ailelerine, “Lütfen siz de bir daha hakaret etmeyin. Yoksa tutanaklara geçirmek zorunda kalacağız. Kimse üzülsün istemeyiz” diye uyarıda bulundu.

Ardından iddianame okunmaya başladı. Bu sırada madenci ailelerinden bazıları gözyaşlarını tutamadı.

İddianame okundu
Ölen madencilerin ailelerinin, tutuklu sanıklara tepki göstermesiyle gergin başlayan duruşmada, aileler sakinleştirildikten sonra iddianame okundu.

İddianamede, Has Şekerler Maden Ocağı’nın bulunduğu yerde 1994-1997 yılları arasında çalışmış olan Numune adlı ocak ile Has Şekerler Ocağı’nın çakıştırılmış haritası MİGEM’den temin edilip, incelendiği belirtildi. Çakıştırılmış imalat haritasına göre 3’üncü başyukarının Numune Ocaktan kalan imalata çok yakın olduğunun anlaşıldığı, 4’üncü başyukarının giriş ve tepe noktalarında baskından kaçmaya çalışan işçilerin bir kısmının cenazelerinin bulunması ve 3’üncü başyukarının ise tamamen göçükle dolu olması, büyük taş ve kaya parçalarının bulunması, az miktarda su gelirinin devamı sonucunda facianın 3’üncü başyukarından başladığı vurgulandı. İddianamede; 3’üncü başyukarıda daha önce kömür göçmesi ve devamlı kömür kaymasına rağmen, mühendislerin tahkimat yaptırıp, çalışmaya devam ettirdiği, sondaj ile kontrol yapmadıkları, kaza günü işçiler öğle yemeği yemek için madenin çeşitli bölgelerinde bulundukları sırada 3’üncü başyukarıdan suyun patladığı, işçilerden bazılarının kaçmayı başardığı ancak kaçamayan işçilerin mahsur kalıp hayatlarını kaybettiği belirtildi.

Alarm sistemi olmadığı için facia geç fark edildi
İddianamede; sabit gaz ölçüm istasyonunda hidrojen sülfür ölçen cihaz olmadığı vurgulandı. Ayrıca, Has Şekerler Maden Ocağı’nda, yasal zorunluluk bulunmasına ve hayati öneme haiz olmasına rağmen, acil durumlarda ocağın derhal boşaltılmasını sağlayacak bir alarm tertibatının kurulu bulunmadığına dikkat çekildi. Alarm sistemi olmadığı için de cak içerisinde suyun patladığı noktaya uzak mesafedeki bazı işçilerin, kazanın ilk aşamasında olayın vahametini anlayamadıkları ve madenden hemen kaçmak yerine yerdeki yemek kaplarını toplama, olayı algılamaya çalışma ya da diğer arkadaşlarına haber verme endişesiyle vakit kaybettikleri, su patlamasının olduğu yere uzak mesafedeki işçilerden doğrudan çıkışa yönelenlerin kurtuldukları, tereddüt eden işçilerden bir kısmının ise, suların galerileri hızlıca ve büyük ölçüde doldurması nedeniyle ocak içerisinde mahsur kalarak öldüklerinin anlaşıldığı yer aldı.

Sanıkların, iddianamedeki ifadeleri de tek tek okundu. Yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan Has Şekerler Madencilik şirketinin daimi nezaretçisi ve fiilen işletme müdürü Yavuz Özsoy’un ifadesi de okundu. Özsoy’un “Yaptığım incelemelerde ocağın birçok yerinden damlayarak su geldiğini gördüm. Bu doğal suydu, içilebiliyordu, kokmuyordu. Bu nedenle herhangi bir sorun olduğunu düşünmedim” şeklindeki ifadesi okunduğu sırada bir madenci yakını, “Suyun tadına bakılıp analiz yapılır mı? Ne kadar aptalca.”diye tepkisini gösterdi.

