Araplar bundan tam asır önce bu günkü felakete benzer, büyük bir komploya maruz kaldılar ve 20.yyıl emperyalist tuzakların kurbanı oldular. Bu yüzyılın başında batı modernizminin müzmin hastalığı olan ulus-devlet mikrobu ve milliyetçiliğiyle bütün halklar gibi Arapları da zehirlediler. Tam bir asırdır içine düşürüldükleri bu emperyalist girdapta adeta can çekişerek çaresizce debinip durdular. Yirmi iki parçaya bölündüler,birbirlerine yabancılaşıp düşman oldular.Her bir Arap ulus devletçiğinin başına bir zorba müsalat ettiler. Kimi şeyh, kimi kral, kimi de diktatör!Bu zevat bulundukları bölgelerin azınlık kesimlerine mensup kişilerdi. İngiliz emperyalizmi böylece "Dehşet Teorisini"Arap coğrafyasına uygularken; bütün Ortadoğu halklarını da derin bir kaosun içine itiverdiler.


          Azınlığı çoğunluğa tabii kılan batı modernizmi, Ortadoğu'da çoğunluğu azınlığa mahkum eden bir sömürgeci strateji uyguladılar. Böylece Arapların şahsında bütün Ortadoğuya yüzyıl sürecek emperyalist bir şantajla karşı karşıya bırakıldı. Azınlıklara mensup zorba işbirlikçiler; iktitarlarını korumak için, hem sömürgeci emperyalistlere gebe kaldılar hem de çoğunluğa baskı ve zulüm uygulayarak varlıklarını sürdürmeye çalıştılar.Artık zulüm onların adeta varlık gerekçeleri haline gelmişti. Bu ölümcül bir emperyalist kapandı ve aynı zamanda ahlaksız bir şantaj hali idi.


            Arapların başına örülen çorap; toplumda ahlaki, sosyal, kültürel, siyasal ve dinsel manada derinliğine bir çürüme ve yozlamaya yol açtı. Bu kaos hali içinde başlarına 2. Dünya savaşıyla birlikte bir de Yahudi devleti iletini de eklediler. Birbirine düşman edilen Araplar, sorunları kronikleşmekle kalmadı aynı zamanda kanserleşme halini aldı. Böylece batı işbirlikçiliği artık tek seçenek haline getirildi.


Oryantalizm adeta içselleşti. Kapitalist modernite karşısında derin bir aşağılanma hissine kapılan Araplar ve diğer bölge halkları pusulalarını şaşırmış halde sömürgeciliğe iliklerine kadar teslim oldular. Heterojen, çok kültürlü olan bu coğrafyayı; millitarist, katliamcı politikalarla azınlıkların putasında eritmeye-homojen ırkçı ulus ideolileri dayatan kaos-dehşet senaryoları uygulamaya soktular. Halklar arası kin, nefret ve düşmanlık günlük yaşamın bir parçası haline getirildi.


          Şimdi geçen yüzyılın cinnet halinden kurtulmaya çalışan ve giderek olgunlaşan gerçek bir Arap Baharı arifesindeyken;uluslar arası emperyalist güçler yeniden harekete geçtiler. Bir yüzyıl daha sürecek bir yeni tuzak kurdular. Tuzağın kod adı "ARAP BAHARI" olarak belirlendi. Bu sadece direnişçi Arap geleneğini tutsak etmekten başka bir işe yaramayacaktı ve nitekim öyle de oldu. Arap coğrafyasında giderek derinleşen-keskinleşen çelişkiler, yeni bir dirilişi kaçınılmaz kılmıştı zaten. İşte bu durumdan korkan emperyalistler, gidişatın önüne geçmek ve ayak sesleri duyulan devrimi kontrol altına almak için dokasanlardan beri sistematik olarak yeni konseptler ve değerler empoze etmeye ve gelişmelerin yönünü değiştirmeye çalışıyorlardı.Böylece bir asır boyunca yarattıkları tiranları ve işbirlikçi zalimleri derdest ederek Arap halkının güvenini kazanmaya çalışan emperyalistler deşifre olmamış yeni işbirlikçilerini de allayıp pullayıp ileri demokratlar olarak yuturmayı başardılar. Arap toplumuna böylece devrim yaptıkları hissi verilmeye çalışılıyor. Kapitaslist sömürgecilik böylece bir taşla iki kuş vurmuş oldular. Hem gerçek bir halklar devriminin önüne geçtiler hem de bir yüzyıl daha Ortadoğu zenginliklerini sömürerek ömürlerini uzatmayı garantilediler.


        Kısacası bu sömürü projesinin kısaltılmış haline BOP denir.Yeni işbirlikçi takımına sormak lazım ki BOP'un eşbaşkanı da malum... BOP'un askeri, siyasi, kültürel, ekonomik ve coğrafik sınırları nereden başlar ve  nerede biter? Kimleri ve nereleri kapsamakta? Bu güne kadar neler yapıldı ve bu coğrafyadaki halkların ne gibi bir çıkarı oldu veya olacak? Bu sorular sorulmalı ve cevapları aranmalıdır. Çünkü "ılımlı islam, kültürler ve medeniyetler arası diyalog ve dinler arası diyalog" vb. projelerin özünde batı kapitalizmi ve protestan ruhlu emperyalizmine islam coğrafyasını-dünyasını eklemlemekten başka bir amaç taşımamaktadır.


         NOT:"BOP, ILIMLI İSLAM, DİNLER VE MEDENİYETLER ARASI DİYALOG" yeni emeryalist sömürü stratejileridir. Bu stratejilerin temel amaçlarından biri de İsrail'in şimdi ve gelecekteki güvenliğini sağlama ve hegemonyasını pekiştirmektir bu böyle biline...