Cizre’de Cudi Mahallesi’ndeki binanın bodrum katında mahsur kalan ve yardım bekleyen 28 yaralıdan 4’ünün hayatını kaybettiği öğrenilmişti. Halen hayatta olan 24 kişiden biri olan ve BBC Türkçe’nin telefonla ulaştığı Mehmet Tunç, evdeki iki kişinin de ağır yaralı olduğunu söyledi.

“Burada bir trajedi yaşanıyor”

Yaralıların evde tedavi malzemesi bulunamadığı için durumlarının kötüye gittiğini belirten Tunç, “Burada bir trajedi yaşanıyor. Eğer sizler de sessiz kalırsanız, inanın ki buradaki insanların ölümünden sizler de sorumlusunuz” dedi.

Evin içine top mermisi düştüğünü, evdekilerin bu nedenle yaralandığını söyleyen Tunç, yaralıların bazılarında iç kanama olduğundan şüphelendiklerini belirtti.

“Benim de yavaş yavaş psikolojim bozuluyor”

Sargı bezi bile olmadığını, koli bantlarıyla yaralıların kanını durdurmaya çalıştıklarını ifade eden Tunç, “En iyi durumda olan benim. Zor durumdayız. Benim de yavaş yavaş psikolojim bozuluyor” diye konuştu.

Vali, görüşme talebine yanıt vermedi

BBC Türkçe’nin aktardığına göre; telefon görüşmesi sırasında dışarıdan bomba sesleri geliyordu. Mehmet Tunç, bu görüşmeyi yapabilmek için üst katlara çıktıklarını, güvenlik nedeniyle tekrar bodrum katına inmeleri gerektiğini söyledi.

Şiddetli bir patlama sesinin daha duyulmasının ardından, Mehmet Tunç, “Biz aşağı inmek zorundayız.” dedi ve telefon görüşmesi kesildi.

BBC Türkçe, Cizre’deki son durumla ilgili olarak Şırnak Valisi Ali İhsan Su’yla da görüşme talebinde bulundu ancak bu talebi yanıtsız kaldı.

“Cenazeler kaldığımız evin içinde”

RS FM’den Yavuz Oğhan’a da konuşan Mehmet Tunç, şunları söyledi; “Buradaki olayları anlatmak için burada olmak lazım. Bir evdeyken bombanın patlaması ve bize katılanlarla beraber 4-5 gün önce 28 yaralıydık. Maalesef sağlık ihtiyaçlarını gideremediğimiz için 4 kişi hayatını kaybetti. Cenazeler kaldığımız evin içinde. Battaniyelere sardık. Yavaş yavaş kokuyorlar. Havasızlıktan zaten yaşanılmıyor.”

“Kendimi onun katili olarak görüyorum”

“İçlerinde en tecrübelisi benim ama elimden bir şey gelmiyor” diyen Tunç şöyle devam etti; “Elimiz kolumuz bağlı. Dün Selami Yılmaz adlı kişinin ayağını kayışla bağladım, morardı. Bırakıyorum kan akıyor. Çocuğu kan kaybından kurtaramadım. Kendimi onun katili olarak görüyorum. Dışarı çıkıyorsun vuruluyorsun, evde kalıyorsun bombalanıyorsun.”

“Yaralıları benim taşımamı istiyorlar”

HDP’li heyetin, İçişleri Bakanlığı nezdindeki görüşmesi sonucu kendisine bir mesaj iletildiğini anlatan Mehmet Tunç, “Yaralıları benim taşımamı istiyorlar, bu mümkün değil” dedi.

Tunç, “İçişleri Bakanlığı Vali’yi aramış, o binaya dikkat edin yıkılırsa hepimiz altında kalırız demiş. Şimdi yıkılmasın diye binayı değil de çevresini bombalıyorlar. 5 katlı bir bina zaten ilk 3 katı yerle bir oldu. Benden de yaralıları sırtımda taşıyıp aşağı doğru getirmemi istiyorlar. Nasıl yapayım? Kurşun izleri var, mermi parçaları var” diye konuştu.

“Ankara teslim olmuş durumda”

Sputnik’in aktardığına göre; konuyu Ankara’ya taşıyan HDP Diyarbakır Milletvekili Nimettullah Erdoğmuş, Meclis Başkanlığı’ndan ambulansların gitmesi konusunda  talepte bulunduklarını, ancak cevap alamadıklarını ifade etti.

​Erdoğmuş, “Daha önce de vekil arkadaşlarımız Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile görüştü. Ama bu konuyu bizimle konuşabilecek, o cesareti gösterebilecek maalesef muhatap bulamıyoruz. Yaptıkları en son şey Şırnak Valisi’ne ricada bulunmak oldu. Muhtemelen oradaki güvenlik birimlerinim mevcut politikalarını uygulamalarına Ankara teslim olmuş durumda” dedi. (BBC Türkçe, Sputnik, ZETE)

Editör: Wan Haber