Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Rıfat Şahin, "Bunalıma giren kişi, çaresizlik duygusu içine girince her şeyi olumsuz değerlendirmeye başlıyor, normalde üstesinden gelebildiği sorunların üstesinden gelemeyeceğini düşünüyor ve intihar yolunu seçiyor" dedi.
Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde son zamanlarda artan intihar olaylarıyla ilgili açıklamalarda bulunan OMÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD Başkanı Prof. Dr. Ahmet Rıfat Şahin, intiharın kolay karar verilen bir durum olmadığını söyledi. Şahin, "İnsanın hayatını sona erdirmesine karar vermesi zordur. Ancak, insanların yaşadıkları bazı durumlar sonrasında bu çok kolaylaşıyor. İntihar düşüncesi öncesinde kişi depresyona giriyor ve kendisini ve çevresini olumsuz değerlendirmeye başlıyor. Her şeyi olumsuz değerlendirince önündeki engelleri aşılamaz olarak görüyor, kendini daha çok çaresiz hissediyor ve tek çıkar yolun ölüm olduğunu düşünmeye başlıyor" diye konuştu.
Bunalıma giren kişinin ölümden başka çare bulamadığı zaman intihar etme kararını daha kolay verdiğini hatırlatan Prof. Dr. Ahmet Rıfat Şahin, "Bunalıma giren kişi kendini köşeye sıkışmış hissettiğinde, çaresizlik duygusunun en son noktaya ulaştığı yerde, ölümden başka çare bulamadığı zaman bu kararı vermek çok kolaylaşıyor. Kişi kendisine göre ağır ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için çabalarken ve bu çabalar nedeniyle iyiden iyiye yorulmuşken üstüne bir darbe daha yerse, o zaman bu çaresizlik duygusuna kapılabiliyor. Bazen bakıyorsunuz ki ,çok küçük borçlar için insan canına kıymış olabiliyor. Bizim için küçük olan o meblağ, kişi tarafından hiçbir şekilde ödenemeyecek bir miktar gibi algılanmaya başlıyor. Bunda muhtemelen gelişmiş olan depresif ruhsal durumun da etkisi vardır" şeklinde konuştu.
Sadece ekonomik etkenlerin intihar nedeni olmadığını ifaoe eden Prof. Dr. Ahmet Rıfat Şahin, kadınların yaşadıkları şiddet ve tecavüz olayları sonrası da intihar vakalarının sık görüldüğünü belirterek, "Bir başka intihar nedeniyse toplumsal baskıdır. Bugünlerde kadına şiddet gündemde. Şiddet sadece fiziksel şiddet değil. Çok sık gördüğümüz cinsel şiddet de var. Kadın tecavüze uğruyor ve tam da önemli bir desteğe ihtiyacı olduğu sırada, bu desteği bulamadığı gibi, en yakınlarından ve sosyal çevresinden suçlanmayla karşılaşabiliyor. Neredeyse uğradığı tecavüzün ahlaki sorumluluğu onun üstüne yükleniyor. Eğer çevresi kişiyi suçlarsa, kişi de bunu kabullenir ve kendisini yargılarsa kendisi hakkında ölüm cezası verebiliyor" şeklinde konuştu.
(HAK-MAY-Y)

03.02.2013 09:51:56 TSI

Editör: Wan Haber