Program üzerindeki görüşmeler 27 Mayıs, güven oylaması ise 29 Mayıs’ta. Davutoğlu hükümeti ile Yıldırım hükümeti programları arasındaki farklılıklar dikkat çekti. Cumhuriyet’ten Emine Kaplan ve Mahmut Lıcalı o farklılıkları şöyle sıraladı:

*Davutoğlu’nun programında yer alan “Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız” ifadesi çıkarıldı.

*Programda ‘çözüm süreci’ne hiç yer ayrılmazken, Davutoğlu’nun programında çözüm süreci 3 sayfa olarak yer almış, “Hukuk ve kardeşlik tam anlamıyla tesis edilinceye kadar çözüm irademizi koruyacağız” ifadeleri dikkat çekmişti.

“Ademi merkeziyetçi bir irade sisteminin güçlendirilmesi”

Programda ‘başkanlık’ sistemiyle ilgili bölümde 2007’de Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesine ilişkin anayasa değişikliğine dikkat çekildi, “Cumhurbaşkanını halkın seçmesi uygulamasının başlamasıyla birlikte sistem sorunu belirginleşmiş ve ertelenemez bir hal almıştır. Mevcut sistemimiz içindeki tıkanıklığın Meclisimizde oluşacak uzlaşmalar ile aşılacağına inanıyoruz. Başkanlık sistemi öncelikli olmak üzere sistem sorununa bulunacak çözüm, ülkemizin temel hedeflerine çok daha hızlı ulaşmasını sağlayacaktır” denildi.

Başkanlık tanımının yapıldığı bölümden ise “güçler ayrılığının tahkim edilmesi, ademi merkeziyetçi bir irade sisteminin güçlendirilmesi” ifadeleri çıkarıldı.

17-25 Aralık: Darbe girişimi

17-25 Aralık operasyonları “darbe girişimi” nitelemesiyle programa girerken, “17-25 Aralık darbe girişimiyle birlikte su yüzüne çıkan, paralel terör örgütü ve bu örgütün iç ve dış uzantılarıyla hukuki ve idari mücadelemiz kesintisiz ve kararlılıkla sürdürülecektir. Hiçbir kesimin devletle bilek güreşi tutuşmasına izin verilmeyecektir” ifadesi yer aldı.

Şeffaflık bölümü çıkarıldı

Davutoğlu’nun programında 2 sayfa olarak yer alan ‘şeffaflık’ bölümü Yıldırım’ın programından çıkarıldı. Önceki programda “Katılımcı demokrasimizi, şeffaflığı artan ve daha hesap verebilir bir yönetim anlayışıyla güçlendirecek, her türlü yolsuzlukla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Geçtiğimiz dönemde kamuoyuyla paylaştığımız şeffaflık paketini süratle hayata geçireceğiz. Seçimlerin Temel Hükümler ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklikler yapacağız. Mal bildirimlerinin şeffaf olmasını sağlayacağız. Mal bildirimlerinin elektronik ortamda verilmesini sağlayacak bilişim altyapıları kuracağız” denilmişti.

Yeni AB hedefi

Önceki programdan farklı olarak “Türkiye, AB’ye tam üyelik için bütün sorumluluklarını yerine getirmektedir. Buna karşın AB’nin Türkiye’ye yönelik konjonktürel yaklaşımları ve negatif ayrımcılık anlamına gelen uygulamalarını doğru bulmuyoruz. Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği, AB’nin çifte standartlardan uzaklaşmasını gerektirmekte” ifadesi yer aldı.

Paralel için MGK’ye atıf
Programda, Gülen cemaatiyle ilgili mücadeleye dayanak olarak MGK kararlarına da atıf yapıldı. “Hükümetimiz, MGK tarafından ‘legal görünümlü illegal yapı’ olarak tanımlanan ve terör örgütü olan Paralel Devlet Yapılanması’nın yurtdışındaki bağlantılarıyla mücadeleye devam edecektir. Vatandaşlarımızın samimi duygularını istismar etmeye çalışan bu oluşumun art niyetli emellerine geçit vermeyeceğiz” denildi. (Cumhuriyet)

Editör: Wan Haber