Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşmada Hz. Mevlana'dan örnek verdiği 'karanlıkta fil' tanımına atıfta bulunarak, "CHP'yi anlamak için, tanımlamak için zeka lazım, ahlak lazım, tarih bilgisi lazım. Eğer bunları bilmiyorsanız zaten CHP'yi anlayamazsınız" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin il başkanları toplantısında yaptığı konuşma yaptı. Sözlerine, 2010 tarihinde gerçekleştirilen İl Başkanları Toplantısı'nda 'CHP hem filizdir, hem çınardır' dediğini hatırlatarak başlayan Kılıçdaroğlu, CHP'yi hala anlamak istemeyenlerin olduğunu belirterek, "Biz gelenekleri olan bir partiyiz. Tarihi ve kökleri olan bir partiyiz. Biz yeniliğe açık olan partiyiz. Biz yönümüzü çağdaş uygarlığa döndüren partiyiz. Çağdaş uygarlık bu toplumum ortak hedefi olarak gündeme gelmiştir. Yönümüzü batıya çevirmişiz. Çağdaş uygarlığa. Çağdaş uygarlık değişim demektir. Neden hem çınarız, hem de filiz diyoruz. Eğer dünya değişiyorsa, bilim değişiyorsa, insanlar değişiyorsa, hedefler değişiyorsa, CHP'de değişiyor. Değişmeyen tek şey, değişmeyen sözcüğüdür. Her şey değişir. Ama o değişimi insanlık için, özgürlük için, uygarlık için belli bir eksene oturttuğunuz zaman, o eksende CHP'yi görürsünüz. Neden özgürlüğe önem veriyoruz. Neden medya özgürlüğüne önem veriyoruz" diye konuştu.

"CHP BİR ÇINARDIR AYNI ZAMANDA FİLİZDİR"
"Eğer bir toplumda medyanın özgürlüğü alınmışsa, medya özgürlüğün dışına çıkarılmışsa, baskı altına alınmışsa toplumun özgürlüğü elinden alınmış demektir" diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz taleplerimizi geniz kitlelere neyle anlatacağız. Yanlışlar geniş kitlelere neyle anlatılacak. Medya aracığıyla. Onun için çağdaş demokrasilerde dördüncü güç olarak medyayı görüyoruz. Eğer bir toplumda medya baskı altındaysa toplumun özgürlükleri sınırlandırılmış demektir. İşin özeti budur. Medya özgürlüğünü anlamak için bir olaya bakmamız gerekiyor. 22 yaşında gencecik bir gazeteci tutuklandı. Niçin, bir pankartın önünde fotoğraf çektirdiği için 21. yüzyılın Türkiye'sinde oluyor bu. Gazetecilerin bu kadar yoğun bir şekilde hapse atıldıkları dünyada ikinci bir ülke yok. Demokrasi sorunumuz var. Özgürlük sorunumuz var. O nedenle CHP'nin il başkanları olarak 81 ilde sizin sorumluluklarınız var. Eğer demokrasiyi bu ülkeye parti, çok partili rejimi bu ülkeye getiren parti CHP ise, demokrasimizin ayaklarımızın altından kaydığı bu süreçte hepimize düşen görevler var. Yurttaş düşüncesini özgürce dile getirebilmeli. Getiremiyorsa sorunlarımız var. Onun için söylüyorum, CHP bir çınardır aynı zamanda filizdir. Yeni düşünceler CHP'nin ürünüdür bu ülkede. Anayasa Mahkemesi'ni ilk seslendiren parti CHP'dir. Güçler ayrılığı ilkesini seslendiren parti CHP'dir. Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını savunan ilk parti CHP'dir. Üniversiteler özgür ve özerk olmalıdır diyen ilk parti CHP'dir. Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kuran ilk parti CHP'dir. İmam Hatip okullarını açan ilk parti CHP'dir. İlahiyat Fakültelerini açan ilk parti CHP'dir. Ama insanların inancına saygı gösteren, dini siyasete alet etmeyen tek parti o da CHP'dir. Birileri CHP'yi anlayamaz. Anlamak istemez, onların birikimi de buna yetmez zaten."

"BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN 'FİL' BENZETMESİNE CEVAP"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün grup toplantısında yaptığı konuşmada Hz. Mevlana'dan verdiği örneğe atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Örnek verirken aslında cehaletini sergiliyor. Şöyle diyor bu Türk büyüğümüz (Başbakan Recep Tayyip Erdoğan) 'Hz. Mevlana'nın anlattığı biliyorsunuz çok ibretlik bir 'fil' hikayesi vardır. Hani karanlıkta bir file dokunan insanları filin ne olduğunu soruyorlar. Biri sadece hortuma dokunmuş, fil hortum gibi demiş. Biri sadece kulağına dokunmuş, fil kulak gibidir demiş. Biri sadece kuyruğuna dokunmuş, fil yılan gibidir demiş. Herkesin farklı bir fil tanımı var. İşte CHP'de karanlıkta fil tarihi yapanlar gibi herkesin farklı, herkesin biri birinden alakasız şekilde tarif ettiği, herkesin kafasına göre tanımladığı parti haline geldi' diyor. Bu değerli Türk büyüğü... Ben gerçekten buna bir soru sormak isterim. Recep bey, sen acaba Mevlana'nın mesnevisini okudun mu? Onun ne söylemek istediğini biliyor musun? Hz. Mevlana'nın gönüller sultanı olduğunu biliyor musun? Onun engin hoş görüsünden senin nasiplendiğin var mı? Verdiğin örnekle aslında suçunu ve bilgisizliğini ifade ediyorsun sen. Ben yine sormak isterim buna, 'Sen hayatın boyunca Mevlana'nın hangi sözünü tuttun. Hangi sözüne itibar ettin sen. Mevlana'yı anma töreninde konuşmaları bile yasakladın sen" diye konuştu.

"KARANLIKTA EL YORDAMIYLA FİLİ TUTAN, FİLİ ANLAYAMAZ"
Eksik olan ve yanlış olan filin kendisinin olmadığını, fili tanımlayanlar olduğunu sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, "Karanlıkta soruyorsun, bu nedir diye. Filin hortumunu tutuyor, bu hortumdur diyor. Kuyruğunu tutuyor bu yılandır diyor. Burada hata kimde filde mi? Yoksa karanlıkta git hortumu tut diyende mi? Eğer siz aydınlıktan korkuyorsanız, karanlıkta insanların yaptıklarının hesabını soruyorsanız, siz aydınlığın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Hatamı arayacağız güneşten. Önemli bir söz vardır bir düşünce adamının, 'Güneşe tapılan ülkede ısı kanunları iyi anlaşılamaz' diye. Karanlıkta el yordamıyla fili tutan, fili anlayamaz. Burada söylenmek istenen bir şeyi net göreceksiniz. Aydınlıkta göreceksiniz, gerçek haliyle göreceksiniz. Ondan sonra tanımlayacaksınız. İnsanları karanlığa mahkum ederseniz, fili tarif edemezsiz ve ettiremezsiniz" dedi.

"BİZ KARANLIKTA TANIM YAPMAYIZ"
CHP'yi böyle tanımlıyorsanız zaten baştan yanlış yapıyorsunuz diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"CHP'yi anlamak için, tanımlamak için zeka lazım, ahlak lazım, tarih bilgisi lazım. Eğer bunları bilmiyorsanız zaten CHP'yi anlayamazsınız. Eğer bu değerli Türk büyüğü filin üzerine, yani CHP'nin üzerine yapışmış bir sinek gibiyse o fili tarif edemez. Siniğin gördüğü gözle görebilir ancak o fili. Eğer sen gerçekten CHP'yi tanımlamak istiyorsan, CHP'nin üzerinden ayrılacaksın. Uzağa bakacaksın, uzaktan bakacaksın, hedefini büyüteceksin. Göreceksin o zaman devasa bir CHP kimliğini. Biz karanlıkta tanım yapmayız. Bizim hedefimiz aydınlıktır. Aydınlık bir Türkiye'dir. Aydınlığa inanırız. Karanlıkla bizim bir hesabımız yok. Onun için Hz. Mevlana örneği veriyor. İnsanlar karanlıkta yollarını bulamazlar. Aydınlığın örneğini veriyor. Almamız gereken ders de budur."
(TB-YHY-Y)

31.01.2013 12:28:57 TSI

Editör: Wan Haber