Şeker-İş Şube Başkanı Yavuz Şahin, fabrika içinde işçilerle birlikte basın açıklamasında bulundu.

Yavuz, Erciş Şeker fabrikasında çalışan işçilerin fabrikadaki üretimin devamlılığını sağlamak ve tüm şeker işçilerinin sesini kamuoyuna duyurmak amacıyla 1 ay boyunca ücret almadan her gün 2 saat fazladan çalışma eylemi yapacağını belirterek şunları kaydetti:

“Bu sebeple sendikamızın kararına uyarak biz de, bugünden itibaren 1 ay boyunca fabrikanın tüm bölümlerinde 2 saat fazla çalışma eylem kararını uygulayacağız. Şeker-İş Erciş Şubesi olarak, şeker sanayi işçileri, yaşanması olası olumsuzlukları bertaraf etmek, şeker sektöründeki olumsuzluklara, yönetim boşluklarına, olası iş kazalarına ve had safhaya ulaşan personel eksikliğine dikkat çekmek, gıda güvenirliği çerçevesinde halkımızı doğal pancar şekerine teşvik etmek, iş sağlığı ve işçi güvenliğine dikkat çekmek, amacıyla fabrikasında yeterli teknik bilgi ve tecrübeye sahip işçilerin sürekliliğinin sağlanması ile sektörün devamlılığını sağlamak amacıyla bugünden itibaren karar vericileri, siyasi partilerin temsilcilerini, pancar üreticilerini, besicileri, taşıyıcıları, esnafı ve tüm yöre halkını uyarmak ve bilgilendirmek için hiçbir ücret talep etmeden bugünden itibaren 1 ay boyunca fabrikanın tüm bölümlerinde 2 saat fazla çalışma eylem kararı almıştır. Öte yandan, 1988 yılında üretime başlayan Erciş Şeker Fabrikası bin-bin 200 işçiyle üretime devam ederken, 2000 yılında 700 işçiye, 2016 yılında 490 işçiyle üretime devam etmektedir. Görülüyor ki, bugün 3 işçinin yapacağı işi 1 işçi yapıyor. 1988 yılından beri bu fabrikada çalışan geçici işçi kardeşlerimiz gecesini gündüzüne katarak hiç yılmadan bu fabrikanın bacasının tütmesi için çalıştı. 2006 yılına kadar yılda 120-130 gün çalışan geçici işçiler 2006 yılından sonra 5620 sayılı yasayla 160-170 gün çalışmaya mahkum edildiler" dedi.

Şahin, bilindiği üzere, Türk şeker fabrikalarının 2000 yılında özelleştirme kapsamına alınmasıyla birlikte şeker sanayisinde oluşturulmaya çalışılan kara tablonun, bugün Türk şekerini yok etme aşamasına getirdiği bir gerçek olduğunu söyledi.

2000 yılında 25 bin 922 işçi sayısının 2015 yılında 9 bin 541 kişiye kadar gerilemiş, hukuka aykırı uygulama sayesinde taşeron çalışan sayısı 2000 yılında 836 kişiden yüzde 1200’e varan bir artışla 2016 yılında yaklaşık 11 binlere ulaşması beklendiğini anlatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bu tablo şeker sanayine üretim sürecinde zorunlu olan yönetici, teknik ve idari personeli dahi karşılayamaz hale gelmiştir. Sayıştay raporlarında dahi, 'şeker fabrikalarında kalifiye personel ihtiyacı günden güne artmaktadır' vurgusu yapılmakta iken, 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hükümleri çerçevesinde Türk Şeker’in işçi alımı dahil tüm stratejik kararlarını almakla yükümlü olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, maalesef bu talebi göz ardı etmiştir. Söz konusu sıkıntı şeker sanayinin asıl faaliyetlerinin yürütüldüğü bölümlerde üretimin sürekliliğini tehdit eder hale gelmiştir." 

1988 yılında üretime başlayan Erciş Şeker Fabrikasının 1000-1200 işçiyle üretime devam ederken, 2000 yılında 700 işçiye, 2016 yılında 490 işçiyle üretime devam ettiğini ifade eden Şahin, şunları söyledi: "Görülüyor ki, bugün 3 işçinin yapacağı işi 1 işçi yapıyor. 1988 yılından beri bu fabrikada çalışan geçici işçi kardeşlerimiz gecesini gündüzüne katarak hiç yılmadan bu fabrikanın bacasının tütmesi için çalıştı. 2006 yılına kadar yılda 120-130 gün çalışan geçici işçiler 2006 yılından sonra 5620 sayılı yasayla 160-170 gün çalışmaya mahkum edildi. Dönemin Başbakanı ve şimdiki Cumhurbaşkanımız 'ben bu ülkede geçici işçi lafı duymak istemiyorum' dediği halde, bu mağduriyet devam etti. Öyle ki, son 5 yıl zarfında mevcut hükümetin bütün mercilerine Türk-İş, sendikalar, şube başkanları ve geçici işçi kardeşlerimiz binlerce dosya vererek, faks çekerek yetkililere bildirdi."

