Yerel seçimlere yaklaştığımız bugünlerde seçimin temposu da ivme kazanarak artmaya devam ediyor.Peki 30 Mart günü oy kullandığımızda kime ve nasıl oy vereceğiz? Oy vereceğimiz adayları iyi analiz ettik mi? Projelerine göz atıp neye göre oy vereceğimizi belirleyebildik mi? Oy vereceğim insan bu şehre ne gibi katkılar sağlayacak benim şehrime neler verecek bana nasıl istihdamlar sağlayacak bunları düşündük mü hiç? Yoksa gerek yok ben partime oy veririm ideolojime kim yatkınsa o bana yeter mi diyoruz?

Şu bir gerçek ki Van’da şu yargı hala kırılamadı ‘Kürtler BDP’ye oy verir Dindarlar Ak Parti’ye’ bu yargı üstünden ya birbirimizin fikirlerini sorguluyoruz ya da fikir çatışması içerisine giriyoruz.

Aslında mahalli seçimlerde hizmete ve yapılacak geleceğin yatırımlarına oy vermek daha mantıklı ve akıllı olanıdır. Neden mi?

Gelin bir göz atalım…

Çıkar güdümü içerisine girmeden Van’a şuana kadar hangi belediyeler ne kazandırdı? Bu sorunun yanıtı gerçekten çok basit çıkar gütmeden bu şehre şuana kadar yapılan emin olun hiç bir şey olmadı. Bugün devasa ve büyük projelerimiz neden yok? Neden hiç dillendirilmiyor? Ya da dillendiriliyorsa niye hayata geçirilmiyor? Şuana kadar Van’da göze çarpan işte bu büyükşehire yakışır dediğimiz tek yapılan yatırım alt ve üst geçitler oldu.

Hala büyük bir köyde yaşıyoruz ve bunun farkında bile değiliz,kafamızı kaldırıp da şu memleketin sonu ne olacak diye düşünmüyoruz maalesef. Kaderimiz bu böyle gelmiş böyle gider demek mantığını lügatımızdan çıkarma zahmeti içerisine girmiyoruz. Bu şehirde biz yaşıyoruz çocuklarımız yaşıyor havasını bizler teneffüs ediyoruz ama hali hazırda hala sorgulayacağımız bir çok şeyi malesef sorgulamıyoruz.

Adaylar kendi derdine düşmüş kasap et koyun can derdinde misali koltuk sevdalıları almış başını gidiyor.Haram yemek artık çok normal bir şey olmuş gibi lanse ediliyor,hakkımız olan bir çok sosyal projeden ve istihdamlardan faydalanamıyoruz. Birileri haberi çoktan unuturken bizler o haberi yeni duymuş oluyoruz.

Dışarıda devasa bir işsiz gençler topluluğu duruyor bu topluluk çığ gibi her gün büyümeye devam ederken üniversite gençleri üretime çoğaltmaya değil azaltmaya, yıkmaya ve vurdum duymaz bir kahve gençliği köşesi oluşturmaya meyil ediliyor. Ya üretip kafa yoran bir şehir olacağız ya da çocuklarımıza arkamızdan beddua edecek bir devran bırakacağız. 

Velhasıl seçimlerde gidip oyumuzu kullanacağız ama oy verirken bir adayı iyi analiz edip öyle oy vermek çıkarımıza olacaktır.Ben bu tarz bir belediye başkan adayı istiyorum varsa zaten oyumu veririm yoksa zaten birilerinin koltuk sevdası için oyumda güme gitmiş olsun.

Bir Belediye başkan adayı ve belediye başkanı nasıl olmalı? Belediye Başkanlığı sadece koltukta oturarak olunmuyor. Bana göre bir belediye başkanının lider vasfı yanında siyasi kimliğininde olması lazım. Daha atak dinamik ve kurumlar arası iyi diyalog kurması gerekiyor. Modern ve yaşanılabilir bir kent olmak yolunda kent yaşayanları ile birlikte hareket etmesi gerekiyor. Daha ilerisi mahalli idari vasıftan çıkıp global bir başkan sıfatı kazanması gerekiyor.Her alanda, her yerde izlerini belli etmesi,sosyo kültürel kimliği ve duruşu ile ben buradayım bu şehrin belediye başkanıyım diye kendini belli etmesi gerekiyor.

Çok fazla istemler olsa da bunlar bir şehrin kalkınması için , geri kalmış bir şehrin şaha kalkması için emin olun az bile... 

Demokrasinin tek yolu sandıktır, adaylar kozlarını sandıklarda kapışır. İster siyasi ister mahalli olsun. Küçücük köylerin bile yöneticisi sandıkta belirlenir, halk kime o makamı layık görüp oy verirse o kazanır, bu işin en temel ve gayri mantığı budur.

Daha ötesine geçmek meseleyi hakaret ve zedeleyici söylemlere taşımaktan başka bir şey olmayacaktır. Daha mantıklı düşünmek, öyle oy vermek, kentin manfaati için çıkarcı bir yaklaşım ortaya koymak, gelecek için kalkınma adına daha akılcı olanıdır... Birileri bizi sevsin, bizi saysın fikri ile üstün körü oy kullanmak çıkarcılığın ve servet düşmanlığının ta kendisidir.

Çıkarsız Ve Şehrin Selameti Uğruna Daha Güzel Yarınlara..