Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, çalıyı taşlayıp tavşan çıkartmak isteyen çok insan olduğunu söyleyerek, "Her aklına gelenin her aklına geleni sorumsuzca söylediği bir parti yapısı olmaz. Bizim Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok. Hepimiz bu ülkenin eşit hukukunu paylaşan yurttaşlarıyız" dedi.
Bir dizi ziyaret için Bursa'ya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç'u, partililer Gürsu ilçe binasında karşıladı. CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in açıklamalarının ardından parti içinde yaşanan bölünme iddialarını değerlendiren Koç, "CHP'yle ilgili bizim kendi içimizde yaşadığımız bazı yanlışlar var. Bunları açıklıkla söylüyoruz. O da şu; bazı tartışma konularını, eski alışkanlıklarımızı yüksek sesle tartışıyoruz. Tartışma olacak, tartışmasız olmaz. Ama bunlar sağlıklı bir disiplin içinde olmalı. Her aklına gelenin, her aklına geleni sorumsuzca söylediği bir parti yapısı olmaz. Ben parti sözcüsüyüm. Az ve öz konuşuyorum. Başka şeyler de söyleyip olayı daha farklı boyuta getirmemek gerekir. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu bu tartışmaların gereksiz olduğunu söyledi. Çünkü CHP'nin bir programı var. CHP'nin bir tüzüğü var. Onun programı hepimizi bağlayan bir programdır. Benim farklı bir düşüncem olabilir. Ben senin düşüncene saygı duyarım. Ama CHP kimliğiyle dolaşıyorsan, o programı kabul etmişsin demektir. Ve o programın çerçevesinde kalacaksın demektir. Bu da parti sorumluluğunun bir gereğidir" diye konuştu.
Çalıyı taşlayıp tavşan çıkartmak isteyen çok insan olduğunu söyleyen Koç, "CHP'de bir tartışma olunca, işini gücünü bırakıp elinde kalem varsa gazete köşesinde ya da bir televizyon ekranına misafir olma şansı varsa televizyon ekranının camında gündem CHP... Şuymuş, buymuş, 1930'larda şöyle, böyle olmuş... Sene 2012, o dönem hepimizin ortak tarihidir. Olağanüstü bir dönemde Türkiye'nin kuruluşunun sağlandığı bir dönemdir. O dönem, o günün şartları içinde, o dönemin dünya siyaseti içinde değerlendirilir. Sen bugünkü iklimle bugünkü çerçeve ile sanki o gün onlar yeni geçerliymiş gibi insafsızca eleştiriyorsun. Sıkıntılar yaşanmış, eziyetler çekilmiş olabilir. Aynı zaman diliminde hiç unutmayın. II. Dünya Savaşı'nda sadece Avrupa'da 10 milyon insan öldü. Benim rahmetli babamın, Başbakan Erdoğan'ın da babasının burnu bile kanamadı. Hiçbir baba evinden edilmedi. Evet, ekmek bulunmadı, un bulunmadı, şeker bulunmadı, zorluklar yaşandı. Savaş yılları öncesi ve sonrası olağanüstü dönemlerdir. Ama Türkiye bir denge politikası içinde, varlığını yeni kurulmuş bir cumhuriyet olarak, birliğini de sağlamaya çalışarak sürdürdü. Ondan sonra demokrasi kuralları yerleştikçe de daha farklı bir süreç başladı. Bugünün şartları içinde ben de geçmişe dönüp aynı şeyi söyleyeyim o zaman; sen Milli Selamet Partisi'nin neferiyken bugün söylediklerinden çok farklı şeyler söylüyordun. O bizim ortak tarihimiz. O tarihin bize bıraktığı bir tek miras var; o da bağımsız Türkiye Cumhuriyeti. Buna mı karşısınız" şeklinde konuştu.
"Sen şusun, busun" demeye kimsenin hakkı olmadığını ifade eden Koç, şunları kaydetti: "Herkesin bir kökü, bir kökeni var. Bizim programımızda da yazılı o kök, o köken, o mensubiyet, o kişinin şerefi. Herkes de ona o saygı ile yaklaşacak. Ama bizi bir arada tutan evimizin damı var. Hepimiz o damın altındayız. Gelin korkmayalım o damın adını da söyleyelim. Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Hepimiz de onun birer mensubu olarak, eşit hukukunu paylaşan, eşit cumhuriyet yurttaşları olarak, kardeşçe yaşamanın yolunu, yöntemini bulacağız. Burada kalkıp da; o odur, bu budur, o ondan üstün, bu ondan aşağıdadır, yok savaşta şöyle olmuş, böyle olmuş demek, bunlar laf-ı güzaftır."
Haluk Koç sözlerini şöyle sürdürdü: "Boş tartışmalarla, zaten planları programları bu yönde olanların ekmeğine yağ sürmeyeceğiz. CHP üzerinden ahkam kesen, CHP üzerinden yorum yapan, hayatında bir kere olsun CHP'nin düşüncelerinin yanından geçmemiş insanlar, şimdi CHP'ye yol yordam tarif ediyor. İşin ilginç yanı da bu. Bakıyorsunuz uzaktan yakından hiçbir mensubiyeti yok. Hiçbir düşünce yakınlığı yok. Belki kafasının arkasında 'şu CHP'nin ayağı takılsa da, şu CHP kendi içinde bir kavgaya başlasa da biz de perde arkasında yaptığımız pazarlıkları çok daha kolay yürütsek' diye kafasında hesabı olanlar var. Onun için bu tartışmalar bizi güçlendirir. Ne oluyoruz? Niye bu kadar eleştiriyorlar? O zaman da siz şunu diyeceksiniz; 'siz de gol atmaları için pas vermeyin.' Haklısınız. O da bizim kendi içimizdeki tartışma üslubunu daha makul, daha mantıklı, daha bir siyasi parti disiplini içinde sürdürmemiz gereğidir. Hep beraber bu sıkıntıları aşacağız."
"Türkiye birliğini, dirliğini koruyacak. Türkiye çimentosunu koruyacak ve CHP de burada kendi üzerine düşen görevi dün olduğu gibi bugün de yerine getirecek" diyen Koç, açıklamalarını şöyle tamamladı:
"Onun için kafalarına göre Türkiye arzulayanlar; CHP'nin zayıflamasını, CHP'nin kendi içinde gücünü tüketmesini arzu ediyorlar. Bununla ilgili senaryolar yazılıyor. Plan, program yapıyorlar. Tetikçiler kullanıyorlar. Ama CHP çok gördü, çok geçirdi. Bakın siyasi partiler mezarlığına, tabelayla dolu. Ama CHP Türkiye'nin her ilçesinde, her beldesinde. Hakkari dahil olmak üzere, Hakkari'deki başkanımızla konuştuk, oraya da gideceğim, hatta Cizre'ye gittiğim gibi bir tane koruma olmadan yürüyerek. Bizim orada yaşayan Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok. Hepimiz bu ülkenin eşit hukukunu paylaşan yurttaşlarıyız. Biz öyle olmak zorundayız. Kabul ettiğimiz de odur. Atatürk milliyetçiliği dediğimiz olay da budur. İşin mayası bu, karamsar olmuyorsunuz."
(OSM-MŞ-SO-Y)

03.02.2013 14:00:52 TSI

Editör: Wan Haber