Hakemin penaltı kararını eleştiren NTV Spor yorumcusu Güntekin Onay "Beck'in penaltı pozisyonunda iş bitti. 10 kişisin skor 2-0. Ondan sonra da hatalar zinciri devam ediyor. 3-0, 4-0 diye devam etti. Bu geçen sene Fenerbahçe'nin Braga deplasmanında yaşadığı Bebek faciasının bir benzeri. Orada da kırmızı kart, penaltı vardı. Her şeyi değiştiren bir karar oldu" yorumunu yaptı.

Fenerbahçe geçtiğimiz sezon UEFA Avrupa Ligi'nde deplasmanda Braga'ya yenilerek elenmiş, maçın hakemi Ivan Bebek verdiği kararlarla sarı lacivertli camianın tepkisini çekmişti. 

'Kıyım'

Fanatik Gazetesi'nden Mehmet Demirkol'un yazısının başlığı ise Kıyım. Demirkol'a göre böyle kritik bir maçta, ciddi bir savunma hatasından geri düştükten hemen sonra aleyhinize böyle bir penaltı ve kırmızı kart çıkınca sadece 2-0 geriye düşmüyorsunuz. İpiniz çekilmiş oluyor. Bu penaltıyı hem de kırmızı kartla birlikte bir Adalı hakemin çalmasıysa başka bir dram.Penaltının Kaşıkçı Elması değerinde görüldüğü bir hakemlik ekolünden geldi düdük ve kart. Hem de orta hakem hiç bir şey çalmayacakken çizgi hakeminin uyarısıyla verildi bu idam kararı.

Demirkol da Güntekin Onay gibi geçen sezon Braga'da yaşananları hatırlatıyor: "Geçen sene Braga’da olan, bu kez Kiev’de sergilendi. Ben, öyle ‘tüm dünya bize karşı’ komplolarına prim vermem aslında. Ancak artık şunu rahatlıkla söyeyebiliriz ki, ciddi bir lobi eksikliğimiz var. Bunlar Şenes Erzik döneminde bu kadar üst üste olmazdı.

Bunlar örnek hakem hataları. Sadece Türkiye Ligi’nde değil nerede olsa, bu kadar kritik dönüm maçlarında bu kararları veren hakemler sokağa çıkamaz. Ancak Avrupa’da sıklıkla başımıza gelmeye başladı.

Buna engel olmak lazım. Sonuçsuz yurtiçi hönkürmelerinin bir yararı yok. UEFA’da eşit bir üye olarak masada olmak lazım. Yoksa buralarda mücadele etmenin manası yok"

Dizdar: En büyük görev taraftarın

Fanatik'ten Cem Dizdar da taraftara büyük önem düştüğünü söylüyor: Bu skorun uzun sürecek bir yıkıma dönüşmesini engellemek birincil görevdir. En büyük ve zorlu görev ‘tribünde kimlik değiştirmeye zorlanan’ taraftara düşüyor. Onlar ‘suçlu ya da suçlular aramak’ yerine takımın her üyesini ayakta tutacak bir dayanışma dili bulmak zorundalar ki, bu, Beşiktaş semtinin ve tribününün genetiğine kazınmıştır.

Gökçe: Böyle mi olmalıydı

Milliyet Gazetesi'nden Attila Gökçe de yazısının büyük bir bölümünü Beck'in kırmızı kart gördüğü pozisyona ayırıyor: "29. dakikada Gonzalez topla ceza alanımıza girerken, kendisini izleyen Beck’e omuz atıp düşürüyor. Önce yarım adım, sonra da 1 adım atıyor, kendini yere bırakıyor. Artistik bir hareket... Thomson, 5 numaralı yardımcı hakemin uyarısıyla penaltı veriyor. Yanlış, haksız, gaddar bir karar bu. İnfaz demem ondan. Daha da gaddarca olanı, yüzde yüz gol pozisyonunda verilen penaltı kararından sonra gösterilmesi gereken kartın rengi “sarı “olmalı... FIFA International Board’ın bu sezon uygulamaya konan kararı böyle. Ama Thomson kuralı da, kararı da, kartı da şaşırıyor.

Beşiktaş için maçın bittiği an... Adalet olmayınca oyun da olmuyor. En azından Beşiktaş artık bu oyunda yok! Maçtan önce hep birlikte favori gösterdiğimiz, alkışladığımız, takdir ettiğimiz ve Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkacağına inandığımız takım, artık hayal kırıklığı yaşatıyor"

Ece: Fabri'ye yazık

Hürriyet Gazetesi'nden Ali Ece de 'Fabri'ye yazık' başlıklı yazısını şöyle noktalıyor: Aboubakar’ın aşırı hırstan 2. sarıyı görmesi, diğerlerinin de hakemin hatalarına karşı sert faul yaparak yönetimini düzeltebilecek zannetmeleri... İğrenç bir soğuk ve daha da soğuk bir sonuç. Yıllar sonra “Bu maçta Beşiktaş’ın kalecisi kimdi?” diye soracaklar. “En çok o uğraştı ama en çok ona yazık oldu” diyeceğim.

Kaynak: Fanatik, Milliyet, Hürriyet

Editör: Wan Haber