Büyükelçilere verdiği iftar yemeğinde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, devam eden çatışmalara değindi, operasyonların durmayacağını söyledi. “Terörle mücadele kapasitesini zaafa uğratacak hiçbir adımı atmayacağız” da diyen Erdoğan AB’ye seslendi ve “Zaman zaman Türkiye karşıtı olmaları bizi üzüyor. Stratejik hedeflerimiz konusunda yoğunlaşmamız gerekiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesindeki iş adamları ve büyükelçilere verdiği iftarda açıklamalarda bulundu.

Devam eden çatışmalarla ilgili sert mesajlar veren Erdoğan, operasyonların süreceğini söyledi, “Durmayacağız, bu iş bitecek, ya olacak, ya olacak” dedi.

Rojava ve YPG’yle ilgili de sert açıklamalar yapan Erdoğan, Birleşmiş Milletler’e (BM) de yüklendi, “1 milyar 700 milyon Müslüman’ın olduğu dünyada, halkı Müslüman olan bir ülke Güvenlik Konseyi’nde yok. Böyle adalet olur mu?” dedi.

Erdoğan, Avrupa Birliği ile vize serbestisi konusuna da değindi, “Avrupa Birliği’nin zaman zaman Türkiye karşıtı olması bizi üzüyor. Stratejik hedeflerimiz konusunda yoğunlaşmamız gerekiyor” dedi.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Terörizme karşı ortak tavır içinde olmamız gerekiyor. Büyükelçilerin huzurunda tüm dünyaya sesleniyorum; İnsanlığımıza hep birlikte sahip çıkalım, teröriste kökenine ve inancına bakmaksızın karşı duralım.

Vize serbestisi

“Bir taraftan AB’ye tam üyelik müzakerelerini yürütürken diğer taraftan mülteci sorununa çözüm bulmak için de gayret gösteriyoruz. Terör ile mücadele kapasitesini zaafa uğratacak hiçbir adımı atmamız elbette mümkün değildir.

“Avrupa Birliği’nin zaman zaman Türkiye karşıtı olması bizi üzüyor. Stratejik hedeflerimiz konusunda yoğunlaşmamız gerekiyor. Vize serbesitisi konusunda hazırlıkları sürdürdük, aslında bitme aşamasında.

BM’ye eleştiri

“Birleşmiş Milletler özellikle de Güvenlik Konseyi sağlıklı çalışmıyor. İnsanların, toplumların sorunlarına çözüm üretmeyen bir uluslararası kuruluş bir süre sonra etkisini yitirmeye mahkumdur. Bir sorun var. Bu sorunu süratle çözmemiz gerekiyor. Aksi takdirde herkes kendi başının çaresine bakmaya mecbur kalacaktır. Asıl büyük kriz de o zaman başlayacaktır.

“‘Dünya beşten büyüktür’ diyorum. Dünyayı 196 ülkeyi beş ülkenin dudakları arasına mahkum edemeyiz. Hattata hatta bir ülkenin dudakları arasına mahkum edemeyiz. 1 milyar 700 milyon Müslüman’ın olduğu dünyada, halkı Müslüman olan bir ülke Güvenlik Konseyi’nde yok. Böyle adalet olur mu? Böyle bir Güvenlik Konseyi’nden adalet çıkar mı?

“Tüm inanç gruplarının temsil edildiği Güvenlik Konseyi’ni olması gerekir. Geçici değil daimi üye olmalı. Bu temsil yetkisi geldikçe, diyecektir ki; ‘Ben de adamım be. Beni de adam yerine koydular, ben de burada varım, bir temsil yetkim var, söz söylüyorum’ diyecek. Artık dünya 1. Dünya Savaşı’nın şartlarında yaşamıyor.

“Bu güncellemeyi yapmadığımızda dünya şu anda yaşadığı zulme aynen mahkum olmaya devam edecektir. Güçlü olanın değil haklı olanın zalimin değil mazlumun hukukunu koruyacak bir uluslararası güvenlik sisteminin derhal oluşturup işler hale getirmeliyiz.

Operasyon ve çatışmalar

“Terörizme karşı sonuna kadar mücadele edilecek. Bu teröristler ya silahlarını gömecek betonu dökecekler. Koordinatlarını verecekler. Bunları yapmıyorlarsa bu ülkeyi terk edip gidecekler. Başka çıkışı yok.

Rojava

“Şu anda Suriye’deki terör örgütü Türkiye’ye karşı tehdit oluşturuyor. Bu mücadeleyi kararlıkla sürdüreceğiz. Bizim güneyimizde terör örgütü barınmasına müsaade edemeyiz. Bütün bu sorunları aşacak güce sahip olduğumuza inanıyorum. Dün Mardin’de kışlada askerlerimizle iftar yaptık. Onların gözündeki parıltıyı gördüm. İmanı gördüm.” imctv

Editör: Wan Haber