Her adım başı neredeyse bir dilenci ile karşılaşılan Van'da, bu durum özellikle Ramazan ayı ile birlikte tavan yaptı. Kentin en işlek caddelerini işgal eden dilencilerin birçoğunun Van dışından geldiği belirtilirken, bazılarının ise kendilerine mülteci süsü verdiği gözleniyor. Sadece kaldırımlarda değil, neredeyse her trafik ışığının altında bulunan ve binalara çıkarak, evlerin kapısını çalıp, vatandaşları rahatsız eden dilencilere çözüm bulunmazken, Van Kadın Derneği (VAKAD) aktivisti Zozan Özgökçe, bu duruma tepki göstererek, "Çözüm bulunmalıdır" dedi. Dilencilerin büyük bir çoğunluluğunun da kız çocuğu olduğuna dikkat çeken Özgökçe, "Kız çocukları büyük risk altındadır" dedi.


Prestij Gazetesi'nden Fazıl Erüş'ün haberine göre; Van'da savaş mağduru olduğunu iddia eden dilencilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Kent merkezinde bacaklara kadar yapışan dilenci çocuklar vatandaşları canından bezdiriyor. Cumhuriyet ve Maraş Caddelerini kendilerine mekân seçen dilenciler bununla da yetinmeyip neredeyse her trafik ışığının altında sürücüleri rahatsız ediyor ve binaları çıkarak, evlerin kapısını çalıp, vatandaşlardan yardım talep ediyor. Bu dilencilerin birçoğunun çocuk yaşta kızların olması da dikkat çekiyor. Bu durum defalarca yerel basın tarafından haber yapılsa da yetkili kurum ve kuruluşlar sessizliğini koruyor. Konuyla ilgili görüştüğümüz Van Kadın Derneği (VAKAD) aktivisti Zozan Özgökçe, "Sokakta çalışan ve yardım isteyen çocuklar risk altındadır" dedi.

"HERKES SUSUYOR"
Bu durum karşısında herkesin sustuğunu belirten Özgökçe, "Van sokaklarında, market, fırın, hastane ve neredeyse her trafik ışığında kucağında bebekli kadınlar veya çocukları görebiliyoruz. Erkek dilenenlerin sayısı çok daha azdır hatta tek tük görülebiliyor. Dilenci demek de bana çok rencide edici bir kelime gibi geliyor. Aslında dilenmek zorunda bırakılmış bir kesim demek daha doğru. Bu ülkenin hatta dünyanın kaynaklarını elinde tutan sermayedarlar zaten insanların yoksulluğu üzerinden zenginleşmekte ve zengin kalmaktadırlar. Kentimizde sokakta çalışanlar ve sokakta 'dilenen' kadın ve çocuklar vardır. Sokakta çalışanlar dediğim kesim su, selpak, ıslak mendil, sakız gibi ürünler satarak çalışanlar veya tartı elinde kilo ölçerek çalışan kesimdir. Bir de herhangi bir şey satmadan sadece yardım isteyen bir kesim de var. Herkesin gözü önünde özellikle Kandillerde ve Ramazan ayında daha çok yaygınlaşan bu sorun insanların gözünde normalleşmiş bir durum olarak seyrediyor. En sorunlu tarafı da işte burasıdır. Yani herkesin gözü önünde dilenen, dilenmek zorunda olan veya çocuk yaşta çalışmak zorunda kalan ciddi bir nüfus olmasına rağmen herkes susuyor" ifadelerini kullandı.

"ÇOGEM ETKİN DEĞİL"
Bu konuda daha önce Van Valiliği'nin ÇOGEM adlı merkezinin Van'ın İskele caddesinde çalışma yaptığını hatırlatan Özgökçe, "Ancak şimdi Edremit'e taşınmış. 400 civarında çocuğa hizmet ettiği söylenen bu kurum maalesef Van'dan çok uzak ve içe dönük çalışmalarını yürütmekte. Çocukların da oraya erişimi oldukça güç. Van Valiliği sokakta çalışan çocuklarla ilgili Van depremi öncesi bir kaç çalışma yaptı. Hatta Sivil Toplum Örgütlerini de bu işe katmaya gönüllü idi. Ancak fikir ayrılığı sebebi ile Sivil Toplum Örgütleri ile çalışmıyor artık. Van Valiliği o dönem sokakta çalışan çocukların ailelerini cezalandırma yöntemi ile bu sorunla başetmeye çalıştı. Biz Sivil Toplum Örgütleri olarak buna karşı çıktık. Sonrasında bu çocuklar için çarşı merkezde bir merkez kuruldu. O dönemde etkili olduğunu görebiliyorduk. Ancak Van depremi sonrasında o merkez taşındı ve maalesef eski etkinliğini göremiyoruz" şeklinde konuştu.

"TOPLUM SUÇ İŞLEMEKTEDİR"
"Sokakta çalışan ve yardım isteyen çocuklar en çok istismara ve riske açık kesimdir" diyen Özgökçe, şunları söyledi:

"Özellikle kız çocukları büyük risk altındadır. Cinsel istismara, kaçırılmaya çok açıktırlar. Ayrıca madde kullanımına alıştırma, satma, kuryelik yapmaya teşvik edilebilmektedirler. Sokakta çalışan veya yardım dileyen çocuklar resmen bunu yaparak istismar edilmektedirler. Bu da hukuken ciddi bir suçtur. Bunu gören ve hiçbir şey yapmayan toplum aslında suç işlemektedir. Hatta para verenler de bu suçu teşvik eden konumdadır."

"ÇÖZÜM BULUN"
Bu soruna çözüm bulunması gerektiğine dikkat çeken Özgökçe, son olarak şunları kaydetti:

"Daha önce de belirtmiştim erkek çalışan ve yardım dileyen erkekler tek tüktür ve bu erkeklerin de yaşlı veya engelli erkekler olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü erişkin sağlıklı bir erkeğin yardım dilenmesini toplumun büyük bir kesimi önemsemez ve yardım etmez. 

Bu nedenle dilenen erkeklerin büyük bir kısmı ya yaşlı ya da engellidir. Ancak bu şekilde duygu sömürüsü yaparak istediklerini elde edebiliyorlar. Ramazan bitiyor, dilenenlerin sayısında ne kadar bir azalma olur bilemiyorum ancak bildiğim bir şey var ki; o da bir an evvel bu sorunun çözüme gereksinim duyduğudur."

Editör: Wan Haber