Çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere İzmir'de bulunan Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, Türkiye'ye kurulmak istenen patriot füzelerinin PKK'ya karşı yapılacak kara ve hava operasyonlarını engellemek için olduğunu savundu.
Partisinin İzmir il başkanlığı binasında bir basın toplantısı düzenleyen DSP Genel Sekreteri Erçelebi, doğalgaza yüzde 37 oranında zam yapılmasından, İzmir'de kurulan NATO üssüne; Özal'ın şüpheli ölümünden BDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve yeni Anayasa hazırlıklarına birçok konuda görüşlerini partilileriyle ve kamuoyuyla paylaştı.
Erçelebi, Türkiye'ye kurulmak istenen patriot füzelerinin savunma amaçlı olmadığını savunarak, Türk uçaklarının PKK'ya karşı operasyon yapamaz hale geleceğini savundu.
Erçelebi, "Tarihi bir olayı açıklamak için buradayım. Şu anda Türkiye'de kurulmak istenen patriot füzeleri savunma amaçlı değildir. Suriye'ye karşı ise hiç değil. Bunlar bize Türkiye'ye karşıdır. Çünkü o patriotlar kurulduunda bizim uçaklarımız uçuş yapacağı zaman oradan izin almak zorunda. Onlar koordinat verirse uçabilirler. PKK üzerinde hava ve kara operasyonları yapılamayacak. İşte o yüzden BDP'lilerin patriotlarla ilgili aleyhte açıklaması yoktur. O patriotlar bize karşıdır. Ey hükümet, birazcık vatanseverliğin varsa o patriotları oraya kurma. Terörü bitirmeye ihtiyacımız var bizim Dikkatli olmak zorundayız. NATO üssü koordinat vermezse, uçaklarımız kalkamayacak ve operasyon yapamayacak. Bunu bugüne kadar kimse söylemedi. Çünkü DSP'nin kimseden korkusu yoktur" diye konuştu
"Bugün Türkiye Cumhuriyeti sayın Başbakanın vesayeti altındadır. Bu vesayeti kaldırmadan, ne demokrasi ne hukuk devleti olur ne de özgür birey" diyen DSP Genel Sekreteri Hasan ERçelebi, Başbakanın BDP'lilerin dokunulmazlıkları kaldıramayacağını ve sadece şov yaptığını iddia etti.
Başbakana dokunulmazlıklar konusunda 'Hodri meydan. Kaldır da görelim bakalım" diye seslenen Erçelebi, "Sayın Başbakan bu dokunulmazlıkları kaldıramaz. Çünkü bunu yapmak için dokunulmazlığa ihtiyaç duymamak lazım. Cımbızla çekecek. Hodri meydan. Kaldır da görelim bakalım. Gücü yetmeyecek. Sadece şov amaçlıdır. Gerçekten dokunulmazlıklar kaldırılmalı. Tümünü kaldırın buyurun. Özel bir maddeyi mecliste oylayın. Çünkü terör suçu ne kadar ağır bir suç ise sahtekarlık, kalpazanlık, hırsızlık da en az onun kadar büyük suçtur. Görelim bakalım o zaman, kimlerin neleri varmış neleri yokmuş" diye sürdürdü konuşmasını.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasının bir amacının da genel af hazırlığı olduğunu savunan Erçelebi, "Dokunulmazlık dosyalarının apar topar getirilmesinin bir nedeni de genel af hazırlığıdır. Hem o 8 vekil, hem başta Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ olmak üzere paşalar da rehin tutuluyor. Bu, Oslo görüşmelerinde karara bağlanmış bir durumdur. İşte onun zeminini hazırlıyorlar" dedi.
Erçelebi, Başbakanın isteğinin Başkanlık Sistemi'ne geçmek olduğunu belirterek, muhalefet partilerinin hükümete destek olmaktan başka bir fonksiyonu olmadığını iddia etti : "Başka bir talepleri de var. Başkanlık sistemine geçmek. Model uydurmada bir numara bu AKP'liler. Türk usulü Başkanlık sistemi diyor. Obama'nın yetkileri de Başbakanın yetkileri de olacak, meclisi feshetme yetkisi de olacak. Bunun adı Türk usülü Başkanlık denecek. Dosdoğru bunun adı padişahlık desek ve bitirsek olmaz mı? Milleti niye dolandırıyorsunuz. İstenen budur. Bu talepler karşısında muhalefet sırayla iktidara destek oluyor. Türkiye'de maskeli siyaset uygulanıyor. Maskeleri indirmemiz lazım. Muhalefet AKP'nin büyümesi için vitamin hapı haline geldi. On yıldır seçimlerde hepsinden AKP ve BDP büyüyerek geçti. Bu bir rastlantı değil. Hangi muhalefet partisi kafasını kaldırdı, dört tane kaset çıkarıp bitiriyor işini. AKP ve sayın Başbakan elinden geleni arkasına koymasın. Korkmuyoruz. Arkamızda kaset ve ihale dosyası yok."
