Selahattin Demirtaş, Muğla’daki Eski Garaj Alanı’nda düzenlenen HDP mitinginde halka seslendi. Muğla’nın özellikle Marmaris, Bodrum, Fethiye, Köyceğiz gibi sahil kentlerinden katılımın yüksek olduğu mitingi yaklaşık 5.000 kişi izledi. Demirtaş, miting alanına girdiği sırada Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Muğla Şubesi üyesi Zeki Kurt, boynuna, Türk bayraklı Atatürk posteri asıp, ‘Bu ülkeyi birlikte kurduk kıymetini bilelim’ yazılı döviz açtı.  Demirtaş, seçim otobüsünün üzerinden yaptığı konuşmasında, Kurt’un açtığı dövize atıfta bulunarak, “Arkadaşımız ne güzel yazmış. Evet, bu ülkenin kıymetini bilelim. Bu ülkenin, demokrasisinin kıymetini bilelim. Herkes birbirine saygılı ve sevgili olmalı. Ama, ‘İleri demokrasi getiriyoruz’ diyen iki kişi var bu ülkede. Şaka gibi. İroni bunlar. Sanço ve Panço gibi, ‘Bu ülkeye demokrasi getirdik’ diye bağırıyorlar. Ortada demokrasiden eser yok” dedi.

Gençlerin çoğunlukta olduğu mitingde, yaklaşık 50 dakika konuşan Demirtaş, “HDP bir Robin Hood hareketidir. Zenginden alıp, fakire veren bir harekettir. Don Kişot’la Sanço, Panço yola çıkmışlar gece gündüz bize hakaret ediyorlar. Meydan meydan dolaşıp bizi birbirimize düşürmeye çalışmalarına rağmen, biz bunu başaracağız. Yapmaya çalıştığımız Türkiye’nin felakete sürüklemesini engellemektir. Bu yüzden paniklediler. ‘Biz, yol yaparak yolsuzluğu hak ettik’ diyorlar. Yol yaptın diye, halkın ruhunu, onurunu alamazsın. Halk bu noktada sana ‘dur’ diyor” dedi.

“Adaylarımız helal lokma yemenin ne olduğunu biliyor”
7 Haziran’daki seçimin diğer seçimlere benzemediğini belirten Demirtaş şunları söyledi:

“Evet, Türkiye bir kırılma yaşayacak ama bu kırılmanın özgürlükten yana mı diktatörlükten yana mı olacağına karar vereceğiz. Bizler kendimizi inkar etmeden, devletten korkmadan, barış içinde yaşamak istiyorsak bu gidişatı değiştirmek zorundayız. Devleti, vatandaşa hizmetkar edecek bir yönetim anlayışı kurmalıyız. Bu ülkeyi birlikte var ettik, bunun kıymetini bilelim. Eğer ülkenin yönetiminde köklü bir demokrasi kurulamazsa hiçbirimiz mutlu olamaz, kendimizi güvende hissedemeyiz. Komşusunun kimliğine bakmadan, inancını sorgulamadan, evrensel ilkelerde buluşarak toplumsal barış kurabiliriz. HDP işte o misyonun parti adıdır. Meydan meydan dolaşıp bizi birbirimize düşürmeye çalışmalarına rağmen biz bunu başaracağız. Adaylarımız, sizler gibi çalışarak helal lokma yemenin ne demek olduğunu bilen yöneticiler. Bu partiyi sizler kurdunuz. Sorunların çözümünü de tabii ki en iyi sizler bileceksiniz.”

“Tarım varsa işsizlik olmaz”
Türkiye’nin tarım politikasını eleştiren Demirtaş, “Çiftçinin kaderi bırak kar etmeyi, zarar etmeden sezonu kapatmak için çalışmak değildir. Türkiye’nin her köşesinde her ürünü yetiştirebilirsiniz. Yediğimiz etin, sebzenin yarısı yurtdışından geliyor. Mercimek Kanada’dan, et Avustralya’dan getiriliyor. Bunların tamamı yanlış değil bilinçsiz politikadan kaynaklanıyor. Tarımı bilerek bitiriyorlar. Çünkü tarım varsa o ülkede işsizlik olmaz. Toprak işliyorsa o ülkede açlık olmaz. Dışarıda çok işsiz olsun ki onlar da daha ucuza eleman çalıştırsın istiyorlar. Sizin aç ve işsiz olmanız lazım ki onlar iktidarda kalabilsin” dedi.

“Muğla’nın koyları talan ediliyor”
Muğla’nın kıyılarının, koylarının imara açıldığını hatırlatan Demirtaş, “Büyümeyi böyle bir şey zannediyorlar. Modernleşme adı altında oraları katlediyorlar. Bunun adı, modernleşme adı altında kültürün yok edilmesidir. Bir ülkede tarım olmazsa türkü olmaz, şiir olmaz. Ancak üreten toprakların medeniyeti ve tarihi olur. Bunları değiştirmek için sağ değil sol pencereden bakmanız lazım. Kendimize saraylar yaptırırken halkımızı da gecekonduya mahkum etmeyeceğiz. ‘Ne sarayımız olsun ne de halkımız gecekonduda yaşasın’ diyeceğiz. HDP sizin emeğinizle büyüyor, ülkemizin iç barışının garantisi haline geliyor” diye konuştu.

“Bütün partiler parlamentoda olsun”
“Yüzde 10 barajı HDP’nin değil Türkiye’nin önünde bir engeldir” diyen Demirtaş şöyle devam etti:

“El verin bu barajı hep birlikte yıkalım ve güzel günlerin kapısını açalım. Ne kadar parti varsa mutlaka parlementoda olsun. Orada birlikte çalışıp çabalayalım. Kavga, mücadele olacaksa orada olsun ve biz hep birlikte Türkiye için en iyisi hangisiyse onu yapalım. Başbakan ve Cumhurbaşkanı bu ülkenin başına verilmiş şaka gibi. İroni gibi. Bir iktidar adalet duygusunu unutmuşsa ve o ülkede yaşayan toplum kaygılanmaya başladıysa birinin frene basması lazım. Biz freni patlayan ve yokuş aşağı giden bir kamyonu durdurmaya çalışıyoruz. Madem biz barajın altındayız, o zaman devletin bütün imkanlarıyla niye bize bu kadar saldırıyorsunuz? Onlar da çok iyi biliyorlar ki iktidardaki son günlerini yaşıyorlar. Bunu hak ettiler. Yol yapman, havaalanı yapman ülkeye faydadır ama bunu yaptın diye halkın ruhunu teslim almaya hakkın yok. Bunları yaptın diye ülkenin başına bela olmaya hakkın yok.” (DHA)

Editör: Wan Haber