CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, 'Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'la Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka arasında devam eden tartışmaya' ilişkin, "Sayın Bülent Arınç'ın kadına yaklaşımı konusundaki sicilini hepimiz biliyoruz. O konuda çok uzun değerlendirme yapmaya gerek yok. Bunu söyleyenin Bülent Arınç olduğunu söylemek zaten yeterli. Kendisine yakışan bir tavır içerisinde bulunmuş, bizi şaşırtmadı" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlığı'nda yapılan MYK toplantısından sonra düzenlediği basın toplantısında MYK'nın gündemindeki güncel konuları açıklayarak, gazetecilerin sorularını cevapladı. Tezcan, bütçenin bu haliyle sakat bir şekilde TBMM'nin önüne getirildiğini belirterek, "Eksik bir şekilde TBMM'nin önüne getirilmiştir. Bir bütçe kanun tasarısının görüşülebilmesinin temel unsuru olan raporlar hazırlanmadan, Sayıştay raporları hazırlanmadan TBMM'nin önüne bütçe getirilmiştir" dedi.
Bu haliyle bütçe görüşülemeyeceğini iddia eden Tezcan, bütçenin bu haliyle yasalaşsa dahi şekli anlamda yasalaşmış olacağını ifade etti. Sayıştay raporları olmadan TBMM'nin bütçe hakkını tam olarak kullanabilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Tezcan, "İktidar her zaman olduğu gibi Türkiye'de bir ipotekli demokrasi geleneği yerleştirmiştir. AKP'nin 326 milletvekili Türk milletinin kendilerine verdiği iradeyi tek kişiye ipotek etmiştir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ipotek etmiştir. TBMM'ye milletin gönderdiği 326 AKP milletvekili yoktur iradesini Başbakana ipotek etmiş ve tek bir kişide iradenin şekillendiği bir TBMM pratiği söz konusudur. İşte bu meclis çoğunluğuna dayanarak, ipotekli demokrasiye dayanarak belki bu bütçeyi geçirebilirler ama bu tartışma bundan sonrada sona ermeyecektir, devam edecektir. Bu bütçe görüşülemez bir bütçedir. Yasalaşsa dahi meşruiyeti olmayacaktır. Bu bütçenin şekline ilişkin öncelikle söyleyeceklerimiz" diye konuştu.

ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU'NUN ÇALIŞMALARI
Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına başladığını hatırlatan Tezcan, çalışmaları yakından izlediklerini bildirdi. Tezcan, Türkiye'de açlık sınırının bin 89 lira olduğunu ve bin 89 lira açlık sınırı olan bir yerde Asgari Ücret Tespit Komisyonuna 3 3'lük bir artışın öngörüldüğünü söyledi. Hükümetin gündeminde asgari ücretlinin olmadığını belirten Tezcan, hükümetin gündeminde asgari ücret tespit sürecinde sadece yasal bir zorunluluğu yerine getirme anlayışından başka bir şeyi göremediklerini anlattı. Tezcan, "Asgari ücretle yoksulluğa ve sefalete mahkum edilenlerde kendi gündemlerinden AKP hükümetini çıkaracaklardır. AKP hükümetini halkın gündeminden çıkarma dönemi de gelmiştir" dedi.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YASASI
Büyükşehir Belediye Yasası'nın Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylandığını hatırlatan Tezcan, "Biz Büyükşehir Belediye Kanununun çıkış aşamasından itibaren buna itirazlarımızı ayrıntılı olarak ifade ettik. Burada bir kere daha ifade etmek istiyoruz. Biz büyükşehir uygulamasına karşı değiliz. Biz Türkiye'nin kentleşme sürecine karşı değiliz. Biz Türk halkının kentleşerek kent hizmetlerinden yararlanmasına karşı değiliz. Ancak AKP iktidarının, AKP anlayışının getirdiği bu tasarı ki yasalaşmıştır artık. Bu anlayış çerçevesinde düzenlenmiş bir tasarı değildir. Bu halkın egemenliğini ortadan kaldırmaya dönük, halk egemenliği anlayışını yok sayan ve doğrudan doğruya belirli merkezde Türkiye'nin yönetim düzenini belli bir anlayış etrafında yeniden dizayn etmeye çalışan bir tasarıdır" şeklinde konuştu.
Yasayı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün veto etmesini beklediklerini söyleyen Tezcan, Büyükşehir Belediye Yasası'nı Anayasa Mahkemesine götüreceklerini ve iptal davası açacaklarını bildirdi.

PATRIOT FÜZELERİ
Patriot füzelerinin Türkiye'ye gelmesinin bir anlamda kesinlik kazandığını belirten Tezcan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu noktada özellikle bu füzelerle birlikte gelecek ekipmanlar ve doğrudan doğruya bunlarla birlikte Türkiye'ye gelecek askeri personelin Türkiye topraklarında bulunması sadece Hükümetin keyfine bırakılabilecek bir husus değildir. Hükümetin bu konudaki öngörüsüzlüğü ve basiretsizliği tescil edilmiştir. Bugüne kadar geldiğimiz nokta Türkiye'de bugüne kadar ki uygulamalar bu basiretsiz anlayışla sonuca varılamayacağını göstermiştir. Özellikle Türk topraklarında yabancı askeri personelin de bulundurulmasını kapsayacak böyle bir uygulamanın TBMM'nin önüne getirilip görüşülmesi gerektiğine inanıyoruz. Hükümetin bu konuda hem bilgi vermek ve hem de bunu TBMM'nin görüşmesine ve kararına bağlamak üzere TBMM'nin gündemine getirip tartışmasına açması gerektiğini düşünüyoruz."