Darbeleri Araştırma Komisyonu'nu da eleştiren Genel Sekreter Hasan Erçelebi, 12 Eylül Darbesi'nin en büyük destekleyicisinin Turgut Özal olduğunun belirtildiği komisyon raporundaki bu ifadenin Başbakan tarafından çıkarılmasının nedenini sordu.
Erçelebi, "Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunu açıkladı. Orada doğru bir tek tespit yapmışlar. 12 Eylül Darbesi'nin en büyük yandaşı Özal'dır dediler. Ne oldu Başbakanın emriyle bu ifade çıkarıldı. En doğru buydu aslında. Çünkü 12 Eylül, 1980 ekonomik kararlarının, halkın isyan etmeden uygulanması için bir darbedir. 24 Ocak kararlarını baş mimarı da Özal'dır."
Türkiye'nin dış politikada yalnız olduğunu, BM'nin Filistin'de önce gözlemci sonra daimi üye haline gelmesine sevinen hükümetin KKTC için de aynı çabayı göstermesini beklediklerini ifade eden Erçelebi, şöyle konuştu: "Şu anda dış politikada yalnızız. Filistinliler BM'de yeralacak. Son derece mutluyuz. Umarım BM daimi üyesi de olurlar. Peki Güney Kıbrıs Rum Devleti, şu anda AB üyesi ve şu anda dönem başkanı. Peki biz Kıbrıs'ta garantör ülke değil miydik? Bizim iznimiz olmadan orada herhangi bir davranış olmayacaktı. 2004 AB üyesi olmalarına kim izin verdi? Bu hükümet. KKTC ne durumda dediğimizde ise ses yok. Hadi gel o zaman gücün varsa, sen de KKTC'yi BM'de aynı Filistin gibi önce gözlemci, sonra daimi olması için uğraş, imzalat da görelim."
Erçelebi, önümüzdeki seçimlerde Türkiye ve bölge vekilliği sisteminin getirilmesi konusunda bugün yaşanan gelişmeyi de değerlendirdi: "Belli ki meclisteki partiler barajların arkasına sığınıp. Yüzde bir oyun karşılığı beş buçuk vekildir. Bu kadar insanları aldattım demek olmaz. Düşünceleri, iki sandık koyacaklar. Bir tarafta Türkiye vekilleri; diğer tarafta bölge vekilleri. Seçimlerin gizliliği anayasanın eşitliği ilkesine karşıdır. Türkiye vekilliği aldatmasına inanmıyoruz. Yürekleri yetiyorsa, kaldırın barajı ondan sonra görüşelim."
Turgut Özal'ın şüpheli ölüm nedeninin ortaya çıkarılması için naşının tekrar açılması hakkında da konuşan Erçelebi, "Özal'ın naşının tekrar açılması, inşallah kafalarındaki soru işaretlerini aydınlatır. Türk siyasetinde zaman zaman siyasetçilere karşı normal olmayan davranışların olduğunu görüyoruz. Umarım sonuca varılır" temennisinde bulundu.
Erçelebi, doğalgaza yüzde 37 oranında zam yapılmasını sert sözlerle eleştirdi. Hükümetin halkın cebine elini uzattığını kaydeden Erçelebi, "Dün Türk halkı için önemli bir karar açıklandı. Hükümet doğal gaza yüzde 37 zam yaptı. Daha bir ay kadar evvel zam yapmıştı. Yüzde 37 zam demek Türk halkının bugünden itibaren yaşamının yüzde 50 zamlanması demek. Yani hükümet hepimizin cebine elini sokmuş, paramızın yarısını almış gitmiştir. Başka bir izah tarzı yoktur. Çünkü her şey dogal gaza bağlı. Hükümetin Bakanı hepimizin gözünün içine baka baka doğruyu söylemiyor. Kasım ayında zam yapmayacağız diyor, kasımın son günü zam yaptı. Yüzde 37 bize yüzde 50 olarak yansıyacak. Bu kış kavrulacağız. Hepimizle dalga geçiyorlar. İşçilere ve memurlara yüzde 3.5 zam yapılacak. Yüzde 37 ile yüzde 3.5'un birbiriyle alakası var mı? Hemen gündemi değiştiriyorlar. Bugün baktım hiç manşet göremedim, zamla ilgili. Ama bunun yanında sanki Filistinlilerin yanındayı. İyi güzel de, sen önce Türk halkını yangından, soygundan kurtar. 138 ülkeye biz oy verdirmişiz gibi bir hava içindeler."
(HD-FS-Y)

01.12.2012 16:41:06 TSI

Editör: Wan Haber