Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, basına beddua etti. CHP'yi eleştiren gazetecileri ve televizyoncuları kasteden Koç, "Cumhuriyet Halk Partisi kadar hepinizin kafasına taş düşsün inşallah" dedi.
CHP Balıkesir İl Başkanlığı'nda partililerle bir araya gelen Koç, medya kuruluşlarına çattı. Koç, "Demokrasiyi korumak zorundayız. Bu ülkede gerçekten, yargı bağımsızlığını kurumsallaştırmak zorundayız. Yürütme, yargı ve yasama arasında birbirini denetleyen bir iktidar gücü oluşturmak zorundayız. Ben sandıktan çıktım, Ben milli iradeye dayanıyorum, ben ağaç kovuğundan mı çıktım? Yüzde 26 milli irade değil mi? Sadece sana verilen oylar mı milli irade? Bir tek demokrasilerde muhalefet vardır. Bu muhalefet bazen tek kişi bile olabilir. Maalesef kendi kafalarına göre demokrasiyi tanımlamaya çalışan ve ona baskı ile biat eden medya kuruluşları var. Yargısı vicdanını kapatmış, gözünü karartmış, talimatla ülkede adalet dağıtan bir duruma geldiyse, bütün dengeler sarsıldıysa, özeti Türkiye'de hala 75 gazeteci, 870 öğrenci, 75 avukat, 136 bin yurttaş tutukluysa, buna AKP'nin demokrasi için gurur tablosu demek lazım" dedi.
Ferhan Şensoy'un 'zorla değil mecburi' esprisini hatırlatan CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, medyayı incir çekirdeğini doldurmayan haberler yapmakla suçladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, "Ya karıştırılmış undan yapılmış ekmeğin faydası, ya ambulans açılışı, yani incir çekirdeğini doldurmayacak konularda bütün millet o televizyon camlarından verilen başbakan saçmalamalarını dinlemek zorunda. Muhalefetin hakkı yok. Ben muhalefetin genel başkan yardımcısıyım, parti sözcüsüyüm. Benim muadilim eşittir Hüseyin Çelik. Sayın Hüseyin Çelik konuştuğu an bütün yayınlar kesilir. Ne diyecek diye naklen yayına geçilir. Biz, ülke gündemi ile ilgili son derece önemli, içi dolu açıklamalar yaparken naklen yayın arabaları genel merkezin önünü kapatır, ama bir tanesi bir dakika canlı yayın yapamaz. Akşamları izlerseniz 30 saniye başından ucundan kesilmiş. Böyle bir demokrasi sürecinden geçiyoruz. Başbakan 'Hitler kafası' diyor ya, 1940'lara gidiyor. Ben doğmamışım, kendisi de doğmamış. Hitler kafası esas bu. Hitler kafası 'yargıya talimat verdim, gereğini yapsınlar' diyen kafadır. Hitler kafası, kendisinden başkasının düşüncesine saygı göstermeyendir" diye konuştu.

TELEVİZYONLARI TOPA TUTTU
Medya ile ilgili şikayetlerini sürdüren Haluk Koç, salonda toplantıyı takip eden muhabirlere, "Sizden bahsetmiyorum" diyerek özellikle ulusal medyaya dair şikayetlerini sürdürdü. Haluk Koç, "Hiç kimse kimseden üstün değil. Hiç kimse ötekileştirilmiş değil. Bu bizim programımızda da yok, felsefemizde de yok. Ama bakıyorsunuz, bir kere bile Cumhuriyet Halk Partisinin kapısının önünden geçmemiş, eline verilmiş kalemin gücü ile bir medya köşesinde, ya da görevli olarak akşam televizyon camından evinize misafir gelerek, 'Ya bu CHP nasıl bir parti, bu Cumhuriyet Halk Partisi içinde neler barındırıyormuş, ne kadar kötüymüş' diyor. Sizin başka işiniz yok mu? Cumhuriyet Halk Partisi kadar hepinizin kafasına taş düşsün inşallah. Cumhuriyet Halk Partisi ile uğraşmak için görevlendirilmiş özel görevliler var. Kendi içimizde disiplini sağlama noktasında daha farklı davranacağımıza dair genel başkanın açıklamaları var" dedi.

"YENİ ANAYASA EŞİTLİKÇİ OLMALI"
Türkiye'nin; 'bela' diye bahsettiği YÖK'ten bir an önce kurtulması gerektiğini ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, ülkenin eşitlikçi bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurguladı. Sosyal demokrat ve solda olabilmek için namus ve vicdan gerektiğini belirten Haluk Koç, "Eşitlikçi, özgür, demokrat sivil bir anayasaya ihtiyaç var. Yargının bağımsız olduğu, YÖK belasının üniversiteler üzerinden elini çektirildiği, herkesin eşit hukuku paylaşan, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti tanımının içini boşaltmayan bir anayasaya ihtiyacımız var. Bunun için başbakanın her türlü tevatürüne karşı bir uzlaşma arayışında olmaya devam ediyoruz. Ama masayı tekmeliyor ben başkan olacağım diyor. Hani uzlaşacaktık. Başından bu sürece girmeseydik. Bu Cumhuriyet Halk Partisi uzlaşmıyor olacaktı. Şimdi geldiğimiz nokta, denetlenmek istemiyor, sorgulanmak istemiyor, istediğine savaş açacak, istediğine hapse atacak. Buna karşı hep beraber, toplumsal muhalefetin bütün renklerini içimizde toplamamız gerekir. Onun için dar düşünmeyeceğiz. Değişik renkler olmak zorunda. Biz emeğin hakkının verildiği, biz üretime dayalı ekonomi istiyoruz. Sıcak paranın girişi ile şişen bir ekonomi değil. Biz insana, insan haklarına saygı istiyoruz. Biz barış istiyoruz. Bunları gerçekleştirebilmek için Cumhuriyet Halk Partililerinin bir araya gelmesi, dışlayıcı olmaması lazım. Dağıtıcı değil bütünleştirici olması lazım" diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, İmralı konusunda hükümetin Oslo sürecinde Karagöz Hacivat oyunu oynadığını ileri sürdü. Bu konuda iki yüzlü siyaset yapıldığını kaydeden Haluk Koç, "Oslo sürecinde oynanan Karagöz Hacivat oyunu kamuoyuna açıklayan benim. İki yüzlü bir siyaset. İmzalanan protokol kamuyu önüne tarafımızdan getirildiğinde, önce bir inkar, sonra bir itiraf, sonra biz görüşmüyoruz devlet görüşüyor mantığı. Açık ve net söylüyoruz, eğer akan kan duracak ise, Türkiye kardeşliğini yakalayacak ise, bundan herkes gibi biz Cumhuriyet Halk Partililer de memnun oluruz. Şu anda bazı görüşmeler yapıldığı söyleniyor. Bu görüşme masasında şu var, bu var; ben onu bilmem. Gizli kapalı şekilde bu görüşmeleri yürütme, gel milletin önünde şeffaf, açık, net tartışalım Bu süreci yakından takip ediyoruz" dedi.
(BD-YU-MŞ-YHY-Y)

08.02.2013 18:22:31 TSI

Editör: Wan Haber