Türk-İş’te yapılan toplu iş sözleşme imza töreninde dönemin Çalışma Bakanı Faruk Çelik'in 80 milyon Türkiye’nin izlediği bütün basın ve Tv’lerin karşısında 'geçici işçilerimizin sorununu protokol altına aldık. Bu protokole hepimiz imza attık. İnşallah bu arkadaşlarımızın mağduriyetini giderip onlara müjdeyi vereceğiz' dediğini anlatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fakat 21 Mart 2016 tarihinde büyük umutla beklediğimiz müjdeyi Sayın Başbakandan alamadık. 720 bin kadro açıklandı, maalesef 23 bin geçici işçi bu sürecin dışında tutuldu. Yapılan bu adaletsizlik dinen ve vicdanen kabul edilemez bir durumdur. 1 Kasım 2015 seçimlerinde verdiğimiz her sözü yerine getireceğiz diyen Sayın Başbakanımızdan protokole attığı imzanın ve verdiği sözün yerine getirilip geçici işçi kardeşlerimizin bir an önce kadroya geçirilmeleri için büyük bir umutla müjdeyi vermesini bekliyoruz. Özelleştirme İdaresinin katı tutumundan dolayı ihtiyaç olduğu halde fabrikalardaki 25-30 yıllık geçici işçiler kadro alamazken, buradaki ihtiyaç hizmet alımı yoluyla deneyimsiz 3-5 yıllık taşeron işçilerle giderilmeye çalışılmıştır."

Son üç kampanya döneminde teknik bilgi ve tecrübeye sahip yetişmiş kalifiye eleman eksikliği hat safhaya ulaştığından çalışanların hafta tatili ve resmi tatil yapmaksızın gösterdikleri büyük fedakarlıkla adeta canlarını dişlerine takarak üretime devam ettiğini ifade eden Şahin, "Sizlerin de bildiği üzere bu durumun elbette böyle devam etmesi düşünülemez. Önümüzdeki dönem yoğun bir şekilde artacak emekliliklerin ardından ülkemizde yeni bir kampanya dönemi gerçekleştirilmesi imkansız hale gelecektir. Söz konusu durum belki de Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanmasına neden olacak sahipsiz bir Türk Şeker’de faturasını şüphesiz ki en başta ülke ekonomisi olmak üzere yine sizler, bizler hep birlikte ödemek zorunda kalacağız."

Şahin, "Kalifiye işçi sayısının yetersizliği, üretimin kısıtlı sayıdaki işçiler eliyle üstelik hafta tatili yaptırılmadan sürdürülmesi bir taraftan iş kanununa aykırılık teşkil ederken, her şeyden önemlisi fabrikalarda iş kazalarına davetiye çıkardığını" belirterek şunları söyledi: "Hal böyle olunca, şeker fabrikalarındaki deneyim gerektiren önemli işlerin zamanında temizlik elemanı olarak işe alınan deneyimsiz taşeron işçilere gördürülmesi, açıkça üretimle ölüm arasında tercih yapmak anlamına gelmektedir. Bundan sonraki süreçte artık yeni bir personel rejimine ihtiyaç bulunduğu kaçınılmazdır. Bu yönde gerekli tedbir alınmadığı takdirde önümüzdeki 2016-2017 kampanya döneminin kaybedilmesi söz konusudur."

Şahin, "Tüm yaşanan gelişmelerden hareketle bugüne kadar ülkesinin milli menfaatleri gereği devletine küsmeden, gecesini gündüzüne katarak büyük bir fedakarlık örneği sergileyen şeker işçisinin tüm teknolojik yeterlilik ve kalifiye işgücünden yoksun olduğu halde fabrikalarının bacasının tütmesi adına bir kez daha fedakarlık yapmaya hazırlandığını" söyledi. Şeker işçisinin sesini kamuoyunda duyurmak istediklerini anlatan
Şahin, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu sebeple ülke genelinde 25 kamu şeker fabrikasının bulunduğu il ve ilçelerde geçici işçi kardeşlerimizin sesini kamuoyuna duyurmak, şeker sanayi işçileri mevcut yapısal sorunların yanı sıra sanayinin ağırlaşan koşullarına karşı 2016-2017 kampanya döneminde ülke genelindeki 25 şeker fabrikasında yaşanması olası olumsuzlukları bertaraf etmek, şeker sektöründeki olumsuzluklara, yönetim boşluklarına, olası iş kazalarına ve had safhaya ulaşan personel eksikliğine dikkat çekmek, gıda güvenliği çerçevesinde halkımızı doğal pancar şekerine teşvik etmek, iş sağlığı ve işçi güvenliğine vurgu yapmak adına, fabrikasında yeterli teknik bilgi ve tecrübeye sahip işçilerin sürekliliğinin sağlanması ile sektörün devamlılığını sağlamak amacıyla bugünden itibaren karar vericileri, siyasi partilerin temsilcilerini, taşıyıcıları, esnafı ve tüm yöre halkını uyarmak ve bilgilendirmek için hiçbir ücret talep etmeden 1 ay boyunca fabrikanın tüm bölümlerinde günde iki saat fazla çalışma eylem kararını Şeker-İş teşkilat yazısı olarak almış bulunmaktayız. Gerekli mercilere sesimizi duyuracağız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.”

Editör: Wan Haber