Tunceli ili Hozat ilçesinde döneminde fişlenlemeler yapıldığı iddia edilen döneminde Tunceli İl Jandarma Komutanı emekli Albay Namık Dursun, iddiaları reddederek, "Jandarmanın benim dönemimde herhangi bir gayrı yasal fiş toplaması ve kaydetmesi mümkün değil" dedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan Tunceli İli Hozat İlçesindeki Fişleme İddialarının Araştırılmasına İlişkin Kurulan Alt Komisyon, dönemin İl Jandarma Alay Komutanı Albay Namık Dursun'u dinledi.
Dursun, 10 Kasım 2004'te Köylere Hizmet Götürme Birliği faaliyetlerine ilişkin bir toplantıda muhtarlara hitaben 'Ben valiyi temsilen geldim. Bundan böyle akrabası ve kardeşi dağda olan bir aile varsa derhal fitsin mühürleri bıraksın. 1.5 ay size süre tanıyoruz. Bize bilgi vermediğiniz takdirde ne edeceğiz siz düşünün. Dağdakilerle işbirliği sürerse Elazığ hattını keserim, Elazığ'a bırakmam sizi. Tunceli Erzincan bölgesin ide abluka içine alırım ve sizi burada imha ederim' dediği yönündeki iddialara da cevap verdi.
Böyle bir toplantı yaptıklarını ancak kendisine atfedilen ifadelere katılmadığını belirten Dursun, "Bu toplantıda ifade edilen kelimelerin hiç birisine katılmıyorum, benim ağzımdan çıkmış bir ifade değildir. 10 Kasım 2004 tarihinde yapılmıştır, 18 Kasım'da, aradan 8 gün geçince kim tarafından kaleme alındığı meçhul bir bildiri 28 muhtara imzalatılmıştır" dedi.
Konunun 25 Kasım 2004'te o dönem Tunceli Milletvekili olan Vahdet Sinan Yerlikaya tarafından TBMM'de gündeme getirildiğini, Yerlikaya'nın 3 Kasım 2004'te de konuyu İçişleri Bakanlığı'na yazıyla ilettiğini belirten Dursun, 7 Aralık 2004 tarihinde Tunceli Barosu adına, Elazığ'da Yaşayan Tunceli Dernekleri Federasyonu adına ve İnsan Hakları Derneği adına, şahsi değil kurumsal olarak hakkında suç duyurusu yapıldığını anlattı.
Bu suç duyurusunun valiliğe iletildiğini ve Tunceli valiliğinin yaptığı ön incelemede hakkında 'soruşturma izni verilmemesine' dair bir karar verdiğini belirten Dursun, bu karar üzerine Hozat Cumhuriyet Savcılığı'nca üç ayrı suç duyurusuna ilişkin olarak takipsizlik kararları verildiğini söyledi. Bu kararlara Malatya bölge idare Mahkemesi'nde itiraz edildiğini ancak mahkemenin sunulan delilleri yeterli görmediği için valiliğin 'takipsizlik' kararını onadığını belirten Dursun, "Yani ben bu olayda idari ve yargının denetim ve gözetiminden bir şekilde geçtim. Yıllarca ben bu işin muhasebesini yaptım; 'acaba ben nerede yanlış yaptım?' Bu ifadelerin hiçbiri bana ait değil, tamamen çarpıtma ve bilinçli şekilde kaleme alınmıştır. Ama üslupla ilgili biraz sıkıntım vardır. Bu sıkıntımı gün geçtikçe tedavi etmeye baktım. Keşke daha bu kullandığım ifadeleri daha uygun bir üslupla, daha yumuşak bir şekilde ifade etseydim diye düşünürüm" dedi.

"FİŞLEME DEĞİL, BİLGİ NOTU"
Dursun'a, İl Jandarma Komutanı olduğu dönemde bilgisi ya da talimatı dahilinde fişleme yapılıp yapılmadığı da soruldu. Türk Ceza Kanunu'nda 1 Nisan 2005'ten itibaren kişisel kayıtların veri altında toplanmasının yasaklandığını belirten Dursun, şöyle devam etti:
"Bununla ilgili zaten o dönemde Jandarma Genel Komutanlığı'nın yazılı bir emri vardı. Bu emir çerçevesinde bütün tutulan fişler ortadan kaldırıldı. Bir tek bilgi toplama işlem merkezince yasal olarak tutulan fişler kaldı. Bunun dışında Jandarma'nın benim dönemimde herhangi bir gayrı yasal fiş toplaması ve kaydetmesi mümkün değil. Çünkü bu konuda defalarca personelimi uyardığımı çok iyi biliyorum. Kriminal sonuçlardan da bir şey çıkacağını düşünmüyorum."
Medyaya yansıyan biyografik bilgi fişlerinin yasal olduğunu düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine Dursun, "Ben onu fiş olarak görmedim, o kanımca bilgi notudur. Ama fiş olarak da adlandırılabilir, ama yine de gayrı yasaldır" karşılığını verdi.
TCK'daki değişiklikle 2005'e kadar tutulan kayıtların daha sonra ne şekilde ortadan kaldırıldığının sorulması üzerine Dursun, "Bilgi fişleri dediğiniz, insanlarla ilgili bilgi kayıtları tutulabilirdi ama TCK'daki değişiklikten sonra bunlar tamamen kaldırıldı" dedi.

"MERAKLI PERSONEL..."
"Bu bizce bir fiş değil bilgi notudur" diyen Dursun, bu bilgilerde o dönemde teröristin adını, soyadını, hangi il nüfusuna kayıtlı olduğunu, irtibatlı olabileceği şahısları, fiziki görüntüsü gibi bilgilerin yazıldığını söyledi. Dursun, "Çünkü çatışmadan sonra teröristin kimliğini tespit etmemiz lazım. Bu bilgiler çerçevesinde tespit ederiz. Bizim yaptığımız bilgi notlaması bu çerçevededir" dedi.
Toplanan bu bilgilerin dijital ya da fiziki ortamda kopyanmış olma ihtimaline ilişkin bir soruya ise Dursun, "Jandarma Genel Komutanının Türk Ceza Kanununda yapılan değişiklik çerçevesinde, varsa, böyle bir kayıt tutuluyorsa, kurumsal değil, şahsi, bunların silinmesi, ortadan kaldırılması babındaki emridir. Bu kanuna uygun verilen bir emirdir. Tabii ki personel, özellikle meraklı personel, bu tür şeyleri bazen manuel bazen dijital ortamda tutmuş olabilir. Biz bilgisayarlarda o dönem yaptığımız incelemelerde bunlarla ilgili herhangi bir dosya kaydını tespit etmedik" cevabını verdi.

"LOKAL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"
Hozat'taki bu işlemlerin Tunceli'nin diğer ilçeleri ve bölgedeki diğer illerde de yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Dursun, "İnternetten aldığım ve fişleme tabir edilen belgelerin resimlerine baktığımda, lokal olduğunu düşünüyorum. Çünkü oradaki 5-6 kişinin büyük kısmının Hozat'ta olduğunu biliyorum. Çünkü Tunceli çok küçük bir yer, herkes herkesi tanır. Eğer bu bölgede görev yapıyorsanız da tanımak zorundasınız. Değerlendirmem bu yönde" dedi.
Dursun ayrıca, basında fişlemelerin kendisi döneminde yapıldığına ilişkin iddialarla ilgili yasal ve tazminat haklarını arayacağını da sözlerine ekledi.
(MÜG-ÖZ-Y)

07.02.2013 13:29:17 TSI

Editör: Wan Haber