Ege Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü'nde görevli Prof.Dr. Ahmet Altındişli, bir firma tarafından Manisa'nın Saruhanlı İlçesinde düzenlenen "Bağda Hastalık ve Zararlılarla (mildiyö, külleme, salkım güvesi) Mücadele" konulu seminerde üreticileri bilgilendirdi. Altındişli, Türkiye'nin kuru üzüm ihracatında dünya pazarının yüzde 49'una hâkim olduğunu ancak ülkemizde yıllık kişi başına düşen tüketimin 250 gramı geçmediğini ifade etti.
Türkiye'nin kuru üzüm ihracatında dünya lideri, üretiminde 5. sırada yer aldığını belirten Altındişli, bağ bitkisinin genetik kaynak olarak bu toprakların çocuğu olduğunu, üzümün Anadolu, İran, Irak ve Gürcistan'ın da içinde bulunduğu Mezopotamya'dan doğup dünyaya yayıldığını dile getirdi.
Türkiye'de 2012 yılı kuru üzüm üretiminde 268 bin 949 ton rekolte tahmini yapıldığını, 214 bin 523 ton ihracat gerçekleştiğini dile getiren Altındişli, şöyle konuştu; "Bu ihracattan 518 milyon dolar kazandık. Sadece kuru üzüm tek başına, Türkiye'nin en önemli tarım ürünlerinin başında geliyor. Üzümdeki başarımızın artması için, ülkemize katma değer sağlamamız için üzüm üretimini geliştirmemiz lazım. Gıda güvenliği sağlanmış, yani ilaç kalıntısı taşımayan, izlenebilir, küf yükü taşımayan sağlıklı ürün üretmeliyiz. Dünyada kuru üzüm üreten ve satan çok ülke var. Mısır'da bile üzüm var. Dünyada en büyük üzüm üreticisi 300 bin ton yıllık rekoltesiyle Amerika, toplam arzın yüzde 28,6'sını karşılıyor. İkinci sırada Türkiye geliyor. Çin'in üzümde yıllık rekoltesi 160 bin tona çıktı. Üzümün fiyatı yükseldikçe diğer üretici ülkelerin ağzının suyu akmaya başlıyor. Herkes bu pastadan bir dilim kapmaya çalışıyor. Çin'in bundan birkaç sene öncesine kadar çekirdeksiz kuru üzümde hiç adı geçmezdi. Çin bile üzüm üretmeye başladı. İşin ilginç tarafı Çin'deki kuru üzüm üreticileri de Türk, Uygur Türkleri, oradaki üretimi Türk kökenliler yapıyor."
Kuru üzüm üretiminde gelişim gösteren bir diğer önemli ülkenin de İran olduğunu anlatan Altındişli, 1981 yılında 15-20 bin ton olan İran'daki üretimin şu an 160 bin tona çıktığını belirterek şunları söyledi; "Gittikçe bizim boğazımızı sıkıyorlar. Pazar açısından. Hindistan üzüm üretiminde 135 bin tona çıktı. Şili şu an 60 bin ton üretiyor. Bunlar bizim potansiyel pazarı bölüştüğümüz ülkeler. Arjantin ve Özbekistan'da da üretim artıyor. Biz bu yüzden kalite çıtamızı yüksek tutmak zorundayız."
İhracat olarak bakıldığında Türkiye'nin kuru üzümde dünya birincisi konumunda olduğunu, ülkemizin dünya pazarlarının yüzde 49'unu elinde tuttuğunu kaydeden Altındişli, sözlerini şöyle tamamladı: "Ürettiğimizin yüzde 85'ini ihraç ediyoruz. Ancak ne yazık ki kendi halkımız bunu tüketmiyor. Bizim kişi başına düşen yıllık tüketimimiz bir avuç, 250 gramı geçmiyor. Üzümü en çok tüketen ülke Kanada. Bu ülkenin gençleri üzümü çok seviyor. Üzümün oradaki adı "quick enerji" diye geçiyor. Bu "çabuk enerji" anlamına geliyor. Kanadalı gençler spordan önce kuru üzüm yiyor. O yüzden ihraç etmek çok güzel ama kendi halkımıza üzüm yedirmeyi başarmalıyız."
Saruhanlı Belediyesine ait çok amaçlı salonda düzenlenen seminere Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Aytekin Yaralı, Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, ziraat mühendisleri ve üzüm üreticileri katıldı. Seminerin sonunda Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, yöre çiftçisine aydınlatıcı bilgi vermesinden dolayı Prof.Dr. Altındişli'ye çiçek hediye etti.
(SD-HO-Y)

10.02.2013 15:40:49 TSI

Editör: Wan Haber