Çilem Doğan davasının karar duruşması bugün Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Çilem Doğan'a , "haksiz tahrik altında kasten öldürmek"ten 18 yıl hapis cezası verildi. Çilem Doğan 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kadın örgütleri ise verilen cezaya tepki gösterdi.

Önceki duruşmalara göre daha hızlı devam eden duruşmaya saat 11.45 itibariyle karar için ara verildi. Yaklaşık 10 dakika sonra heyet kararı açıkladı. Çilem Doğan iyi hal indirimi ile 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

BAŞKA SEÇENEĞİM KALMAMIŞTI

Avukatların ardından söz alan Çilem Doğan savunması için son sözlerini söyledi. Çilem’in savunması şöyle: “Şu adliye koridorlarında yüzüm mor şekilde çok dolaştım koruma kararları için. Başka bir seçeneğim kalmamıştı”

KADINLAR TEPKİLİ

Çilem Doğan’ın avukatı Fatoş Hacıvelioğlu verilen cezayı kabul etmediklerini ve dosyayı Yargıtay’a taşıyacaklarını söyledi.

Konuyla ilgili açıklama yapan Hacıvelioğlu, şunları söyledi: “Mahkeme Başkanı aslında üyelerden farklı düşünüyordu. Başkan, Çilem’in meşru müdafaa yaptığını ve ceza alamamasını istedi. Ancak mahkemenin iki üyesi aynı fikirde değildi. Onlar kasten adam öldürmek konusunda ısrar ettiler. Mahkeme de oy çokluğu ile 18 yıl hapis cezasına ve iyi hal indirimi ile 15 yıla karar verdi. Ama biz bu kararı doğru bulmuyoruz. Çünkü mahkeme olay anına çok sıkıştı. Oysaki Çilem yıllarda hem fiziksel hem psikolojik şiddet ve ölüm tehdidi ile yaşadı. Karar verirken daha bütünlüklü bakmak gerekiyordu. Bizler Çilem’in avukatı olarak bu davanın peşini bırakmıyoruz. Dosyayı Yargıtay’a götüreceğiz. Çilem’i savunmaya devam edeceğiz”

Çilem Doğan’ın aldığı 15 yıla bağımsız feminist kadınlar ve örgütlerden de tepkiler geldi. Suna Küçükosmanoğlu Adana’da yaşayan bağımsız feminist bir kadın. Çilem Doğan’ın bütün duruşmalarını takip etmiş ve bugün verilen kararı üzüntü ile karşılamış.

“ Bu kararı üzüntü ile karşıladım. Daha fazla indirim almasını bekliyordum. Çilem’ verilen bu ceza aslında bütün kadınlara verilmiştir. Bizlere gözdağı vermek isteniyor. Çünkü Çilem kendini savundu, hayatta kalmak için kocasını öldürdü. Bizlere de kendimizi savunmayalım diye için böyle kararlar veriyorlar.”

İstanbul Feminist Kolektif’ten Begüm Acar kocalarını öldüren tüm kadınların davalarını takip ettiğini ama erkeklere uygulanan indirimlerin aynı şekilde kadınlara uygulanmadığını söyledi.

“ Mahkemenin kararının yanlış olduğunu düşünüyoruz. Biz feministler olarak bu tür davaların meşru müdafaa olduğunu düşünüyoruz. Kadınlar, erkeklerin kadın cinayetlerinde yaptığı gibi tasarlayıp planlayarak cinayet işlemediğini biliyoruz. Çilem’in hikâyesini de biliyoruz ölüm tehdidi altında yıllarını geçiriyor. Ne zaman öleceği, dayak yiyeceği belli değil. Yıllarca kocası tarafından sistematik bir işkenceye maruz kalıyor. Ama biz biliyoruz ki yargıda erkekleri koruyor. Kadınlar meşru müdafaa yapsalar bile haksız tahrik indiriminden erkekler kadar yararlanamıyor ya da hiç yararlanmıyor. Erkekler kadınları öldürdüklerinde her türlü bahane ile indirimlerden yararlandırılıyorlar. Eteği kısaydı, yemek yapmamıştı, ayrılmak istemişti gibi bir insanın canına kast etmek için yeterli olmayan sebeplerle kadınları öldürüyor ve indirimler alıyorlar. Ancak kadınlar kendi hayatlarını korumak isteyince aynı indirimler kadınlar için uygulanmıyor. Bu yüzden dava daha Yargıtay’a taşınacak ve bizler de davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz”

Editör: Wan Haber