Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TBMM'nin 25. Dönem Yasama Yılı açılışında konuştu. HDP milletvekilleri, İstiklal Marşı okunduktan sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüye çıkarak konuşma yapacağı sırada salonu terk etti. 

Sultan ÖZER / Evrensel

Uzun süredir her kesime karşı çatışmacı bir dil kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı üslubunu Meclis’in açılışında da sürdürdü. Açılışta Erdoğan’a protesto üç parti liderlerinden ve grup olarak HDP’den geldi. Açılışa CHP, MHP ve HDP liderleri katılmazken, HDP milletvekilleri, Erdoğan konuşmaya başlamadan salonu terk etti.

Meclis geleneksel 1 Ekim açılışında geniş protestoya sahne oldu. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli ve HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ açılışa katılmadı.

Her yıl 1 Ekim’de masalara bırakılan çiçekler bu kez yoktu, katılım da oldukça zayıf kaldı. HDP’li kadın vekiller yakalarına,  üzerinde altı dilde barış yazılı mor renkli kurdeleler takarak savaşçı politikaları protesto etti.

Meclis Başkanı İsmet Yılmaz başkanlığında toplanan Meclis Genel Kurulu’nda, Yılmaz’ın kısa konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan salona girdi. Cumhurbaşkanının salona girişinde HDP’li vekiller ayağa kalkmadı. CHP ve MHP’lilerden de bazı milletvekilleri ayağa kalkmadı.

MECLİS’TE DE ‘MİLLİ, GAYRİ MİLLİ’ DEDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını yine prompterden okudu. Cumhurbaşkanı değil, hükümet başkanı, başbakan üslubu ile icraatlardan uzun uzun bahseden Erdoğan, 7 Kasım seçimlerinin sonuçlarıyla birlikte sorgulanır hale geldiğini öne sürerek, bunun 2002’den beri devam eden istikrar ve güven ortamında tedirginlik yarattığını savundu. Erdoğan 1 Kasım seçimlerine  sık sık vurgu yaparak, “milli ve yerli olan, gayri milli ve yabancılaşmış olanın ayrılması” konusunda 1 Kasım’ın son derece önemli bir sınav olacağını söyledi.

DEMİRTAŞ VE HDP’Yİ HEDEF ALDI

“Türkiye’nin her anlamda emin ellerde” olduğunu ve sürekli büyüdüğünü ileri süren Erdoğan, sık sık HDP’yi ve muhalif medyayı hedef alan bir konuşma yaptı.

Suriye başta olmak üzere bölgedeki çatışmalara da kendi rollerini ‘unutarak’ değinen Erdoğan, Kobanê’nin düşeceğine ilişkin sözlerini, “ABD Başkanı Sayın Obama’nın aktardığı bir bilgiyi kamuoyuyla paylaşarak, bölgenin her an düşebileceğini ifade etmiştim” hatırlatarak, bu sözünün çarpıtılıp, ülkeyi kana ve ateşe boğan olayların fitilinin ateşlendiğini ileri sürdü. Erdoğan isim vermeden Demirtaş’ı da 6-8 Ekim olayları nedeniyle “sorumsuzluk” yapmakla suçladı.

95 yıllık cumhuriyet döneminde, farklı etnik kökenlere, inançlara, mezheplere baskı yapıldığının inkar edilemeyeceğini ama kendileri döneminde bunların olmadığını da savunan Erdoğan’ın, bugüne kadar hiçbir şahsi çıkarın, rütbenin, payenin peşinde olmadığı yönündeki sözleri dikkat çekti.

OPERASYONLAR SÜRECEK

“Kürt kardeşlerime seslenmek istiyorum” sözlerine CHP sıralarından HDP’lilerin çıktığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “burada Kürtlerin temsilcileri var” diye karşılık verdi. Kürtler ile "terör"ü ayırdıklarını savunan Erdoğan, başta Cizre olmak üzere devletin öldürdüğü çocukları yok sayarken, bunu dile getirenleri de “cansız çocuk bedenleri üzerinden alçakça algı operasyonları yürüten zihniyetin Kürt kardeşlerimle hiçbir ortak noktası olamaz” dedi.