ERGENEKON DAVASI
Bugün Türkiye'nin dört bir yanından 'Bu adaletsizliğe karşı bir ses de ben vermek istiyorum' diye Silivri'ye gelmek üzere yola çıkanların olduğunu bildiren Tezcan, "Biz yarın Silivri'de olacağız. CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak ben yarın Silivri'de duruşmada olacağım. Başka genel başkan yardımcısı arkadaşlarımız ve milletvekillerimizde yarın Silivri'de olacak. CHP örgütleri, yurttaşların Silivri'ye katılma talebine hassasiyet gösterecekler ve Türkiye'den bütün yurttaşları bu adaletsizliğe dur demek için, hukuksuzluğun bu kadar pervasızca bugüne kadar getirilen hukuksuzluğun en azından bundan sonra bu kadar pervasızca yürümemesi konusunda seslerini ifade etmeleri noktasında yarın hepimiz Silivri'de olacağız. Türkiye kurgulanmış davalardan kurtulduğu, hukukun hakim olduğu, adaletin herkes için istinasız herkes için vazgeçilmez bir güvence olduğu anlayışının, inancının yerleştiği günlerde huzura, güvene kavuşacaktır. Geleceğe, aydınlık geleceğe ancak o zaman kavuşacaktır düşüncesiyle, inancıyla yarın hep beraber Silivri'de olacağız" şeklinde konuştu.

ÖZAL'IN ÖLÜMÜ
Tezcan, bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Özal'ın ölümünde zehir var ama zehirlenme yok diye bir bulguya ulaşıldı. Hem raporu hem de bundan sonraki süreci nasıl değerlendirirsiniz" sorusuna, "Öncelikle savcılığın bu konudaki çalışmasını beklemek lazım. Konuyla ilgili açıklanan raporda sizde ifade ettiniz, bu konuda çeşitli maddelerin bulunduğu ama bu maddelerin çevresel etkilerle de bulaşmış olabileceği söyleniyor. Vardır ya da yoktur deme noktasında değiliz. Ama şunu açık yüreklilikle söyleme noktasındayız, Türkiye'de sabotaj ve suikastlara dayalı bütün derin ilişkileri ortaya çıkarabilecek her türlü çalışmanın önüne hiçbir engel konmadan tamamlanması gerektiğine inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanına bu konuda herhangi bir sabotaj yapılması söz konusuysa ki, iddia olarak uzun zamandan bu yana devam etmiştir. Bunun bir an önce açıklığa kavuşması gerekir. Tabi ki Türkiye için önemli bir tartışma noktasıdır. Bizde merakla bekliyoruz" cevabını verdi.
Tezcan, 'Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'la Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka arasında devam eden tartışmaya' ilişkin, "Sayın Bülent Arınç'ın kadına yaklaşımı konusundaki sicilini hepimiz biliyoruz. O konuda çok uzun değerlendirme yapmaya gerek yok. Bunu söyleyenin Bülent Arınç olduğunu söylemek zaten yeterli. Daha fazla bir şey söylemeye de gerek yok. Kendisine yakışan bir tavır içerisinde bulunmuş, bizi şaşırtmadı Sayın Bülent Arınç" dedi.
Başka bir gazetecinin, "Yarın esas hakkında mütalaa Ergenekon'da verilecek fakat muhtemelen sıfatını kullandınız. Bunu açar mısınız" sorusunu Tezcan, "Şunun için muhtemelen sıfatını kullandım, hatırlarsanız son ara kararda mahkeme başka toplanacak herhangi bir deliller yoksa ve savcılığın iddia makamının diyeceği bir şey yoksa esas hakkında mütalaayı vermek üzere diye süre vermişti. Birincisi bu sebeple. Belki savcılık şunlarda toplansın diyebilir bilemiyoruz. İkincisi, mahkemeler her zaman bu ara kararlarından dönebilirler. Yani bu ceza yargılamasının bir kuralıdır. Mutlaka esas hakkında mütalaa için gün verdi diye o gün esas hakkında mütalaa okunacak anlamına gelmez. Mahkeme eksik bir hususun araştırılması gerektiği kanaatine varmışsa bu aşamada bilmiyoruz, bundan vazgeçebilir. Onun için muhtemelen ifadesini kullandım" şeklinde cevapladı.
Tezcan, yarın Silivri'deki toplantıya veya Kılıçdaroğlu'nun katılmayacağını bildirerek, örgütlerle orada olacaklarını ifade etti.
(EY-ÖZ-Y)

12.12.2012 18:12:23 TSI

Editör: Wan Haber