Öncü Eğitimciler Derneği tarafından 1 Aralık 2013 tarihinde Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezinde düzenlenen Milli Eğitim ve Toplumsal Barış temalı sempozyumda eğitimin sorunları tartışıldı.

Erdem Çakı’nın yönettiği Eğitimle Barış konulu oturumda, Eğitimci Yazar Mahmut Balcı, Herkesle Barışık ve Evrensel Değerlere Bağlı Bir Nesli İnşa Etmek, Çözüm Sürecinde Okul’u Yeniden Tasarlamak başlıklı bir tebliğ sundu. Eğitimci Yazar Balcı, eğitim dünyasında yaşananlar konusunda eleştirilerde bulundu. Okulların dıştan bir hapishane görünümü yansıttığını, öğretmenlerin güvenlik işlerine bakan gardiyanlar gibi görüldüğünü anlatan Balcı, “Eğitimin kalitesinden önce öğrencilerin zapturapt altına alınması önceleniyor. İstisnalar olsa da kahramanlık tutkusuyla yaşayan ancak tek amacı kariyer ve makam sahibi olmaya çalışan yöneticilerin havasını yansıtan görsellerle donatılmış. Hakim olan eğitim sistemi çatışmacı bir eğitim sistemidir” dedi.

Eğitim sisteminin barışçı, paylaşımcı bir eğitim özelliği taşıması gerektiğini anlatan Balcı, şunları söyledi: “Milli Eğitim toplumsal taleplerin neresinde durmaktadır gibi önemli soruların sorulması gerekir. Eğitim sistemimiz tıkanmış durumda. Mevcut eğitim sistemi Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar yetiştirmek olarak tarif edilmektedir.”

Balcı, konuşmasında, “Çevre duyarlılığı adına sokaklara çıkan ancak kendisinden farklı olana karşı tahammülsüz olan insanların nerede ne yapacaklarından bir eğitimci olarak endişe duymaya başladığını” söyledi.

Çözüm sürecini doğuran mağduriyetler ve mahrumiyetlerin hızlıca azaltılması gerektiğini anlatan Balcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz öğretmenler yaşadığımız büyük şehirlerde tuvaletlerde tuvalet kağıdı olmadığı zaman şikayetlerde bulunurken Türkiye’nin birçok köy okulunda suyun olmamasını da düşünmek gerekir. Birileri bize bunları hatırlatmadan bizim bu eksikleri gidermeyi asli görevimiz olarak görmemiz gerekir. Bu konuda yeni bir hizmet politikasının olması gerekir. Çözüm Sürecinden sonuç almayı düşünürken aynı zamanda bu sürece nasıl geldiğimizi de bilmeliyiz. Ders çıkarmalıyız. Sorunları çözecek çalışmalar yapılmalı. Bilmeliyiz ki birilerinin taşın altına elini koyması gerekir. Çözüm Sürecini doğuran sorunlar çözülmeden sağlıklı bir eğitim yapılamaz. Kardeşlik sadece bir tarafın iradesine göre hareket etmek değildir. Çözüm Süreci başarılı olmalıdır. Çünkü güven ortamı kalite, huzur ve kardeşlik demektir. Halkın tüm kesimleri genel olarak çözüm sürecinden ve akil insanlar çalışma grubundan memnun olduklarını dile getirmektedir.”

Eğitimci Mahmut Balcı, “Eğitim dünyasında yaşananları azaltma konusunda neler yapılması gerektiği” şeklindeki bir soruya şu cevabı verdi: “Müfredatın içeriği ve hedeflerinin yenilenmesi, eğitimin, öğretmenin, öğrenci tanımının yeniden yapılması, velinin eğitim faaliyetlerine daha fazla katılmasının sağlanması, çevrenin, sokağın duruşu gözden geçirilmeli, medyanın duruşu, öğretmenlerin hizmet içi eğitimden geçirilmesi, eğitimin şekillenmesinde rol sahibi olan tüm yöneticilerin duruşu gözden geçirilmeli. Eğitim ve öğretimin yaygın şekilde verildiği okulun zihinsel, fiziksel ve yapısal bir reformdan geçirilmesi gerekir. Kentsel dönüşümlerden önce zihinsel ve kalbi dönüşümler olmalı. Bazı uzmanların birçok sorunun kaynağı olarak gördükleri Tevhidi Tedrisat kanunu gibi sivil eğitimin önünü kesen kanunların hemen iptal edilmesi gerekir.”

BARIŞ FESADI YOK ETMEKTİR
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın 24 Kasım Öğretmenler Günü töreninde yaptığı konuşmanın önemli olduğunu anlatan Balcı, sözlerini şöyle tamamladı: “Çözüm Sürecinin başarısı için öğretmenlere çağrıda bulunması, ön yargılardan arınacak, darlığa, bağnazlığa düşmeyecek, geniş bakışlı, her inanç sahibine saygılı, bu ülkede yaşayan herkese saygılı nesillerin yetişmesi için ilk temellerin önce aile ve ilkokul ortamında başladığını belirtmesi önemli görülmeli. Çünkü sosyal barışın yolu kadim ve evrensel değerlerden geçer. Öğrencilerin ve öğretmenlerin bu anlayışla yetiştirilmesi gerekir. Ülkemizin bayrağını, halkımızın bu günlere gelmesinde emeğe geçen herkesi elbette önemsiyoruz. Barışın karşılığı sulhtur. Barış hali, iyi olmak, iyi hal üzere bulunmaktır, fesadı yok etmektir. Tersi ise savaş halinin devamıdır. Kadim değerlere bağlı bir eğitim sistemi bizi bir arada tutacaktır. Sorunlarımızı doğru anlamak için Allah’ın da insana ilk emri olan doğru bir okuma yapmamız gerekir. Doğru okumak, önyargısız ve olduğu gibi okumayı gerektirir. Ben müslümanım ve olaylara böyle bakıyorum deme hakkımız var. Ancak, müslüman olmak Hakk’a uygun davranmaktır.”

Editör: Wan Haber