CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonları eleştirerek, AK Parti'nin seçim kampanyasını Eskişehir'den başlattığını ileri sürdü.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, demokratik bir ülkede anamuhalefet partisinden beklenenin siyasal iktidarların açıklarını, hatalarını eleştirmek ve kamuoyuna duyurmak olduğunu belirterek, demokrasilerde milletin muhalefet partisinden beklentisinin de bu yönde olduğunu söyledi. Türkiye'de sağlıklı bir demokrasinin olması için, güçler ayrılığı ilkesinin tam yerleşmesi için, hukukun üstünlüğüne inanan ve onu savunan idealin tam yerleşmesi için üzerlerine düşen görevleri yerine getireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, iktidar partisinin hata yaptığı zaman sonuna kadar eleştireceklerini belirtti.
İktidara doğru yolu göstereceklerini, yaptığı hataları hatırlatacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Ama bizim demokrasimizde, batı demokrasilerinde öngörülen bir iktidar yok. Buradaki iktidar farklı bir iktidar. Devleti yönetmek için gelen değil, devleti ele geçirmek için gelen bir iktidar. Çok partili yaşamı bu ülkeye getiren CHP'dir. Demokrasiyi bu ülkeye getiren CHP'dir. Hiçbir zaman hiçbir ortamda demokrasi dışı bir söylemin arkasından gitmemiştir. Devlet Anayasa'nın öngördüğü kurallar içerisinde yönetilir. Devlet baskıyla yönetilmez" dedi.

"AK PARTİ SEÇİM KAMPANYASINI ESKİŞEHİR'DE BAŞLATTI"
AK Parti'nin seçim kampanyasını Eskişehir'de başlattığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Sabahın altısında operasyon yaparak, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'ndeki pek çok bürokratı gözaltına alarak. Yılmaz Büyükerşen, kim ne derse desin, Eskişehir'i bir dünya markası yapan kişidir, Eskişehir'i bir Türkiye markası yapan kişidir. İki yıl önce bir konu gitmiş, şikayet edilmiş. İçişleri Bakanlığı, 'soruşturmaya gerek yoktur' demiş. Başsavcı Eskişehir dışındayken bir savcı dışarıdan da emniyet güçleri getirerek, memurlar getirerek Eskişehir Belediyesinde operasyon yapıyor. Sen o operasyonu yaparak bizim gözümüzü korkutacağını mı sanıyorsun? Hiç kimse endişe duymasın buradan, CHP Grubu'ndan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı'na, onun bütün çalışanlarına yürekten sevgilerimizi, saygılarımızı gönderiyoruz. Eskişehir Bursa ile Ankara arasında bozkırın bahasıdır. Denizi olmayan kente plajı getirdi. Çağdaşlığı getirdi, uygarlığı getirdi. Yeni üniversitelerin altına imza attı. Siz ne yapıyorsunuz, CHP'ye karşı seçim kampanyasını Eskişehir'de açıyorsunuz" diye konuştu.

"O OPERASYONU BAŞLATAN SAVCI, SAVCI DEĞİLDİR"
"O operasyonu başlatan savcı, savcı değildir. AK Parti'nin memurudur" diyen Kılıçdaroğlu, "Bir savcı, memur konumuna düşüyorsa zaten orada adalet bitmiştir" dedi.
Operasyon ile CHP'li belediyenin çalışmasının engellenmeye çalışıldığını, itibarsızlaştırma politikası izlendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "İzmir'de ortaya koydukları oyunun bir benzerini Eskişehir'de yapmak istiyorlar. İzmir'de geri tepti, Eskişehir'de de geri tepecek. Elbette ki soruşturma yapılabilir. Biz niye soruşturma yapıldı diye eleştirmiyoruz. Sabahın köründe niye baskına geliyorsunuz. Mektup yazıp, telefon edilip bilginize başvuracağız denilebilir. Hukuk devleti bunu öngörür. Sabahın köründe basıyorlar ama önce medyaya haber veriyorlar, 'biz operasyon yapıyoruz' diye. Bunların adalet anlayışı bu, yönetim anlayışı bu" şeklinde konuştu.

"YARIN ESKİŞEHİR'DE BELEDİYEDE OLACAĞIM"
Yarın Eskişehir'e gideceğini ve Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen'i ziyaret edeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Haysiyet cellatlarına izin vermeyeceğiz biz" dedi. Eskişehir halkının Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı hizmetlerin arkasına olmasından dolayı teşekkür eden Kılıçdaroğlu, Büyükerşen'e destek vereceklerini söyledi.

