CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, İmralı'ya gidecek isimlerin ya da bu isimlerin kim tarafından belirlendiğinin önemli olmadığını belirterek, "Ortada şu gerçek vardır; AK Parti, BDP ve İmralı'nın yeni anayasanın, özellikle başkanlık sitemi konusunda bir ittifakı vardır. Bu ittifakın Türkiye'nin önüne sunmayı planladığı seçenek ya başkanlık sistemi ya terör. Yani terör tehdidi ile vatandaşı başkanlık sistemine ikna etmeye çalışacaklar. Kimse bu tuzağa düşmemeli" dedi.
Hamzaçebi, Yasa Dışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu'nun CHP'li üyeleriyle Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Hamzaçebi, bir yandan yeni bir anayasa yapmaya çalışırken, öte taraftan iktidarın ve yargının bir kısım uygulamalarının bireyin hak ve özgürlükleri ile kuvvetler ayrılığı ilkesini tehdit eder boyutta geldiğini belirtti. 23. Dönem CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'ın da o dönem kurulan Yasa Dışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu üyesi olduğunu ancak dokunulmazlığı kalktıktan sonra, milletvekili olarak icra ettiği yasama ve denetim faaliyetleri nedeniyle hakkında soruşturma açıldığını söyledi. Bir milletvekilinin görevini yerine getirmek için herkesle görüşebileceğini, bir konuda bilgi alabileceğini ve bu bilgileri soru önergesi yoluyla kamuoyuna mal edebileceğini kaydeden Hamzaçebi, "Ama Seyhan'ın soru önergelerine dahi konu olmuş faaliyetleri nedeniyle sorguya çekilmesi, demokrasiye, özgürlüklere, anayasal sisteme, kuvvetler ayrılığına tam bir müdahaledir. Yasamanın faaliyetlerinin yürütme veya yargı tarafından kontrol altına alınması işlemidir bu; bunun kabul edilmesi mümkün değildir" dedi.
Hamzaçebi, Seyhan hakkındaki bu soruşturmanın içeriğinin, mevcut Yasa Dışı Dinlemeleri İnceleme Komisyonu'nun faaliyetlerinin de soruşturmaya konu olabileceğinin işareti olduğunu söyledi. Hamzaçebi, "Meclis Başkanını da yasama sorumsuzluğuna sahip çıkmaya, kuvvetler ayrılığının bu ilkesini hayata geçirmeye davet ediyorum. CHP olarak bu tutumu kınıyoruz" dedi.

"MİLLETVEKİLLERİNE GÖZDAĞI"
Hamzaçebi, bu soruşturmanın milletvekillerine bir gözdağı anlamına gelip gelmediğinin sorulması üzerine, "Mevcut komisyonun çalışmalarını da etkileyecektir. Böylesi psikolojik baskı ortamında milletvekillerinin rahat çalışma yapması mümkün değildir. Milletvekilleri bir gün çalışmalarının soruşturulacağını düşünürse özgürce faaliyet gösteremez" dedi.
Hamzaçebi, bunun Seyhan'a da gözdağı olduğunu savunan, "Başbakan'ın yargıçlarla olan koalisyonunun bozulduğunu, sarsıldığını düşünüyoruz. Ama savcılarla olan koalisyonu dayanışması devam ediyor, öyle anlıyorum" dedi.
Hamzaçebi ayrıca CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın kendi çizdiği hücresinin krokisini gönderdiği belirterek, "Son derece küçük bir alan. Dünyaya, insanlığa hizmet etmiş bir insanın bütün bu aktivitelerinden yararlanılamayacak şekilde yıllarca suçsuz şekilde tutuklu kalmasını tekrar kınıyorum" dedi.

