Eğitim Bir-Sen İnegöl Temsilcisi Sinan Aktaş, her insanın vazgeçilmez, devredilmez, dokunulmaz temel hak ve hürriyetleri üzerindeki yasakların kaldırılması talep ettiklerini söyledi.
Gerçek anlamda "hür bir toplumda" düşünce ve inançlardaki çeşitliliğin zenginlik olduğuna inandıklarını belirten Aktaş, "Bunun için hiçbir otoritenin sosyal dokuya müdahale etmemesi, insanları ötekileştirmemesi gerektiğine inanıyor, çalışma hayatının dışına itilen baş örtülü kadınlara hürriyet istiyoruz. Biz eşitlikten, insanların kategorize edilmemesini, başarılı olmak için fırsat ve imkânların herkese eşit bir şekilde sunulmasını anlıyoruz. Devletin bütün vatandaşlarının meşru haklarını iade etmesini, özde ve sözde vatandaş ayrımına bir an önce son verilmesini istiyoruz. Biz adaletin, ödül ve ceza dağıtımıyla ilgili olduğuna, bunun için de her insana hak ettiği şeylerin verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Biz adaletin sadece maddi olgularla sınırlı olmadığını düşünüyor, adaletin de, özgürlük ve tüm insan hakları gibi dağıtılmasının mümkün olduğunu biliyoruz" dedi.
Özgürlük, eşitlik ve adaletin sürgün edildiği her yerde, acıya maruz kalanların en çok kadınlar ve çocuklar olduğuna vurgu yapan Sinan Aktaş, "Devlet, şiddet gören kadını koruyor. Ancak aynı devlet, kadının başını kapatarak TBMM'ye gelmesini, kamu hizmetinde görev almasını yasaklayarak, bizzat kendisi kadına şiddet uyguluyor, ayrımcılık yapıyor ve ötekileştiriyor. Üniversitede rektörlerin dönem dönem lütuflarıyla haklarını kullanabilen kızlarımıza, baş örtüleriyle kamuda görev yapmak yasaktır. Bu uygulama, had bildirmenin başka bir versiyonudur. Küresel aktör iddiasındaki iktidar, bunu ne bize, ne dünyaya, ne de kendilerine izah edemez. Mevcut iktidar bu ayıptan kurtulmalı, toplum mühendisliği olan 'kadınları inançlarını yaşama konusunda sınırlamaktan' vazgeçmelidir. Anayasada bulunmayan bir yasak, iç tüzük, yönetmelik hatta genelge gibi anayasaya uygun olması gereken düzenlemelerle var ediliyor. Anayasada korunan bir hak, yönetmeliklerle yok sayılıyor. Artık yeter! Aklımıza, ruhumuza giydirilmeye çalışılan deli gömleklerine hayır diyoruz" şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni yayımladığı öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğiyle baş örtüsünü sadece imam hatiplerle ve Kuran-ı Kerim dersi ile sınırlandırdığına işaret eden Sinan Aktaş, "Biz yasaklar kalksın derken, yasağı meşrulaştıran bu yaklaşımı da asla kabul etmiyoruz. Bakanlık bu defoyu tez elden ortadan kaldırmalı, ders merkezli hak kullanımı ayıbından bir an önce kurtulmalıdır. Herkese sesleniyoruz; iktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplumuyla, kadınıyla, erkeğiyle hep birlikte el ele, omuz omuza bu çağdışı yasağı kaldırmalıyız. Baş örtüsü politik hesaplaşmaların, pazarlıkların, suni ideolojik çatışmaların malzemesi değildir. Baş örtüsü, inancının gereği olarak kadınların kimliğidir, kişiliğidir. Herkes kadına ait bu kimliğe ve kişiliğe insan olarak saygı duymak zorundadır" diye konuştu.
(SB-MŞ)

11.12.2012 13:56:35 TSI

Editör: Wan Haber