BDP Grup Başkanvekilleri İdris Balüken ve Pervin Buldan ortak basın toplantısı düzenledi. BDP Grup Başkanvekili Buldan, sürecin başladığı günden bu yana hükümete sürekli önerilerde bulunduklarını söyleyerek, “Büyük bir kararlılıkla sürdürdük ancak ne var ki Kürt tarafının iyi niyetli adımlarına ve samimi çağrılarına rağmen hükümet adım atmadı. Çatışmasızlık ortamı demokratikleşme olarak topluma yansıması gerekirken, Gezi direnişi başta olmak üzere demokratik etkinlikler engellendi, yaşam hakkı ihlal edildi. Paris, Gezi, Roboski katliamları gibi çok ciddi provokasyonlar yaşandı. Bütün bunlar hükümetin sorumluluğu altında gelişti. Hükümetin süreci ağırdan alan seçime endeksli tutumu nedeniyle yeni sürecin demokratik alanda bir yansıması olmadı” ifadelerini kullandı.

Buldan şunları kaydetti:

“Bugün gelinen noktada süreç çok ciddi risklerle karşı karşıyadır. Hükümetin bunu görmesi gerekir. Son görüşmemizde Sayın Öcalan anlamlı derin müzakerelere geçilmemesi durumunda sürece katkı sunmasının ortadan kalkacağını söylemiştir. Biz son görüşmedeki tespit ve uyarıları Türkiye toplumuyla paylaşmak istiyoruz. Sayın Öcalan ile devlet ve hükümet arasında bir anlaşma yoktur. Süreç tek yanlı olarak bizim çabalarımızla ilerliyor. Bu sürecin ilerleyebilmesi için proje ortaya konulmalıdır demiştir. Hükümetin tutumu en büyük engeldir. Hükümet bu bir yıllık süreci açıkça tüketmiştir.”

Öcalan’ın taleplerini aktaran Buldan, “Sürecin yasal statüye kavuşturulması, izleme kurullarının oluşturulması ve 8 komisyonla ilgili başlıkların müzakereye açılması” şeklinde konuştu. Buldan, Öcalan’ın çözüm süreciyle ilgili olarak, “Yasal çerçeve olmadan Mahmur’dan insanlar nasıl gelecek? Türkiye’ye geldiklerinde anadilde eğitim görebilecekler mi? Saldırılara karşı güvenlik olacak mı? Yasa çıkmalı ki çağrı yapayım” dediğini belirtti. 

Buldan, “Paralel devlet örgütlenmesi, her zaman bunun altını çiziyoruz. Kürt sorunu çözülmeden paralel yapılar tasfiye olmaz. Hükümet yanlışta ısrar etmeye devam ediyor. Çetelerle birlikte hareket ediyor. Seçime kadar ciddi adımlar atılmazsa bu sürecin gözden geçirilmesi gerecektir. Eğer AKP adım atmazsa bunun siyasi faturası kendisi açısından çok ağır olacaktır. Geçmişte Kürt sorununu çözemeyenler tasfiye olmuştur. Sayın Öcalan, ‘Bugüne kadar 50 bin kişi öldü, 500 bin kişi daha mı ölsün’ demektedir. Hükümeti temsilen temsilciler ana başlıkları görüşmek üzere bir an önce adaya gitmelidir. Müzakere heyetlerinin olması gerektiğini söylemiştir. Sayın Öcalan ayrıca ayda bir ziyareti yeterli görmemektedir. Haftalık, hatta günlük heyetlerin gelmesini talep etmektedir. Bütün bu adımlar sürecin devamı için elzemdir” diye konuştu.

Balüken ise, ‘Toplumsal Barış ve Müzakere Kanunu Teklifi’ni kamuoyunun bilgisine sunduklarını belirterek, “Yasa teklifi 12 maddeden oluşuyor. Müzakere heyetlerinin oluşturulmasına ilişkin yasa teklifi. Müzakere sürecinin şartları belirleniyor” dedi.

“Yerel seçimlere kadar çıkmasını istiyorsunuz, çıkmazsa ne olacak?” sorusuna Buldan, “Kararı verecek olan Sayın Öcalan’dır. Biz ateşkes sona erer açıklamasını yapamayız. Parlamento 1 Mart tarihine kadar çalışacak. Bu tarihe kadar geçirilebilir. Torba yasalarla oyalanıyor parlamento. Bu yasaların bir an önce geçmesi gerektiğini bir kez daha çiziyoruz” cevabını verdi. 

Görüşmelerin hangi sıklıkla yapacağı sorusu üzerine Buldan, “Dün akşam Sayın Beşir Atalay’la görüştük. Sayın Ala da katıldı. Bu kaygılarımızı görüşmede ilettik. Kendileri de notlarını aldılar. Gerekli görüşmeleri yapacaklarını söylediler. Bir hafta içinde tekrar görüşecekler” ifadelerini kullandı.
Balüken, takvimin bir aya sıkıştırılmadığını söyleyerek, “Hükümet bugüne kadar adım atmadı. Bu yasa teklifi yeni ve bir aya sıkıştırılmış değildir. Yaklaşık bir yıldır hükümet bu düzenlemenin yapılması gerektiği bilgisine sahiptir” diye konuştu.

Buldan, Demirtaş’ın “Özerklik inşa etmeye çalışıyoruz” sözleriyle ilgili olarak, “Ne yazık ki çarpıtılarak yansıtıldı. Bu açıklamayı yapmamıza rağmen gazetelerde manşet olarak yer aldı. Özerklik ilanı diye yer verdiler. Sadece inşa edeceğiz açıklaması var” dedi. 

Editör: Wan Haber