YENİ İMRALI HEYETİ
İmralı'ya gidecek BDP heyetindeki isimlerin belirlendiğinin hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, "Hayırlı olsun, nihayet heyet teşekkül etti. İzleyeceğiz, oradan nasıl bir sonuç çıkacak? Ama aylardır Türkiye'de 'Heyette kimler olacak?' diye bir suni tartışma yaratıldı" dedi.
Heyette kimlerin olduğunun kendileri için önemli olmadığını belirten Hamzaçebi, şunları kaydetti:
"Bu bir kamuoyu yönetim stratejisidir. Heyette kimler yer alacak diye, işin esası bir kenara atılmış durumda. Başbakan 'teröristle kucaklaşana heyette yer vermem' diyor. Teröristle kucaklaşanlara tepki gösteriyorsunuz ama o milletvekilleri zamanında diyordu ki; 'Kürt sorununu çözmek için bizimle değil, İmralı ile görüşün'. Yani onların dediğini yaparken, İmralı ile görüşürken, heyette kimlerin olduğunun hiçbir önemi yoktur. Bu ayrıntıdır, suni bir tartışmadır. Ortada şu gerçek vardır; AKP, BDP ve İmralı'nın Anayasal ittifakı vardır. Yeni anayasanın özellikle başkanlık sitemi konusunda bir ittifakı vardır, diğerleri ayrıntıdır. İsimler önemli değil, Ali Veli, ha Ali Veli."

"YA BAŞKANLIK SİSTEMİ YA TERÖR, DİYECEKLER"
İsimlerin Abdullah Öcalan tarafından belirlenmesine ilişkin soru üzerine Hamzaçebi, bu isimlerin kim tarafından belirlendiğinin de önemi olmadığını söyledi. Hamzaçebi, "Sonuçta oraya bir heyet gidecek, o heyette o isimler olmuş, bu isimler olmuş, bunlar işin esası değildir, kesinlikle oralara takılmamak gerekir. Bu ittifakın Türkiye'nin önüne sunmayı planladığı seçenek ya başkanlık sistemi ya terör. Yani terör tehdidiyle vatandaşı başkanlık sistemine ikna etmeye çalışacaklar. Kimse bu tuzağa düşmemeli. Türkiye ne başkanlık sistemi diyecektir ne de terör diyecektir; ikisin ide Türkiye reddedecektir. Türkiye parlamenter sistem içinde demokratik bir programla Kürt sorununu çözebilecek olanağa, güce, potansiyele sahiptir" dedi.

AK PARTİ'Lİ KOMİSYON BAŞKANI ASLAN'IN AÇIKLAMALARI
Yasa Dışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Zeyid Aslan'ın Mobese'lerin kaldırılmasıyla ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, "Geleneksel dünyada görme önemliydi. Postmodern dünyada görünme öne çıktı. Şimdi gören mi iktidar sahibidir görünen mi, yoksa görünmeden gören mi? Postmodern dönem, özellikle Tayyip Erdoğan dönemi görünmeden görenin iktidar olduğu bir modeli yarattı. Alışveriş merkezlerinde kameralar işin ayrıntısıdır. Ama iktidarını bütün vatandaşlara 'gözetleniyorsunuz' duygusu vererek kuran bir anlayış var bugün Türkiye'de. Tehlikeli olan budur" dedi.
Mobese'lerin suçluların bulunmasına da yaradığını belirten Hamzaçebi, "Problem hükümetin milleti izlemesinde, dinlemesindedir" dedi.

"BÜTÜN MİLLETVELLERİNDE DİNLENME DUYGUSU VAR"
"Milletvekilleri kendilerinin de dinlendiğini hissetti mi?' sorusuna ise Hamzaçebi, "Bütün milletvekilleri, iktidar da dahil, dinlendikleri, gözetlendikleri duygusuna sahiptir. Gazetecilere soruyorum, sizin böyle bir duyunuz yok mu?" dedi.

SİNOP'TA SORUMLU HÜKÜMET
Sinop'ta yaşanan olaylarla ilgili Başbakanın CHP'ye yönelik açıklamaları ve BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in özür dilemesiyle ilgili soru üzerine Hamzaçebi, "Dün Sayın Önder CHP'den özür diledi. Yani olayın tarafı, olayı yaşayanlar CHP'den özür diliyorlar. Gerçek apaçık ortadadır. Başbakan mızrağı çuvala sokmaya çalışıyor. Olayın sorumlusu doğrudan hükümettir ve iktidar partisini oradaki temsilcileridir. Oradaki olayda önderlik yapan kişinin AK Parti mensubu olduğu açık. 'Aktif görevde değil' gerekçesi gerçeği örtmeye yetmiyor" diye konuştu.
Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması ile ilgili olarak da Hamzaçebi, "Genelkurmay Başkanları sivil iradeye tabi olur. Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması CHP'nin de görüşüdür" dedi.
(MÜG-ÖZ-Y)

21.02.2013 14:15:10 TSI

Editör: Wan Haber