Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erhan Karaaslan, diyabetle erken yaşta tanışan çocukların, diyabetle yaşamayı öğrendiğini söyledi.
GOÜ Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından Diyabet Eğitim Hemşireliği, Çocuk Hastalıkları ve Endokrinoloji Kliniklerinin katılımıyla kahvaltılı tanışma ve eğitim toplantısı düzenlendi. Grand Ballıca Oteli'nde düzenlenen programda konuşma yapan Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İbrahim Aladağ, küçük yaşlarda bu hastalıkla tanışanların arkadaşları ile kuracakları iletişimin önemine dikkat çekti. GOÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erhan Karaaslan ise diyabetli çocukların ve ailelerin birbirleriyle tanışması, hastalıkları ile ilgili görüşlerini paylaşması, yıl içinde ortak etkinliklerin düzenlemesi tedavinin başarısını olumlu yönde etkilemekte olduğuna dikkat çekti. Karaaslan, diyabet rahatsızlığının küçük yaşlarda ortaya çıkması hem çocuğu hem de ailesini olumsuz yönde etkilediğini ifade ederek, "Özellikle küçük çocukların yiyeceklerinde ve içeceklerinde kısıtlamaların yapılabilmesi kolay olmamaktadır. Özellikle tedavinin ömür boyu devam edecek olması, çocuğun ve ailenin hastalıkla ilgili çok iyi bilgilendirilmesini gerektirmektedir. Diyabetle erken yaşta tanışan çocuklar, diyabetle yaşamayı öğreniyor" diye konuştu.

"DİYABETİN YAŞI YOK"
GOÜ Hastanesi Diyabet Eğitim Hemşiresi Emine Önalan ise diyabetli çocukların bu süreçte yalnız olmadıklarını bilmeleri, tanışıp kaynaşmaları ve yaşadıkları süreci daha kolay atlatabilmeleri için bir araya getirdiklerini söyledi. Diyabet hastalığının herhangi bir yaşı olmadığını ifade eden Önalan, her yaşta görülebildiğini ifade ederek, "Özellikle çocuklar ve gençlerde olan tip bir diyabet şeklinde oluyor. Şeker hastalığının ilk bulguları ağız kuruluğu, çok su içme ve kilo kaybı şeklinde oluyor. Çocuklarda özellikle bir enfeksiyon ve beraberinde daha belirgin hale gelip tanısı öyle konulabiliyor. Kilo kaybı, mide bulantısı, kusma, çok su içme, çok idrara çıkma gibi bulguları gördükleri zaman bir tetkik yaptırmaları iyi olacaktır" dedi.
Şeker hastalığının korkulacak bir hastalık olmadığını ifade eden Önalan, "Diyabetli çocuklarımızın hayatlarından bir özveride bulunmaları gerekmiyor. Normal günlük yaşamlarına devam edebiliyorlar. Onlara biz bu şekilde eğitim veriyoruz. Diğer çocuklardan farklı olarak sadece insülin yapıyorlar. Şeker yükseldiği zaman neler yapabilecekleri bilgisini verdiğimiz için kendisi bu sorunla baş edebiliyor" şeklinde konuştu.
Şeker hastalığının genetik nedenler ve başka hastalıklara bağlı gelişebildiğini ve birçok nedeni olduğunu ifade eden Önalan, "Çok şeker yedi diyabet olacak" şeklinde bir şeyin şeker hastalığı için söz konusu olmadığını sözlerine ekledi.
(Nİ-SLH-Y)

09.02.2013 11:30:36 TSI

Editör: Wan Haber