Demirtaş, Çözüm Süreci'yle ilgili; "Neydi eksiklerimiz geri dönüp baktığımızda? Daha şeffaf bir süreç olmalıydı, kamuoyu olup biteni daha iyi bilmeliydi, duymalıydı. Gizli kapaklı işler çevriliyor gibi bir hissiyat oluşmamalıydı. Dolayısıyla yeniden başlayacaksa şeffaf olmalı, konuşulan şeyler kamuoyu ve parlamento tarafından bilinmeli" dedi.

Periscope’tan da yayınlanan mülakatta Demirtaş, seçimler ve Çözüm Süreci ile ilgili soruları yanıtladı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendilerinin her şeye açık olduklarını, kendilerine bir adım yaklaşana, 10 adım yaklaşmaya hazır olduklarını ifade ederek, şunları söyledi:

“Sonuçta siyaset bir kin, öç alma ve intikam aracı değil, sonuç alma aracıdır. Biz onun için siyasetteyiz. 2 Kasım’dan itibaren Türkiye’nin sorunlarını çözmek için diğer bütün partiler ile diyaloga açık olacağız. Ülkeyi yönetmek için. Zannedersem zaten bir koalisyon seçeneği şu yada bu şekilde çıkacak, ülkeye yönetecektir. Bu her halukarda egemenliği paylaşmak, yönetimi paylaşmak, sorumluluğu paylaşmak bir ölçüde kamplaşmayı en aza indirecektir.”

“Gizli kapaklı işler çevriliyor gibi bir hissiyat oluşmamalıydı”
Demirtaş, Çözüm Süreci’nin yeniden başlayıp- başlayamayacağı ile ilgili soru üzerine ise, Çözüm Süreci ile ilgili 1.5-2 yıllık bir deneyimleri olduğunu ifade ederek şöyle devam ettiB

“Diyalog, müzakere süreci oldu biliyorsunuz. Bunun artıları, eksileri, yanlış yapılan, doğru yapılan yerler var. Buradan yola çıkılarak yeni bir sürecin başlatılması lazımdır. Neydi eksiklerimiz geri dönüp baktığımızda? Daha şeffaf bir süreç olmalıydı, kamuoyu olup biteni daha iyi bilmeliydi, duymalıydı. Gizli kapaklı işler çevriliyor gibi bir hissiyat oluşmamalıydı. Dolayısıyla yeniden başlayacaksa şeffaf olmalı, konuşulan şeyler kamuoyu ve parlamento tarafından bilinmeli. İkincisi parlamento daha aktif olmalı, bu iş parlamentonun işidir. Yasa, anayasal süreci ile bunu güvenceye bağlamak parlamentonun işi olmadı. Dolayısıyla parlamentoda oluşacak, bu işe katkı sunacak komisyonlar, hangi parti üye veriyorsa bunların aracılığıyla yürütmelidir. Sadece tek bir iktidar partisine mal olmamalıdır.”

“Öcalan’ı, KCK yönetimini yok sayarak oluşturulacak bir çözümün, çözümsüzlük olduğunu biliyoruz”
Demirtaş, çözümün parlamentoda ve HDP muhatap alınarak çözülmesini isteyen CHP’nin önerisi hatırlatıldığında ise, şunları söyledi:

