CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, pamuk üreticisinin sorunlarını TBMM Genel Kurulu'nda gündeme getirdi.
TBMM Genel Kurulu'nda pamukçunun içinde bulunduğu durumu anlatan Metin Lütfi Baydar, pamuk üreticilerinin sorunları ve çözüm önerilerinin araştırılması ve alınacak önlemlerin belirlenebilmesi için Meclis araştırılması açılmasını istedi. Baydar, "Hükümet her ne kadar tarımımız iyi, üreticimiz iyi, şu kadar destekleme veriyoruz bu kadar hoplatıyoruz bu kadar zıplatıyoruz dese de çiftçimiz başını ellerinin arasına almış devamlı olarak hesap yapmaktadır. Çiftçimiz mazotu, gübreyi, tohumu ve birçok girdi maliyetini düşünmektedir. Çiftçimiz sadece düşünmekle de kalmamak da aynı zamanda kendi aralarında toplantılar düzenleyerek sorunları ve çözümlerini tespit etmeye çalışmaktadır. 26 Eylül 2012 tarihinde Aydın'ın Söke ilçesinde gerçekleştirilen toplantıda yukarıda sözünü etmiş olduğum konular masaya yatırıldı. Bu toplantıda özetle Yunanistan Pamuğu ve ABD pamuğunun ithalatından kaynaklanan sorunlar, ABD tarafından sağlanan GSM 102 kredilerinin zararlarından, bir öz eleştiri olarak çırçırcının pamuğu işlemesinden kaynaklanan sorunlardan ve pamuk ekim maliyetlerinin çok fazla olmasının yarattığı sorunlardan bahsedildi. Ve bu konular her yolla Hükümete iletildi.
Ama bir çözüme kavuşulamadığı için Söke Ticaret Borsası'nın öncülüğünde tekrar toplanarak pamuğun geleceğini bir kez daha masaya yatırıldı. Üretici temsilcileri, çırçır sektörü, iplik sektörü ve pamuk ajan ve simsarları bir araya gelerek; sorunlar ve çözüm önerilerini tekrar kaleme aldılar deklarasyonla da kamuoyuna duyurdular. Deklarasyona pamuk ile geçimini sağlayan 80 sektör temsilcisi imza koydu. Hükümeti göreve çağırdılar. Peki bu temsilciler neler istemekte? Girdi maliyetlerinin aşırı yüksek olmasının yanı sıra düşük pamuk fiyatının üretiminin sürdürülebilirliğini ortadan kaldırması. Destekleme primlerinin yetersiz kalması. Çırçır işletmelerinde yaşanılan işletme standartları sorunu. Pamuk hasadının uygun zaman ve şartlarda yapılmasında karşılaşılan denetim sorunu. Çiftçinin ve çırçırcının emanet usulü satış yapmasının yol açtığı sorunlar. Tarım Birliklerinin ve lisanslı depoculuğun istenilen düzeye gelememesi. Pamukta kirlilik ve kontaminasyon sorununun devam ediyor olması. Pamuk pazarlama sistemi ve mali mevzuattaki eksiklikler.
Temsilciler sadece sorunları tespitle kalmayarak bir de çözüm önerilerini dile getirdiler. Pamuğun bir an önce stratejik ürün ilan edilmesi, havza bazlı uygulama sisteminin bir an önce hayata geçmesi, pamuk destekleme priminin dekarda 400 kilogram baz alınarak 1 TL olarak tespit edilmesi, Tarım Kanunu'nda açıkça ifade edilen üründe fiyat farkı uygulamasına bir an önce başlanması. Pamuk hasadının uygun zaman ve şartlarda yapılmasının denetim altına alınması, Lisanslı depoculuğa uygun kalitede üretim yapılarak, depoculuk uygulamasına geçilmesi, Tarım birliklerinin desteklenmesine devam edilmesi, Pamukta kirliliğin önlenebilmesi için eğitim çalışmalarıyla birlikte İyi Tarım Uygulamalarının (İTU) yaygınlaştırılması. Lif pamukta KDV'nin yüzde 1'e indirilmesi ve tevkifat uygulamasına son verilmesi. Çırçır işletmelerinin de Tarsim sigorta kapsamına alınması. Pamuk üreticisinin bu taleplerini karşılamak çok mu zor? Bu talepler arasında yapılamayacak ya da çok aşırı bir istek mi bulunmakta? O zaman pamuk sektörünün bu haykırışına neden kulaklarınızı kapamaktasınız?" dedi.
