Uzmanlar, kış aylarıyla birlikte havanın soğuması, nem oranının düşmesi ve derinin kurumaya başlaması dolayısıyla egzama vakalarında artış olduğunu belirtti.
Egzama (dermatit) hastalığının, derinin iç ve dış faktörlere verdiği ateşlenme yanıtı sonucu oluşan tabloların genel adı olduğunu ifade eden dermatoloji uzmanı Dr. Tuğba Türker, Atopik dermatit (alerjik egzama), Kontakt dermatit (temas egzaması), Nörodermatit (sinirsel egzama) ve Seboreik dermatitin (yağlı deri egzaması), dermatoloji pratiklerinde en sık karşılaşılan başlıca egzama türlerinden olduğunu kaydetti.
Alerjik egzamanın genetiğin, bağışıklık sisteminin ve çevresel faktörlerin rol oynadığı bir egzama türü olduğuna işaret eden Türker, "Saman nezlesi, gıda alerjisi ve astım gibi diğer alerjik hastalıklara da eşlik edebiliyor. Temas egzamaları, deriye dıştan temas eden çeşitli maddelerin oluşturduğu egzamalardır. Sinirsel egzama ise, genel olarak bir sıkıntı ve stres anında ortaya çıkan bir egzama türüdür. Sinirsel egzama kişilere çok zor zamanlar yaşatabiliyor. Yağlı deri egzaması özellikle derinin fazla yağ salgılamasıyla ortaya çıkan ve yine stres yoğunluğuna göre atak yapabilen bir deri hastalığı çeşididir" dedi.
Bebeklerdeki egzama belirtileri hakkında bilgi veren Türker, "İlk işaretini doğumdan 2 ay sonra, yanaklarda kızarıklık ve kuruluk şeklinde veriyor. Zaman zaman sulantılı, deri çatlakları ile seyreden ve yaklaşık 1 yaşa kadar da azalıp artan deri belirtileriyle kendini gösteriyor. 1 yaştan sonra kol ve bacaklarda önceleri dış yüzlerinde, oyun çocuğu döneminde de kıvrım/büklüm yerlerinde deri belirtileri ortaya çıkıyor. Ortalama 15 yaş civarında da atakların arkası kesiliyor. Ergenlik ve yetişkinlik döneminde ise deri, her zaman kurumaya meyilli oluyor. Kaşıntı çok şiddetli ortaya çıkıyor. Gözaltlarında koyu renkli halkalar (gözaltı morlukları) gelişebiliyor. Kışla birlikte artan, yazın düzelen yakınmalar ortaya çıkıyor" diye konuştu.

"TEDAVİ SÜRECİNDE YÜNLÜ GİYSİLER GİYMEYİN"
Egzama tedavisinde kaşıntının azaltılması, derinin kuruluğunun giderilmesi ve gerginlik, endişe gibi duygu durum değişikliklerinin hafifletilmesinin amaçlandığını ifade eden Türker, "Egzamada esas tedavi, korunma tedavisidir. Egzamayı tetikleyici faktörlerden kaçınılabildiği ölçüde atak sıklığı ve şiddeti azalıyor. Kış aylarında ortam ısısı sabitlenmeli ve yeterli nem korunmalı. Yünlü giysilerden kaçınılmalı, giyilecekse de mutlaka penye/ pamuklu içlik üzerine giyilmeli. Banyo sıklığı haftada ikiden fazla olmamalı. Sabunlanma ise haftada birden fazla olmamalı. Çok sıcak su tercih edilmemeli, keseden, sert liflemeden kaçınılmalı. Banyo çıkışı ilk 3 dakika içerisinde, nemlendirici tüm deriye sürülmeli. Evdeki kumaş yüzeyler ve halılar, kadife perdeler akarlara (ev tozları) karşı üretilen solüsyonlarla silinmeli, ev sık sık havalandırılmalı, temizlikte elektrikli süpürge kullanılmalı ve duvarlar nemli bezle silinmeli. Yatak odasında yünlü ya da polar battaniye, yorgan, tüylü halı ve oyuncak gibi toz çeken eşyalar bulunmamalı. Perde yerine stor tercih edilmeli. Evde kedi, köpek, kuş gibi ev hayvanları beslenmemeli. Stresten uzak kalınmalı" şeklinde konuştu.
(YS-GS-Y)

23.01.2013 10:22:44 TSI

Editör: Wan Haber