CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun görevini yaparken demokrasiyi kesintiye uğratan girişim ve süreçleri araştırmayı bir kenara bıraktığı iddiasında bulunarak, ''Tansu Çiller'i kim koruyor, Nimet Baş koruyorsa neden koruyor?'' dedi.
CHP Mersin Milletvekili Öztürk, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun CHP'li üyeleri Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş ve İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi ile birlikte Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Öztürk, darbelerle hesaplaşmanın devlet içindeki çetelerle, darbe hukukuyla hesaplaşmaktan geçtiğine dikkat çekerek, Meclis'te 23. ve 24. dönemlerde, darbe yıllarında yaşanan faili meçhul siyasi cinayetlerin araştırılması için önerge verdiklerini ancak AK Parti'nin bunu istemediğini iddia etti. Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun görevini yaparken demokrasiyi kesintiye uğratan girişim ve süreçleri araştırmayı bir kenara bıraktığını, hiç ilgilenmediğini öne süren Öztürk, Komisyon'un 20 Haziran 2012'deki toplantısında salı ve perşembe günleri toplanma kararı aldığını, bu karara rağmen 20 Haziran ile 12 Kasım tarihleri arasında Komisyon'un hiç toplanmadığını, bu tarihlerde yaptığı işlemlerin de hiçbir dayanağının bulunmadığını söyledi. "Komisyon Başkanı, özel bir misyon üstlenmiş olacak ki sadece 28 Şubat sürecine odaklanmakla kalmadı, darbenin nedenlerini devlette, tozlanmış arşivlerde araması gerektiği halde bunları bir kenara bıraktı" diyen Öztürk, özel kişilerle, gazetecilerle, sendikacılarla darbenin nedenlerini aramaya çalıştıklarını ifade etti. Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sanki Sisi darbe yapmış gibi, Sisi'yi dinlemekle zamanımızı geçirdik. Asıl yapmamız gerekenleri yapmadık, yapmamamız gereken ne varsa onları yapmaya çalıştık. CHP olarak temel amacımız, ne zaman, kim tarafından, nasıl yapıldıysa yapılsın demokrasiye müdahale eden tüm kesintilerin araştırılmasıydı. Ama Komisyon Başkanı'nın amacının bu olmadığı, Komisyon çalışmaları sürecinde açıklıkla ortaya çıktı. Komisyon Başkanı, 'Zamanımız yetmedi' gerekçesiyle olayları örtbas etti, geçiştirdi. 28 Şubat'ta da olayların tamamını incelememiş. Örneğin 'Tansu Çiller Özel Örgütü' adlı rapor kendisine sunulduğunda, bu konuyla ilgili talep getirildiğinde bununla ilgilenmedi. Komisyon'un AKP'li kanadı ve Komisyon Başkanı, özellikle 28 Şubat'taki yargılamaların yeniden yapılmasını sık sık telaffuz etti. AK Parti ve Baş'ın öteden beri yaptığı uygulamalara baktığımızda darbeleri araştırmak, darbelerle hesaplaşmak gibi probleminin olmadığı açıktır. Onlar aslında darbeyi de torpilleştirdiler. Kendileri açısından torpilli, torpilsizleri var. İktidara yönelik, muhalif hareketleri sindirmeye yönelik eylemleri demokrasi olarak kabul ediyorlar ama iktidara yönelik eylemleri de darbe olarak kabul ediyorlar."
Komisyon'un Tansu Çiller'i dinlerken 'Çiller özel örgütünün' varlığına ilişkin iddialara yönelik MİT'in raporunun sorulduğunu belirten Öztürk, Çiller'in bir röportajında, "Sanıyorum Mehmet Şeker Bey sordu, bu soru bana yöneltilince Baş, bana not göndererek, 'Cevap vermeyin bunlara. Bunlar mesnetsiz iddialar" dediğini öne sürdü. Komisyon Başkanı Baş'tan bu konuya ilişkin bir yalanlama gelmediğini ifade eden Öztürk, Komisyon'un MİT'ten belge istediğinde MİT'in önce belge olmadığını söylediğini ancak Şeker'in tarih ve sayı numarasıyla evrakları talep etmesinin ardından bu belgelerin geldiğini kaydetti. Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü:
"O belgeler ilk önce istenildiğinde neden gönderilmiyor, neden saklanılmaya çalışılıyor. Sayın Baş, burada hangi misyonu üstleniyor? Çiller'i kim koruyor, Nimet Hanım koruyorsa neden koruyor? Nimet Baş, görmek istediği kısmı görüyor; Genelkurmay Başkanı ile olan kısmını görmek istiyor. Şu anda tutuklanmasıyla ilgili yargıyı etkileyecek şekilde demeç verebiliyor. Bu iddiaları Komisyon Başkanı neden araştırmadı? Çiller neden, kimlerden korunuyor, kim koruyor?"
Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ise, eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın MİT'e yazdığı yazıda "Çiller özel örgütü diye bir örgüt var. Bununla ve Susurluk ile ilgili araştırma yapılsın" dediğini iddia ederek, bunun üzerine MİT'in bu doğrultuda bir rapor hazırladığını söylediğini belirtti. 227 sayfadan oluşan bu raporu MİT'in kendilerine gönderdiğini kaydeden Şeker, şunları söyledi:
"Çiller, o gün bu raporda yer alan bazı şeyleri kabul etti. Örneğin İsrail'de MOSSAD ile görüşmesini kabul etti, 'Bana bu konuda PKK ile ilgili bilgi vereceklerdi' dedi. Sayın Baş'ın böyle bir not göndermesi Komisyon'a ve bizlere karşı saygısızlıktır. Çiller'e bu soruları sorarken Türkiye'nin bir dönemine ışık tutulması, faili meçhullerin ortaya çıkarılması amacıyla bu soruları sorduk. Yoksa Sayın Çiller'i itham edip, küçük düşürmek için sormadık. Bu soruların arkasındayız. Bu rapor, tamamen MİT'in yazdığı rapordur, bu rapor doğrultusunda sorular sorduk. Vicdanen bu konuda rahatız. Sayın Baş ile görüştüm, 'Ben öyle bir şey demedim' diyor. Bunları kafamızdan uydurmuyoruz, evde yazmadık. MİT'in yazdığı, Komisyon'da bulunan 227 sayfalık rapor. Hatta en son gönderdiği bir rapor daha var, onu da sizlerle paylaşacağız. Bunlar çok ciddi bilgiler."
(BC-CC-Y)

09.01.2013 15:28:46 TSI

Editör: Wan Haber