"ELEŞTİRİ YAPANLARI DARBECİ OLARAK SUÇLAYAN SEN DEĞİL MİYDİN?"
Bir ülkede özel yetkili mahkemeler, sıkıyönetim mahkemeleri, Devlet Güvenlik Mahkemeleri varsa orada adalet olamayacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, bu mahkemeleri defalarca eleştirdiğini ve bu mahkemelerin siyasi otoritenin talimatıyla hareket ettiğini ileri sürdü.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunyarı söyledi:
"Özel yetkili mahkemeleri kaldırdınız da yerine ne getirdiniz? Davaları da kaldırdınız mı? Hayır. Bu davalara bakmaya devam ediliyor. Onun için söylüyorum. Bunlar siyasi infaz kurumlarıdır. Bunlara mahkeme denmez, orada görev yapan yargıçlara da yargıç denmez, savcılara da savcı denmez. Ben bunları söylediği zaman bir grup medya mensubu bizleri darbeci olarak gösterdi. Siz darbecisiz dediler. 'Allah büyüktür' diye bizde bir söz vardır. Bir değerli Türk büyüğümüz (Recep Tayyip Erdoğan) 25 Ocak 2013'de televizyon programına çıkar. Bakın bu değerli Türk büyüğümüz ne buyuruyor; 'Bunların içinde karacısı var, denizcisi var. Şimdi bizim bu kadar firkateynlerimiz, gemilerimiz vesairemiz var. Yani neredeyse komuta kademesinde oralara gönderecek subayımız, kalmıyor. Böyle şey olmaz.' Günaydın beyefendi, yeni mi aklın başına geldi senin? devam ediyor, 'Türk Silahlı Kuvvetleri, özellikle bu dönem içerisinde bana göre kendi demokratik parlamenter sistemi ile en uyumlu bir çizgiye gelmiş noktadadır. Ancak zaman zaman yani bazı medya organları TSK'ya çok haksız yere saldırının içerisine giriyorlar.' Günaydın beyefendi. Eleştiri yapanları darbeci olarak suçlayan sen değil miydin? O davaların savcılığını üstlenen sen değil miydin? Nasıl oluyor da bu kadar hızlı bir çark gündeme geldi. Meşhur bir fıkramız vardı; adamın biri ölmüş öbür dünyaya gitmiş, duvarda binlerce milyonlarca saat var. 'Bu saatler kime ait?' diye sormuş. 'Dünyada yaşayan herkesin bir saati vardır. Yalan söylediği zaman saati hareket eder' demişler. Demiş ki 'şu karşıda bir saat var, akreple yelkovan 12'nin üzerinde duruyor. Kime ait bu saat?' Demişler ki, 'Türkiye'de Mustafa Kemal Atatürk diye birisi vardı, ona ait. Hayatında hiç yalan söylemedi. Merak edip soruyor, Lenin'i, Gandhi'yi aklına ne gelirse. Bir an aklına geliyor, 'Bizim ülkemizde Recep Tayyip Erdoğan diye birisi vardı. Onun saati de burada mı?' 'Valla onun saatini zebani cehennemde kullanıyor' diyorlar. 'Üstelik vantilatör olarak'."

"GÖNDERECEK KOMUTAN YOK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bir televizyon programındaki sarf ettiği sözleri de eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bu değerli Türk büyüğümüz devam ediyor, 'Şu anda içeride 400'e yakın emekli, muvazzaf subay, astsubayımız var. Bunların hemen hemen ağırlıklı kısmı tutuklu. Bir ara bir ajan meselesi çıktı. Şimdi hele hele çok daha ağır olanı örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan. Böyle bir şeyin delileri kesinse ver hükmünü, işi bitir. Ama elinde kesin hükümler yok da sen yüzlerce subayı, astsubayı örgüt elemanı olarak veya örgüt kuran olarak hele hele Genelkurmay Başkanını kalkıp bu şekilde değerlendirirsen burası silahlı kuvvetlerin moral değerlerini altüst eder. O zaman terörle nasıl mücadele edecek bu insanlar.' Günaydın beyefendi. Ben daha bundan altı ay önce güvenlik güçlerinin moral değerleri çok önemlidir, moral değerlere önem vereceğiz, yıpratırsanız, bu iş tankla silahla olmaz, moral değerler önemlidir dediğimde, arkadan bizi darbeci olarak suçlamışlardı. Gözünüz aydın artık bir darbecimiz daha var. Bunları söyleyen Sayın Başbakan'ın vicdanı yeni mi uyandı, jeton yeni mi düştü, bilmiyoruz. Ama geldiği nokta Türkiye açısından iyi bir nokta, haksızlığı o da görüyor. Doğu Akdeniz'e deniz kuvvetlerini gönderemiyorlar artık. Güney Kıbrıs Rum Kesimi, milyarlarca metreküplük doğalgaz buldu. Sözde savaş hali ilan edecektik. Dededen kalma Piri Reis'i gönderebildik, gemi bile gönderemedik. Çünkü komutan yok. Onun için yeni bir süreci başlatmak zorundayız" diye konuştu.
(TB-ÖZ-Y)

29.01.2013 17:47:25 TSI

Editör: Wan Haber