CHP´nin barış sürecini desteklediğini ancak iktidara yakın medyanın bunu çarpıtarak CHP ile MHP´yi aynı kefeye koyduğunu dile getiren Şen, "Kürt sorununun çözümü ile ilgili çalışma Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu´nun 8 ay önce Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşme ile başlamıştır. Öcalan mesajında barışa uygun bir dil kullanmıştır. Çok net bir siyasi dili ve duygusal dili ortak noktada buluşturmuş, Öcalan mesajında tarihi noktalara vurgu yapmıştır." dedi.


Söyleşi: Oktay CANDEMİR
 

Sorularımıza Cemal Şen içtenlikle şu şekilde cevap verdi.


CHP, Kürt sorununun çözümüne karşı mı?


CHP çözüme karşı olmaz, olamaz. CHP´nin geçmişi, tarihsel misyonu ortadadır. CHP´nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk´ün söylediği ´Yurtta sulh, cihanda sulh´ sözü CHP´nin ruhudur. Kürt sorununun çözüm girişimleri Sayın Kılıçdaroğlu´nun Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşme ile başlamıştır. Sayın Kılıçdaroğlu´nun 2012 yılında Başbakan´a gitmesi, bu sorunun Türkiye´nin en önemli sorunu olduğunu söylemesi ve siyasi hayatına mal olsa bile bu sorunu çözeceği şeklindeki beyanları ortadadır.


Kamuoyunda özellikle CHP´nin barış sürecine karşı olduğu şeklinde bir algı var. Siz CHP´nin çözüme karşı olmadığını söylüyorsunuz ama böyle bir algı oluşmasının nedenleri nelerdir?


Topluma böyle bir algı bizzat iktidar ve iktidar yanlısı medya tarafından empoze edilmektedir. Başbakan´ın direktifleriyle hareket eden bir medya söz konusu. Topluma gerçekleri çarpıtarak enjekte ediyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu,  Başbakan ile geçen yıl yaptığı görüşmenin ardından akil adamları önerdi. İşte CHP bu komisyonun yapacağı çalışmaların ardından konunun TBMM´ye gelmesini istedi. Genel Başkanımız Başbakana bir kredi tanıdıklarını söyledi. Ancak Başbakan ´İhtiyacımız yok´ diyerek bu krediyi redetti. Şimdi nasıl oluyor da daha 40 gün önce BDP Milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmaya çalışan, ´Talimat verdim, yargı gerekeni yapacaktır´, ´Kürtler zerdüşttür, onların inancı yoktur´  diyen bir Başbakan barışçıl oluyor da CHP karşıt oluyor. Biz CHP olarak kararlıyız. Sorunun sahibi biziz ve bu sorunu biz çözeceğiz. CHP olarak artık anaların ağlamasını istemiyoruz. Bunu yüreğimizden gelerek söylüyoruz.


MHP ile aynı paralelde siyaset yaptığınız şeklindeki eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?


CHP bir kitle partisidir. Bir kalıbın, bir ideolojinin partisi değildir. CHP kesinlikle ırka dayalı bir siyaset yapmıyor. CHP 75 milyonluk Türkiye´nin partisidir. CHP ile MHP´yi aynı kefeye koyanların kör olması lazım. Bizi MHP ile aynı kefeye koyanlarla istedikleri platformda bunu tartışmaya hazırız.


Hükümetin sorunun çözümü konusunda samimi olduğunu düşünüyor musunuz?


Başbakan, hem müzakere diyor, hem terörle mücadele diyor. Zapı, Kandili şu anda bombalayan biz değiliz, bu iktidardır. Başbakan samimi değildir ve kendisini samimi olmaya çağırıyoruz. Biz bu süreci destekliyoruz ancak hükümet de bize bilgi vermek zorunda.


PKK Lideri Öcalan´ın Nevroz mesajını nasıl yorumluyorsunuz?


Öcalan, mesajında barışa uygun bir dil kullanmıştır. Çok net bir siyasi dili ve duygusal dili ortak noktada buluşturmuş, Öcalan mesajında tarihi noktalara vurgu yapmıştır. Özellikle 1920´ye ve TBMM´ye gönderme yapması çok önemli ve son derece isabetlidir. Sürecin hassasiyeti noktasında herkesin üzerine düşen görevler var. Hem CHP´ye, hem diğer siyasal oluşumlara, STÖ´lere ve halkımıza çok ciddi görevler düşüyor. Herkesin konuşurken dikkatli olması lazım. Şimdi söylenecek çok şey var ama sürecin hassasiyeti nedeniyle bir çok şeyi konuşmuyoruz. Özellikle CHP ve MHP´yi aynı kefeye koyanları tekrar uyarıyorum. Bu çarpıtmalardan vazgeçsinler.


Öcalan´ın ´Çekilme kararı mecliste tartışılsın´ önerisine nasıl bakıyorsunuz?


Süreç konusunda halkımıza güveniyorum ve umutluyum. Sorunun TBMM´ye gelmesi halinde ise CHP kendine yakışanı yapacaktır. Ancak tekrar söylüyorum CHP´nin barışa ve çözüme karşı çıkması mümkün değildir.

Editör: Wan Haber