Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, Çaykur'un 2023 hedefleri arasında 50 bin tonluk bir dış pazar payı ve tüm bölgenin organik havzaya dönüştürülmesinin yer aldığını söyledi.
Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, Rize'de görev yapan basın mensupları ve basın kuruluşlarının merkezlerinden gelen ekonomi muhabirlerinin katılımı ile gerçekleştirdiği basın toplantısında, 2012 yılını değerlendirdi, Çaykur'un 2013 ve 2023 hedeflerinden bahsetti. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde 758 bin dekar alanda 205 bin kişi tarafından yaş çay tarımı yapıldığını belirten Sütlüoğlu, şöyle konuştu: "Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün verilerine göre, 3 milyon 124 bin hektar alanda toplam 30 ülkede çay tarımı yapılmaktadır. Türkiye 70 bin hektarlık çay alanları ile dünyada 7. sırada yer almaktadır. Dünyada yılda 4 milyon 500 bin ton kuru çay üretimi yapılmaktadır."
Türkiye'nin yıllık 235 bin tonluk üretimi ile dünyada 5. sırada yer aldığını anlatan Sütlüoğlu, şunları söyledi: "Dünyada tamamının üzerine kar düşen tek ve en büyük çay tarım alanı Türkiye'dedir. Bu da haşere ile mücadele ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde 758 bin dekar alanda 205 bin 312 üretici tarafından yaş çay üretimi yapılıyor. Bu üreticilerimiz aileleriyle birlikte 1 milyon kişiye ulaşıyor. Bu da demek oluyor ki yaklaşık bir milyon insanımız, direkt ve dolaylı olarak çay tarımından geçimini elde ediyor. Yıllık yaş çay ürünü rekoltesi iklim ve tarımsal teknik önlemlere bağlı olarak 1 milyon 100 bin ile 1 milyon 250 bin ton arasında değişebiliyor. Çaykur ve özel kurumların faaliyet gösterdiği bu sektörde, bölge istihdamına önemli katkıda bulunuluyor. Yıllık bölgeye ekonomik katkı 2 milyar TL civarındadır. Türkiye'de yıllık kişi başına tüketimin 3,4 kg olduğu tahmin ediliyor. 2012 yılı yıllık işlem hacmimizin yıl sonu itibariyle 1.5 milyar TL'ye ulaşmasını bekliyoruz."

DÜNYANIN EN BÜYÜK ÇAY İŞLETMESİ
Sütlüoğlu, Çaykur'un Türk çay üretiminin yüzde 55-60'ını elinde bulundurduğunu belirterek ortalama 130 bin tonluk üretimi ile dünyanın en büyük çay işletmesi olduğunu belirterek, "11.504 çalışanımız, 50 fabrikamız, Çay Araştırma Enstitümüz, dokuz bölge müdürlüğümüz ile dünyanın en büyük çay işletmesiyiz" dedi.
2012 yılında son 30 yılın en büyük kapasite artışını gerçekleştirdiklerini belirten Sütlüoğlu, 50 fabrikada günlük 6 bin 400 olan işleme kapasitesini 7 bin 200'e yükselttiklerini belirterek 2013 yılı hedeflerini şöyle sıraladı; "Ruhsatsız çaylık alanların ruhsatlandırılması, randevulu çay alım sistemine geçiş, dünyanın en modern ve kapasitesi en yüksek paketleme fabrikasının temelinin atılması, organik çaylık alanların genişletilmesi, çay sektöründeki olumsuzlukları giderecek yasal düzenleme çalışmaları, ürün yelpazesinin genişletilmesi, iç ve dış pazar payının büyütülmesi, yatırımın artırılması, bu yatırımın kapasitenin yükseltilmesi ile beraber artırılması".
Sütlüoğlu, 2023 hedefleri arasında ise 50 bin tonluk bir dış pazara sahip olma ve tüm bölgeyi organik havza haline getirme olduğunu söyledi.

KAÇAK ÇAY KANSEROJENDİR
Sütlüoğlu, konuşmasında kaçak çayın kullanıcısı için ciddi kanser riski doğurduğunu belirterek şöyle konuştu: "Türk çayını baltalayan en büyük etken kaçak çaydır. Maalesef Güney Doğu Bölgemizde kaçak çay alışkanlığı var. Bizim çaylarımız son derece sağlıklıdır. Hiçbir katkı maddesi yok. Doğaldır. Çok içilmesi çok daha fayda sağlar. Antikanserojendir. Kalp damar ve mide hastalıklarına iyi geliyor. Yoğun pestisist içeren kaçak çaylar son derece zararlıdır. Bu çayları içenlerde; kanser, kısırlık gibi rahatsızlık görülmektedir. Hilkad garibesi gibi doğumlara sebep olmaktadır. Eksik uvuzlu doğumlara sebep olmaktadır. Zeka geriliğine sebep olmaktadır. Akli dengesizliklere neden olmaktadır. Kendi ülkemizin çayı varken kaçak çay içmeye gerek yoktur. Kendimizi düşünmüyorsak çocuklarımızı düşünelim."
Sütlüoğlu, ayrıca piyasada çok sayıda Çaykur taklidi çay bulunduğunu belirterek, taklit çaylara karşı başlattıkları mücadelenin sürdüğünü tüketicilerinde bu konuda daha duyarlı olmaları gerektiğini belirtti.
(GF-HO-Y)

10.12.2012 18:09:04 TSI

Editör: Wan Haber