Cizre'de yaşananlara sert tepki gösteren ve "Cizreliler diz çökmedi o halde bize direnişi büyütmek düşüyor" diyen Demirtaş, Cizre'de soykırım yapıldığını belirterek, şunları dile getirdi:

Cizre'de Soykırım yapıldı

"Savaşı durduramadık diye insancıl hukukun, insanlığın vicdanın ahlakın ayaklar altına alınmasına göz yumamayız. 2 haftaya yakın bir süredir bodrumlara sıkıştırılmış yüze yakın insandan kadın ve çocuktan bahsediliyor. Birçok spekülasyonlar yapıldı. İstatistikler açıklandı. Ben Cizre'de yaşananları istatistiklerle açıklayacak değilim. Elimizdeki tek sağlam bilgi orada toplu bir soykırım yapıldığıdır. Onun dışında kaç kişinin öldürüldüğünü bilmiyoruz halen giriş çıkışlar yasak. 3 aşamalı sıkı bir güvenlik koridoru ile sağlanıyor. O insanların ne zaman niçin ve nasıl öldürüldüğünü emri verenler ile katledenler dışında kimse bilmiyor.

 Savcıyı bile sokmuyorlar oraya

Savcı oraya girmiyor çünkü izin verilmiyor. Cenazeler değişik evlere bodrumlara bıkarılıyor sonra belediyelerin ambulansları çağrılıyor cenazeler değişik şehirlere gönderiliyor. Otopsiyi yapacak savcılar doktorlar çok sayıda cenazede aynı ölüm şeklini tespit edemesin diyen. Çünkü ortada büyük bir savaş ve insanlık suçu var. Herkesin şunu bilmesi lazım. Bizim karşımızda hukuk tanıyan, ahlak tanıyan bir siyasi anlayış yok. 60-100 kişiyi bu şekilde katledenin 100 bin kişiyi bu şekilde katledeceğinden hiç bir şüphemiz yok. Bununla başa çıkmanın yolu faşizme sığınmak değil faşizmin kanatlarını koparmaktır. Cizre nasıl diz çökmüyorsa boyun bükmüyorsa, işte doğru çizgi budur. Evet, biz Erdoğan'ın bilmem neyiyiz deselerdi herhalde başlarına bu gelmezdi.

Artık tek adam

Bize dayatılan tekçiliği, bakın artık tek millet, tek bayrak, tek devleti geçtik artık tek parti ve tek adam dayatması var. Bizler toplumun direnin tek odağı ve umuduyuz. Teslim alınamamış örgütlü durabilen tek muhalefet odağı ve toplumun tek umuduyuz. Yüzde 49,5 oy almış bir Cumhurbaşkanı, Ayşe öğretmenden bu kadar korkar mı, oya nasıl aldıklarını ve bunun suyun üzerine yazıldığının farkındalar.

Saraydaki adam artık bir dava adamı değildir. AKP dava partisi olmaktan çıkmıştır. Kendi arkadaşları bile bunu biliyor. İktidar için en gerici ittifaklar geliştirilmiştir.

Yapılması gereken bu faşizme karşı barış, demokrasi, direniş bloğunun sağlanmasıdır. Biz bunun öncülüğünde ısrar etmiyoruz ama emekçisi olmaya hazırız. Türkiye'yi ya bu faşizan blok şekillendirecek ve karanlık kesintisiz devam edecek, ya da biz ilericiler özgürlük, eşitlik ve barış için bu barış bloğu oluşturacağız. Bunu oluşturursak mücadele daha kısa süreli ve başarılı olur. Ya da hayır biz bağımsızız denilirse mücadele bizim omuzlarımızda olacak ve bundan geri adım atmayacağız..."

Editör: Wan Haber