Nuda Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya, DBP İl Eş Başkanı Miraz Çalli, Van Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Av. Erhan Aksoy, Van Barosu Başkanı Av. Murat Timur, Belediye Eş Başkanları, STK temsilcileri, avukatlar ve mahalle meclisleri katıldı. Gün boyu sürecek olan toplantıda “Su hakkı, HES’ler ve mücadele pratikleri”, “Kıyı sahil şeridi ve sulak alanların korunması”, “Van’ın mevcut çevre sorunları çerçevesinde ekoloji mücadelesi nasıl ortaklaştırılabilir?” konuları tartışılacak.


Yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgi veren Av. Deniz Gedik, 2009 yılında kurulan bir hareket olduklarını ve Türkiye’deki HES ve diğer davalarla ilgilendiklerini söyledi. Van’da toplantı yapma amaçlarının coğrafyanın büyük bir tehlike ile karşı karşıya olması olduğunu söyleyen Gedik, çok sayıda hidroelektrik santral ve ocaklar yapıldığını ve çevre katliamlarıyla karşı karşıya olduklarını belirtti.


DTK Van Ekoloji Komisyonu Üyesi Fatih Şahin, Diyarbakır’da düzenlenen toplantılarda Van’ın ekolojik pilot kent olarak kabul edildiğini söyleyerek, yaptıkları bu toplantıyla kent ve çevre talanının önüne geçmek istediklerini belirtti. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir paradigmayla, iktidarın, neoliberal politikalarla Türkiye’nin her yerinin HES, baraj, devasa havaalanları ve köprülerle talan ettiğini söyleyen Şahin, devrimcilerin, solcuların, demokratların buna karşı ortak bir mücadele ortaya koyması gerektiğini belirtti. HES, baraj ve çevre talanına karşı nasıl bir mücadele ortaya koyulması gerektiğini tartışacaklarını aktaran Şahin, ekoloji toplum paradigmasını hayata geçirmek için herkesi mücadele etmeye çağırdı. İlk panele İstanbul Barosundan Av. Deniz Gedik, Av. Olguner Olgun, Av. Alptekin Ocak ve Ankara Barosu’ndan Av. Emre Baturay Altınok katılarak “Su hakkı, HES’ler ve mücadele pratikleri” konusunda sunum yaptı. Panelin ilk konuşmasını yapan Av. Olguner Olgun, su hakkının temel bir insan hakkı olduğunu ve ücretsiz olması gerektiğini söyleyerek, ancak bu sistemin böyle yürümediğini belirtti. Suya erişimin herkesin temel hakkı olduğunu belirten Olgun, yönetimlerin de bunu sağlamak zorunda olduklarını ifade etti. Tüm inanç ve hukuk sistemlerinde suyun kutsal olarak kabul edildiğinin altını çizen Olgun, suyun anayasal hak niteliği taşımasının önemli olduğunu çünkü buna ilişkin bir dava sürecinin gelişebileceğini söyledi.


Karadeniz Bölgesi’nde çevre talanına ilişkin sunum yapan Av. Alptekin Ocak, Kürt bölgelerinde ekoloji ve suya çok önem verildiğinin altını çizdi. Burada yaşanan bir varoluş olduğunu söyleyen Ocak, yok sayma politikalarına karşı dil, kültür ve diğer tüm alanlarında bir varoluşa tanıklık ettiklerini söyledi. Ocak, bu talepleri artık herkesin savunduğunu belirterek şunları söyledi: "Sizin mücadeleniz bizlere umut veriyor. Özellikle kadınların yer aldıkları konumları bizlere büyük bir ders veriyor. Asıl soru savaş bittikten sonra ne olacak? Buna kafa yormazsak büyük sorunlar yaşayacağız. Batı’da yaşanan tahribatı burada da yaşama gibi bir korkumuz var.” 


Ankara Barosundan Av. Emre Baturay Altınok da, toplantının bir deneyim aktarma toplantısı olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Çözüm süreci bir nihayete erdiğinde, barış geldiğinde savaş hukuku sonlanacak ve bu savaş hukuku normalleşecek. Savaş bittikten sonra burası artık sermaye için makul bir hal alacak. Tüm yaşam burada değişecek. Sermayenin eliyle doğanız, yaşamınız, ürünleriniz, beslenme biçimleriniz değişecek. Buna karşı nasıl mücadele etmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor.” 


Toplantının ilk oturumu soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

Editör: Wan Haber