Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ekim ayı enflasyon rakamlarını açıklamasının ardından yazılı bir açıklama yapan Yusuf Adli, açıklanan verilere göre ekim ayına ait Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) yüzde 1.90, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi’nin (Yİ- ÜFE) ise yüzde 0,92 arttığını söyledi. Adli, “Buna göre yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 8,96, yurt içi üretici fiyatlarında ise yüzde 10.10 artmış oldu. Açıklanan bilgiye göre TÜFE’de 2014 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,90, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 8,45, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,96 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 8,65 artış gerçekleş. Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE), 2014 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 0,92, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 8,22, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 10,10 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 10,11 artış gösterdi. Madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 0,32 artış, imalat sanayi sektöründe yüzde 0,35 artış, elektrik ve gaz sektöründe yüzde 6,92 artış ve su sektöründe yüzde 2,54 artış olarak gerçekleşti. En yüksek aylık artış elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirmede gerçekleşti. Ekim ayında en yüksek artışın elektrik, doğalgaz ve suda gerçekleştiği görülüyor. Memur ve emeklinin kullanmak zorunda olduğu üç sektör. Maaşlar yerinde sayarken, bir evin en temel ihtiyaçları arasında yer alan elektrik, doğal gaz ve suya yapılan zamlar maaşları pula çevirdi. Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’i, memur ve emeklisinin sorunlarına karşı daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Memur, altı delik ayakkabıyla işe gidip gelirken, çocuklarının isteklerini temin edemiyor. Memur, ailesine ve çocuklarına karşı mahcup durumdadır. Onların boynu bükük kaldı” dedi.


Cari açığın düşürülmesini gerekçe göstererek 2015 yılında ekonomik plan uygulamalarının sıkı takip edileceğini ve taviz verilmeyeceğini, lüks tüketimi azaltmak için tedbirlerin alınmasına devam edileceğini, bu meyanda caydırıcı vergilendirme yapılacağını söyleyen Adli, “Bu ülkenin vatandaşları olarak, ülke ekonomisinin iyileştirilmesi ve daha ileriye gitmesi için alınacak önlemleri, uygulanacak kararları anlayışla karşılarız ve saygı duyarız. Yetkili sendika sıfatıyla toplu görüşme masasına oturan Memur-Sen, kamuda çalışan üyesi olsun olmasın bütün memur ve emeklilerinin haklarını korumak ve özlük haklarının iyileştirilmesi için genel olarak pazarlığa oturuyor. 2013 yılında yapılan toplu sözleşme; memur ve memur emeklilerini olduğu kadar, akademisyenler, hakim ve savcıları da kapsamaktadır. Ancak bu toplu sözleşmede memur ve emeklileri hayal kırıklığı yaşamıştır. Sayın Şimşek’in, ‘Memura verilecek zam toplu sözleşmede belirlendi. Geriye doğru değiştiremeyiz. 2014 yılı için bir çalışma olmayacak. Toplu sözleşme gereği enflasyon farkı veremeyiz, hukuken de doğru olmaz, ancak 2015 yılında oransal bir artış söz konusu olacak’ açıklamaları bize samimi gelmedi. Bilindiği gibi hakim ve savcılara yüzde 10 ile yüzde 35 arasında 1.155 lira seyyanen zam yapılması kararlaştırıldı. Bu zamların bütçeye maliyeti ise 220 milyon liradır. Meclise gönderilen Yükseköğretim Personel Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısında akademisyenlere 2016 yılından itibaren geçerli olmak üzere 726 lira ile 835 lira arasında zam yapılması öngörülüyor. Bunun bütçeye maliyeti ise 1,1 milyar liradır. Dolayısıyla toplu sözleşme hükümleri bütün kamu memur ve emeklileri için geçerli olduğuna göre, belirtilen unvandaki kamu görevlilerine yüksek oranda zam verilecek olmasını manidar buluyoruz. Bazı imtiyazlı memur sınıfı için düzenleme yapılırken, ekonomik ve hukuki boyutları hiç düşünülmüyor. Ama memur ve emeklileri söz konusu olduğu zaman hukuken mümkün olmadığını vicdanınız sızlamadan söyleyebiliyorsunuz. Devlet eliyle hem ayrıcalıklı sosyal sınıf hem de sınıflar arasında uçurum oluşturuyorsunuz. Bu uygulama sosyal hukuk devleti ilkelerine aykırıdır. Memur ve emeklilerin durumunu iyileştirin. Onlar, bu devletin üvey evladı mı?” şeklinde konuştu.

Editör: Wan Haber