Paralel yapının daha önce ABD’deki para kaynaklarına ilişkin birçok soruşturma başlatıldığını anımsatan Davutoğlu, “Aynı tutarlılığı görmek isteriz. Burada çekineceğimiz bir husus da olmaz” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ürdün dönüşü gazetelerin Ankara temsilcilerinin sorularını yanıtladı.

ABD'YE ÇİFTE STANDART UYARISI
(Rıza Zarrab’ın yakalanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?) Dosyanın muhteviyatı veya tartışmalar itibariyle eğer Türkiye’yi ilgilendiren bir şey söz konusu olursa düşüncemizi de tavrımızı da açıklarız. Ama şu ana kadar böyle bir yansıma yok. Tabii insanın aklına şu da geliyor: Bu kadar titiz olan bir hukuk sistemi bir sürü kumpas içinde olan Amerika’daki başka Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı görünen kişiler, yapılarla ilgili niye herhangi bir husus gündeme getirmiyor? Daha önce paralel yapının ABD’deki para kaynakları ile ilgili çok soruşturma başlatıldı. Bu nereye gitti acaba? Bu anlamda tutarlı bir şey görmek isteriz. Bütün kara para aklama çabalarına karşı aynı tutarlılığı görmek isteriz. Burada çekineceğimiz bir husus da olmaz. Nedir, önce konunun bir ortaya konulması lazım. Ondan sonra düşüncemizi açıklarız.

1,5 AY İÇİNDE ANAYASA İSKELETİ ORTAYA ÇIKACAK

Anayasa’nın tek zorluğu elimizdeki siyasi güç ile tek başına Anayasa yapamayacak olmamız. 316 yetmiyor. Önümüzde iki yol var. Ya ‘CHP komisyonu dağıttı’ deyip bunu zamana yaymak ki benim siyasi ahlakım buna izin vermez. Ya söz vermeyeceksiniz ya gereğini yapacaksınız. Önümüzdeki hafta anayasa hukukçusu akademisyenlerden oluşan bir heyetle, sonra geçmişte Anayasa Komisyonu’nda çalışan arkadaşlarımızla bir toplantı yapacağım. Hafta sonu pratik ve teorik heyeti bir araya getireceğim. Siyasi perspektifi verdikten sonra hedefimiz 1-1.5 ayda ama bu yasama dönemi içinde anayasayı iskeletiyle ortaya çıkarmak. Gündemde tutup adım atmamak bize yakışmaz.

DENGE-DENETLEMESİ TANIMLANMIŞ BAŞKANLIK

(Referandum olasılığı nedir, ne kadar süre içinde bir referandum beklemeliyiz?) Bir şey söylemem hukuki açıdan doğru olmaz. ‘316 milletvekili ile şu zaman yapılacak’ desem, kalan 14 vekil nereden tamamlanacak diye bir tartışma açılır. Bunu etik bulmam, transfer çalışmasını da ahlaki bulmam. 2012’deki tasarımızı hafta sonu madde madde okudum. Benim de zihnimde sorular var. İçselleştirmediğim hiçbir fikri savunmadım. Aramızda tartışmamız gereken sorular var; ‘Anayasa’nın başlangıcı olsun mu’dan başlayan. Anayasa zinhar konjonktürel olmayacak. Siyasi realite üzerinden anayasa yapmaya başlarsak, ‘14 oyu şuradan alabilirim, dolayısıyla orayı tatmin edeyim’ dediğinizde fikriniz sapmaya başlar. Pazarlıkçı ya da revizyonist bir anayasayı doğru görmüyorum. Yazım, kültür, dil itibariyle, felsefesiyle farklı bir anayasa hedefliyoruz. O felsefeyi bulana kadar çalışacağız. Böyle bir anayasanın da kolaylıkla 330 ve üzeri bir destek bulacağına inanıyorum. Açık, net bir sisteme ihtiyaç var. Bu da bizim için Başkanlık sistemi. Ama bu başkanlık sisteminin de güçler ayrılığı sistemi ve karşılıklı denge-denetlemenin o kadar iyi tanımlanmış olması gerekir ki kimsenin zihninde şüphe kalmamalı.

İKİ KAMARALI SİSTEME İHTİYAÇ YOK

(İki kamaralı sistem düşünüyor musunuz?) Yok. Onu da tartışacağız tabi. Ama prensip olarak üniter devletlerde ve Anayasa Mahkemesi’nin olduğu yapılarda iki kamaralı sisteme ihtiyaç olduğu kanaatinde şahsen değilim. Ama olmayacak diye bir şeyi de öne sürmek istemem. İnşallah Haziran sonuna kadar görevimiz zihnimizdeki en iyi anayasayı sunmak.

PARTİSİZ BAŞKANLIK OLMAZ

(Partili başkanlık sistemi mi olacak? Türk tipi başkanlık sisteminin özellikleri neler olacak?) Başkanlık zaten partili başkanlıktır, partisiz başkanlık olmaz. Bunların hepsi çalışmalar bitince netleşecek. Arkadaşlardan 10’a yakın kritik konuyu bu hafta içinde çalışmalarını istedim.

DEMOKRATİK OLMAYAN HİÇBİR SİSTEMİ KABUL ETMEM

(Demokratik başkanlık mı olacak?) Demokratik olmayan hiçbir sistem, başkanlık ya da parlamenter sistem önerisini kabul etmem. Yetki kimdeyse sorumluluk onda olmalıdır. Ve sonunda hesabı kim verecekse yetki onda olmalı. Ama bizim çarpık parlamenter sistemde böyle bir şey yok. 12 Eylül anayasası hep bir generalin cumhurbaşkanı olacağı varsayımıyla yapıyı kurduğu için Özal’dan başlayarak milletin adamı olan kişilerin cumhurbaşkanı olmasını engellemeye çalıştılar. En büyük devrim de buna izin veren anayasayı yazmak olacaktır.

VEKİLLER ACABA DOSYAMDA NE VAR DİYE SORMAYA BAŞLADILAR'
(Dokunulmazlıkların kaldırılması) Size şunu söyleyeyim; bana daha önce çok meydan okuyan bazı milletvekilleri şimdi acaba benim dosyamda ne var diye sormaya başladılar. Bizim buradaki duruşumuz ahlakidir. İkincisi hukuki bir duruştur. Anayasa’ya geçici bir madde koymamış olsak ve sadece terörle irtibatlı dosyaları bile getirmiş olsak bizim Anayasa’yı da reformları da unutmamız lazım. Vize muafiyetiyle ilgili yasaları unutmamız lazım. Dosyaları tartışmaya kalksak, en az üç yüz gün sürüyor.

Siyasi yönüne gelince bize çirkin bir oyun oynanmaya çalışıldı. HDP üzerimize gelip dokunulmazlıktan korkuyorsunuz derken, bir taraftan HDP milletvekilleri her gün bütün milleti tahrik ederken bekledikleri şuydu: 90’lı yıllarda olduğu gibi birkaç milletvekiline yüklenerek ve bir anda bütün o çukurlar, el yapımı bombalar, zulümler unutulsun bir mağduriyet edebiyatı doğursun. Yurtdışında öyle bir algı oluşturuldu ki HDP, Kürt partisi. Onlar siyaset dışı kaldığında Kürtler külliyen siyaset dışında kalır. CHP ise şu hesapta, AK Parti çekinir, korkar ben de bunun istismarını yaparım. Dikkat edin Demirtaş, Kılıçdaroğlu’nu Cizre’ye davet ediyor. Nasıl bir işbirliğidir bu? Bizim önerimiz bütün bu siyasi oyunları boşa çıkardı.

Editör: Wan Haber