Diğer sanıkların, iddianamedeki ifadeleri okunduğu sırada 1990-2010 yılları arasında Ermenek Cenne Kömür İşletmeleri’nde teknik nezaretçi olarak çalışan ve tutuksuz yargılanan Ahmet Dağdeviren, tuvalete gitmek için mahkeme başkanından izin istedi. Dağdeviren salondan çıkmak isterken, karşısında duran bir madenci yakını bastonla başına vurdu. Ardından, diğer madenci yakınları da tepki gösterip, Dağdeviren’e saldırdı. Arbede sırasında başına yumruk darbesi alan Dağdeviren, güvenlik güçlerinin müdahalesiyle salondan çıkarıldı. Bir madenci eşi de fenalaşınca salon dışına alındı ve sağlık görevliler müdahale etti.

Salonda gerginliğin artması üzerine, sanıklar yeniden salon dışına çıkarıldı. Güvenlik güçleri de madenci yakınlarını sakinleştirmeye çalıştı. Mahkeme heyeti duruşmaya 15 dakika ara verdi.

Madenci yakınları hakkında tahkikat
Aranın ardından mahkeme tekrar başladı. Mahkeme Başkanı Mustafa Başer, sanığa saldıranların kimliklerinin tespit edilip, haklarında tutanak tutulup, tahkikat başlatılmasını istedi. Salondaki diğer madenci yakınlarını da uyaran Başer, aynı durum yaşandığı takdirde, duruşma salonundan çıkarılıp bir daha alınmayacaklarını söyledi.

Duruşmaya ara verildi
İddianamenin 45 sayfası okunduktan sonra, saat 12.30 sıralarında mahkeme heyeti duruşmaya saat 14.00’e kadar ara verdi.

Ara sırasında basın açıklaması yapan Has Şekerler Madencilik Şirketi’nin sahibi tutuklu Saffet Uyar’ın avukatı Şeref Han, yargılama aşamasında sadece maden sahasının sahibi, işletme sahibi ile teknik nezaretçi ve maden mühendislerinin bulunduğunu, MİGEM yetkililerinin bilirkişi görüşünce asıl sorumlu olmalarına rağmen, onların henüz yargılanmadığını ve yargılamanın tek taraflı yapıldığını belirtti. Han, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) yetkililerinin, Has Şekerler Madencilik’e, eski ocakla ilgili her hangi bir uyarı ve bildirimde bulunmadığını öne sürdü.

“20 bin dolarlık sondaj makinesi olmadığı için facia yaşandı” iddiası
Madenci ailelerine destek vermek için davaya müdahil olan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi Caner Doruk, farklı illerden gelen meslektaşlarıyla madenci ailelerine destek vermek istediklerini belirtti.

20 bin dolarlık, 25 metrelik sondaj makinasının olmaması nedeniyle facianın yaşandığını öne süren Doruk, “Sondaj yapabilecek makineyi almayı, 18 işçinin canına tercih etmişler” dedi.

Ölen madenci eşlerinden Ayşe Gökçe ve Zeynep Tokat, ölen bir madencinin eşi ile maden sahiplerinin yakınlarının kendilerini ziyaret ettiğini ve ziyaret sırasında da madenci ailelerinin davacı olsalar da olmasalar da bu davanın devam edeceğini ve sanıkların ceza alacağını belirterek, dolaylı yönden davadan vazgeçmeleri karşısında para teklifinde bulunulduğunu iddia etti.

İddianamenin okunması tamamlandı
Gergin başlayan duruşmada, 168 sayfalık iddianamenin tek tek okunmasının uzun sürmesi üzerine, bazı aileler köylerdeki evlerine dönecekleri için salondan ayrıldı. Saat 17.00 sıralarında ise salonda hiçbir aile kalmadı. İddianamenin okunması ise, saat 19.45 sıralarında tamamlandı. Ardından mahkemeye heyeti, duruşmanın yarın saat 09.15’de başlayacağını belirterek, bugünkü duruşmayı sonlandırdı. (DHA)

Editör: Wan Haber