Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, iklim değişikliği konusunda dört kentte uyum çalıştayları düzenledi. Çalıştay sonuçlarına göre iklim değişikliği dendiğinde katılımcıların aklına gelen ilk kavramlar ise "kutup ayısı, tufan, kasırga" gibi Türkiye'de rastlanmayan küresel simgeler oldu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TÜBİTAK TÜSSİDE'nin ortaklaşa yürüttükleri "İklim Değişikliğinin Etkileri ve İklim Değişikliğine Uyum Konusunda Farkındalık Geliştirme Projesi" kapsamında Edirne, İzmir, Trabzon ve Konya'da "İklim değişikliği ve Uyum Çalıştayları" gerçekleştirildi. Çalıştaylarda iklim değişikliğinin etkileri ve çözüm önerileri tartışıldı. Dört ilde gerçekleştirilen çalıştaylarda katılımcılara "İklim değişikliği denilince aklınıza ilk ne geliyor?" sorusuna verilen cevaplar ise şaşırtıcıydı. Yerel temsilciler, üniversitelerden çevre ve iklim konularında çalışan enstitü, kurum ve kuruluşlar, üniversite öğrencilerinden oluşan geniş katılımlı çalıştaylarda katılımcıların aklına gelen ilk kavramlar "kutup ayısı, tufan, kasırga" gibi Türkiye'de rastlanmayan ancak küresel ısınma ve iklim değişikliği ile özdeşleşmiş küresel simgeler oldu. Çalıtaylarda, bölgesel farklılıklar nedeniyle bazı kavramların daha çok öne çıkması dikkat çekti. Edirne ve Konya gibi karasal iklim özelliklerinin görüldüğü iç bölgelerde iklim değişikliği denildiğinde susuzluk-kuraklık, çölleşme, tarımsal verimlilikte azalma ve hatalı tarım uygulamaları ilk akla gelenler olurken; Edirne'de Arda, Tunca ve Meriç nehirlerinin varlığı nedeni ile meydana gelen sel ve taşkınlar, Konya'da toz fırtınası, kuru-nemsiz hava, gri gökyüzü gibi kavramların öne çıktığı görüldü. Trabzon çalıştayı katılımcıları, sel, taşkın ve heyelan gibi doğal ve beşeri afetleri, balık ölümleri ve turizm gibi kavramları öne çıkarırken; İzmir çalıştayı katılımcıları ise uzun yaz mevsimi, karbon ayak izi, su kaynaklarında azalma, geri dönüşüm gibi kavramları daha çok vurguladılar.
İklim değişikliğinin olumlu ve olumsuz etkilerinin ve çözüm önerilerinin tartışıldığı oturumlarda ise, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri olarak en çok dile getirilenler "çölleşme, içilebilir su kaynaklarının azalması, kuraklık, su savaşları, enerji tüketiminin artması, endemik türlerin yok olma tehlikesi, orman yangınlarında, sel ve heyelanlarda artış" gibi ifadeler oldu. İklim değişikliğinin toplumsal etkilerine de değinilen çalıştayda katılımcılar "mutluluğun azalması, kara duyulan özlemdeki artış, uluslararası kuruluşların baskısının daha da artması" gibi ifadelere yer verdi.
Katılımcıların iklim değişikliğinin olumlu etkileri hakkındaki görüşleri "yeşil ekonomiye yönelme, yenilenebilir enerji kaynakları, kentsel planların iklim değişikliği etkilerinin göz önünde bulundurularak yapılması, suyun ve enerjinin bilinçli tüketilmesi" gibi konular oldu. İklim değişikliğine uyum kapsamında katılımcılardan gelen öneriler arasında ise bisiklet gibi çevreci taşıtların kullanımının yaygınlaştırılması, kuraklığa ve tuzluluğa dayanıklı bitki ve tohum türlerinin yetiştirilmesi, suyun bilinçli kullanımında eğitimler verilmesi, doğal kaynaklardan yararlanma oranının arttırılması, kentsel planlamalarda ve binalarda ekolojik süreçlerin dikkate alınması, hassas türlerin korumaya alınması ve gen bankalarının yaygınlaştırılması, alternatif geçim kaynaklarının geliştirilmesi, yağmur sularının değerlendirilmesi gibi konular bulunuyor. Katılımcılardan gelen dikkat çekici ve uygulanabilir diğer öneriler ise şöyle sıralandı:
"Rüzgar tribünlerinin denizlere kurulması, ilkokullarda suyun önemi üzerinde eğitim verilmesi, kendi enerjisini üreten ve sıfır atık politikası izleyen sitelerin, evlerin yapılması, satın alınan tüm ürünlerin etiketlerine karbon salınımlarının yazılması, endemik bitkilerin yetiştiği alanların milli park ilan edilmesi ve daha az su isteyen bitki türlerinin geliştirilmesi."
(EDA-CC-Y)

11.02.2013 11:16:22 TSI

Editör: Wan Haber