Hükümet ve Bakanlığın konunun ciddiyetinden habersiz olduğunu iddia eden Baydar, "İşte size bir örnek Tarım Bakanına Söke'de düzenlenen 26 Eylül 2012 tarihli 'Ege Bölgesinde Pamuğun Geleceği ve 2012 Sezonundan Beklentiler' konulu toplantıda 2011 yılına göre pamuk ekim alanlarının yüzde 25-30 oranında azaldığının söylenildiğini; bunun nedenleri olarak da yüksek girdi maliyetleri, yetersiz kalan desteklemeler ile ithalat oranının fazla olmasının gösterildiğini belirttim. Ve Bakanlıktan Pamuk İthalatına yönelme nedenlerini, ABD'nin GSM 102 kredilerini 700 Milyon Dolara çıkarmasının nedenlerini, Başta pamuk olmak üzere tüm tarım ürünlerinin her yönleriyle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında toplamayı düşünüp düşünmediklerini, Oda ve Borsaların belirlemiş oldukları pamuk maliyetlerinin 1,91 TL iken Bakanlık tarafından belirlenen maliyet rakamlarını sordum. Destekleme miktarlarının ayrıntısıyla dökümü verilmiş ki ben bunu sormadım, diğer sorularıma cevap yok. Bu soruların cevabını da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ekonomi Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verebilirmiş. Ey çiftçi kardeşlerim. Sizlerde duyun Tarım Bakanlığı'nın tarımla ilgisi sadece adında kalmış. Ben soruyorum Üreticilerin sorunlarının çözümü için tek bir elde toplamayı düşünüyor musunuz diye Cevap veriyorlar o bakanlık şu bakanlık diye. Sizler hani Bürokrasiyi kaldırmıştınız, hani hantal yapıyı ortadan kaldırmıştınız? Hani sizler bir haber kanalının reklamlarında ki gibi Ülkeye bir güneş gibi doğup yerde ve gökte görünen her şeyi tek başınıza yapmıştınız? Sizler bir milletvekiline bürokratik yokuş çıkarıyorsanız vatandaş ne yapsın? Koskoca Tarım Bakanlığı GSM 102 Kredilerine cevap veremiyor, başka bakanlığı gösteriyor. İyi de konusu tarım olmayan bir bakanlık üreticilerin sorunlarına nasıl cevap verecek? Anladım ki Tarım Bakanlığı derde deva olma hissini kaybetmiş. Bu seferde Başbakan'a sordum. Dedim ki; 'Hükümet olarak çiftçileri ve taşıma sektöründe çalışanları rahatlatmak için akaryakıttan KDV ve ÖTV'yi kaldırmayı düşünmekte misiniz? Ülkemizde KDV ve ÖTV'siz akaryakıt kullanan sektörler var mı? KDV ve ÖTV alınmamasının nedeni nedir? İhraç edilen akaryakıt ürünümüz var mıdır? Varsa ihraç fiyatı nedir?' Gelen cevabın ikinci paragrafı giriş cümlesi, 'Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki' iki sayfalık cevabın aslında bir şey ifade etmediğini anlıyorsunuz! Cümlenin devamında Hükümetimizin Bütçe imkanları doğrultusunda çiftçilere her alanda destek olmaya çalıştığı belirtiliyor ve Destekleme miktarları anlatılıyor. Hükümete hatırlatırım bütçeyi siz hazırlıyorsunuz çiftçiye bütçeden az pay ayırırsanız cümlenize de 'Öncelikle şunu ifade etmek gerekir' diyerek; yani suçluluğunuzu kabullenerek başlarsınız. Gelen cevaba devam edelim. Akaryakıt teslimleri 2007/13033 sayılı kararnamede I sayılı listede yer almadığı için yüzde 18 KDV'ye tabidir. Kararname yılı 2007 Kararname sahibi AKP. Devam edelim yük ve yolcu taşıyan taşıyan gemilere, ticari yatlara, hizmet ve balıkçı gemilerine, verilen akaryakıtın ÖTV oranı SIFIRDIR! Hangi kararla sıfıra indirilmiş? 01.07.2003 tarih ve 2003/5868 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Yıl 2003 Hükümet AKP. Ama hükümetin bir nedeni var! Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bütçesinden yapılan desteklemeler dolayısıyla ÖTV mevzuatı kapsamında kullanılanlardan vergi indirimi ve istisnası bulunmamakta. Çiftçi Kardeşlerim! Hükümet size diyor ki destek aldığınız için ÖTV'yi kaldıramam. Siz nasıl bir hükümetsiniz? Siz nasıl çiftçinin yanındasınız? Kulaklarınızı tıkadınız, gözlerinizi kapadınız, ağzınızı da kapattınız, artık konuşmuyorsunuz. Pamuk Ürününün Sorunlarının ve Çözüm Önerilerinin Araştırılması ve alınacak önlemlerin belirlenebilmesi için Meclis Araştırılmasının açılması konusunu desteklediğimizi belirtiyorum" diye konuştu.
(MB-İK)

16.01.2013 18:12:03 TSI

Editör: Wan Haber