BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Öcalan'a ev hapsi ve genel affın söz konusu olmadığı' yönündeki açıklamalarını, "Başbakanın 'olmaz' dediği pek çok şeyin olduğunu, 'olur' dediği pek çok şeyin olmadığını gördüğümüze göre bu bir karine teşkil etmez. Ne olacağını toplumsal hayat, siyasi güç dengesi belirler" sözleriyle değerlendirdi.
Kürkçü, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Cezaevleri Alt Komisyonu ile İstir Aliağa'daki Yeni Şakran Cezaevleri kampusunda yaptıkları incelemeye ilişkin değerlendirmelerini anlattı. 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nde 28 Aralık'ta 11 hükümlünün 'arama' bahanesiyle 50 gardiyan tarafından darp edildiğini, ancak bu hükümlülerin Kırıklar F Tipi Cezaevi'ne nakledildiğini öğrendiklerini söyleyen Kürkçü, Komisyon'un AK Partili üyesi Hamza Dağ ile birlikte Kırıklar Cezaevi'ne gittiklerini ve bu mahkumlardan bazıları ile görüştüklerini belirtti. Mahkumların çarpıcı şeyler anlattıklarını ifade eden Kürkçü, Başgardiyan İ.Ç.'nin daha İmralı'ya kimsenin gitmediği günlerde PKK'lı bu hükümlülere 'Neden savaşı durdurdunuz lan, neden hükümeti kurtarıyorsunuz?' dediğini öğrendiklerini söyledi. Kürkçü, mahkumların benzer provokasyonların başka cezaevlerinde de olabileceği yönündeki uyarılarının ciddiye alınması gerektiğini söyledi.
Komisyonların inceleme yöntemlerini de eleştiren Kürkçü, bir hafta önceden tüm kurum ve kuruluşlara haber verilerek inceleme yapılmasının yanlış olduğunu söyledi. Kürkçü, Komisyon'un devletin kusurlarını gizlemekle görevli bir kurul haline dönmeye başladığını savunarak, Komisyon'un çalışmalarının uluslararası normlara oturması için gayret edeceğini söyledi.
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Kürkçü, Başbakan Erdoğan'ın 'Öcalan'a ev hapsi ve genel affın söz konusu olmadığı' yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, İmralı ile görüşmelerin ardından ilk kez bugün parlamento grubu olarak toplantı yapacaklarını belirtti. Kükçü, bu toplantıda tüm bu beyanları ve bilgileri değerlendireceklerini ifade ederek, "Şu anda bizim elimizde Başbakan'ın ya da hükümetin medyaya sızdırdıklarının dışında bir bilgi yok. Bunların daha fazlası olan arkadaşlarımızdan öğreneceğiz. Başbakan'ın 'olmaz' dediği pek çok şeyin olduğunu, 'olur' dediği pek çok şeyin olmadığını gördüğümüze göre bu bir karine teşkil etmez. Ne olacağını toplumsal hayat, siyasi güç dengesi belirler" dedi.

"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER DÜŞMAN HUKUK MAHKEMELERİDİR"
Balyoz davasının gerekçeli kararında yer alan 'Kendi mağduriyetlerine kısmen ya da tamamen kendi hareketleriyle neden olan sanıklar, bu durumdan kendi lehlerine sonuç çıkararak haklarının ihlal edildiğini iddia edemezler' ifadesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kürkçü, şunları söyledi:
"Kendi etti kendi buldu diyor yani özetle. Ben Özel Yetkili Mahkemelerin 'düşman ceza hukuku' uyguladığını 2 yıldır söylüyorum. Bu bakış, düşman ceza hukuk zihniyetini çok açık yansıtıyor. Yani onların hakkında hüküm kurduklarının herhangi bir biçimde ıslah edilebilir olduğunu değil, bunların esir edilmesi gereken düşmanlar olduklarını düşünüyor, bu yargıyla hareket ediyor. Bu yalnızca Balyoz davasında değil, KCK, Devrimci Karargah davasında da uygulanıyor. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri düşman ceza hukuku mahkemeleridir, dolayısıyla bu onlara yakışır."
Komisyon olarak İmralı'ya gitme girişiminde bulunup bulunmayacakları yönündeki bir soru üzerine Kürkçü, Komisyon'un 1 yıl önce İmralı'ya giderek tecrit konusunu incelemesi gerektiğini ancak bunun yapılmadığını söyledi. Kürkçü, "Bence Komisyonumuz oraya gitmek istemeliydi. Ama vekillerimiz gittikten sonra Komisyon gitmese de olur bence" dedi.
(MÜG-CC-Y)

07.01.2013 12:03:44 TSI

Editör: Wan Haber