“Biz şimdi parlamentoda grubu olan bir partiyiz, Kürt sorununa ve diğer sorunlara yönelik çözüm önerilerimiz var, yasa ve anayasa tekliflerimiz var ve bu işin muhatabı biziz, parlamento ayağı itibariyle. Fakat biz Sayın Öcalan’ı, KCK yönetimini yok sayarak, dışlanarak oluşturulacak bir çözümün, çözümsüzlük olduğunu biliyoruz. O yüzden ısrarcıyız. Onları dışlayan, onlar yokmuş gibi davranan, ‘Onlarla görüşmeyelim, konuşmayalım, biz kendi kendimize parlamentoda bir şeyler yapalım’ dersek, yanılırız. Dünyada bir çok deneyim var bu konuda. İngiltere bu deneyimi yaşadı IRA deneyimiyle. Bu en önemli deneyimlerden biridir. Evet, Sinn Fein-IRA ilişkisi, bizimle PKK’nın ilişkisi gibi değil, fakat biz yine bir siyasi parti olarak hem muhatabız parlamentoda, aynı zamanda kolaylaştırıcıyız, aynı zamanda arabulucuyuz. Yani birçok rolümüz ve misyonumuz var. Biz, sağlanan tek taraflı ateşkesin, seçimden sonra çift taraflı ateşkese dönüşmesi gerektiğini söylüyoruz. PKK’nın nihai olarak Türkiye’ye karşı savaşı bitirip, silahları tümden bırakacak bir sürecin yeniden başlaması gerektiğini düşünüyoruz.”

“Bir yasasının olması lazım”
HDP Eş Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun silahların betona gömülmesi çağrıları hatırlatılınca, Türkiye toplumunun ve herkesin silahların tamamen devre dışı kalması beklentisi içerisinde olduğunu söyledi. Demirtaş, bu beklentinin çok mantıklı olduğunu belirterek, şöyle dedi:

“Fakat bunu Ankara’dan, Kandil’e dönerek, çağrı yaparak olmayacağını Cumhurbaşkanı bizden daha iyi biliyor. Yani hadi silahlarınızı betona gömün diye Kandil’e seslendiğinde, oradakiler de hadi getirelim gömelim demezler, demiyorlar. Bu iş için bile bir yasa çıkarması lazım parlamentonun. Silahlarını nereye bırakacaklar, hangi betona gömecekler? Bu betonun çimentosu, kumunu nereden alacak? Bunun bile bir yasasının olması lazım. Dolayısıyla parlamento bu kadar ciddiyetsiz yaklaştıkça, yani silah bırak çağrılarıyla bu iş olmuyor. Ben Sayın Cumhurbaşkanı’nın yada Sayın Davutoğlu’nun, bugün PKK’nin silah bırakmasını yürekten istediğine inanmıyorum. İnansaydılar bu çağrıyı yapmazlardı, bu yasayı çıkarırlardı. 3 yıldır bir tek yasa çıkarmadılar bu silah bırakmayla ilgili. Niye çıkarmadılar? İstiyorlarsa bir tek maddelik yasaya bakar. Hangi şartlarda, nereye bırakacaklar? Bir tek maddelik yasa. Israrla yasalar düzeyinde müzakere ve görüşmeler yapılsın. Kendileri çıkarmadılar. Çünkü, savaşla siyaseti dizayn etmek onlara yarıyor. Milliyetçi oyları toplayabiliyorlar, konsolide edebiliyorlar bunu. İstediklerini alamadılar, çünkü HDP var. Savaşın niye çıktığını, barışın niye önemli olduğunu anlatabildi. Yoksa, bu savaştan beklentileri yüzde 50’nin üzerinde bir oy potansiyeli toplamaktı.”

“AKP ile bunu asla bir pazarlık konusu haline getirmedik”
Selahattin Demirtaş, Çözüm Süreci’nde kırılma noktasının HDP’nin parti olarak seçime girip barajı aşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık dayatmalarını kabul etmemesi olduğunu belirterek, “Kendileri HDP’nin parti olarak seçime girmesi provokasyondur dediler. Yani bizim kuruluş nedenimizdir parlamentoya girmek, asıl işimiz o. Bunu provokasyon olarak nitelendirdiler. Sonra biz barajı geçince de ‘çözüm sürecinin filmini çekerler’ dediler. ‘Kendiler bilir, çözüm süreci bitmiştir’ dediler. Başka da bir suçumuz günahımız olduğunu ben hatırlamıyorum. Bizim parti olarak seçime girmememiz ile ilgili; hükümetle, AKP ile bu işleri asla konuşmadık. Bunlar bizim iç politikamızdır. AKP ile bunu asla bir pazarlık konusu haline getirmedik” dedi. (DHA)

Editör: Wan Haber