"Teröre karşı amansız mücadele verdiklerinden" ve dağ taş demeden her tarafta operasyonların sürdüğünden bahseden Erdoğan, “bunlardan taviz vermeyeceğiz” diyerek operasyonların süreceği mesajını verdi.

SİLAHLAR BIRAKILIP BETON DÖKÜLMELİ

“Bu örgüt ülkemiz ve milletimiz için tehdit olmaktan çıkartılana, silahlar gömülüp üzerine beton dökülene kadar mücadele sürecek” diyen Erdoğan; silahların susması değil, bırakılması ve üzerine beton dökülmesi demek istediğinin altını çizdi.

Hükümetin operasyonlarına karşı çıkan partileri, medyayı  ve yabancı ülkeleri de isim vermeden hedef alan Erdoğan, “Tuttuğunuz maşalar bir gün gelecek sizin elinizi de yakacak” dedi.

Örgüt isimlerini vererek konuşmasını sürdüren Erdoğan’a, CHP ve MHP sıralarından “Niye İŞİD değil, DEAŞ” dediğinin sorulması üzerine Erdoğan, milletvekillerini “siz daha bu kürsünün acemisiniz, ben nasıl hitap edeceğimi bilirim” diye yanıtladı.

7 Haziran seçimleri sonrası çatışmalar ve ölümlerden kendisi dışında herkesi sorumlu tutan Erdoğan, “Hadiseleri şahsımın ve hükümetin başlattığı propagandası yaparak, gerçeği örtme, hedef şaşırtma çabası içine girdiler” dedi. Medyanın ve bazı kesimlerin de buna destek verdiğini söyleyen Erdoğan, MHP sıralarından sataşmalar üzerine, “Biz o bölgeye çok gittik, siz kaç kere gittiniz. Örgüt bile kuramadınız. Ben Cumhurbaşkanı olarak gitmediğim ilçe kalmadı”  diye konuştu.

MİLLETVEKİLLERİNİ AZARLADI

Yaşamını yitiren asker ve polislere ilişkin sözleri üzerine, “insanlar ölüyor” diye sataşan MHP’lileri azarlayan Erdoğan, “Şehitliğin ne anlama geldiğini bilen biriyim. Allahın yolunda ölenlere öldürülenlere ölü denmez” yanıtını verdi.

Sık sık “yerli ve milli duruş” vurgusu yapan Erdoğan ile CHP’li ve MHP’li milletvekilleri arasında sık sık karşılıklı sataşma yaşandı. Milletvekillerini azarlayarak konuşan Erdoğan yine “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” ifadesini kullanarak, Türkiye’nin geleceğinin bu dört sütun üzerinde inşa etme zorunluluğundan bahsetti. Sataşmalar arasında konuşmasını bitiren Erdoğan salondan ayrılırken sadece AKP’liler ayakta alkışları. Girişinde “Cumhurbaşkanlığı makamı”na saygı gerekçesiyle ayağa kalkan MHP ve CHP’liler bu kez ayağa kalkmadılar.  

MAKAMA DEĞİL, ERDOĞAN’A PROTESTO

HDP  Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken yaptıkları basın toplantısında cumhurbaşkanı konuşmaya başlarken salondan çıkmalarını,  “Cumhurbaşkanlığı makamına karşı olmadığı”nı açıkladılar. HDP Grup Başkanvekilleri Cumhurbaşkanı’nın bir cumhurbaşkanı gibi değil, parti lideri gibi konuştuğunu belirterek, “ Genel Kurul’daki hareketimiz Cumhurbaşkanı makamına değildir. Cumhurbaşkanı’nın devreye koyduğu savaş ve darbe konseptine karşıydı” dediler.

Editör: Wan Haber