Parti binasından Ulu Cami Meydanı’na kadar yürüyerek gelen grup adına bir açıklama yapan BDP Bitlis İl Başkanı Mehmet Can Demir, çözüm sürecine değindi. Demir, “Kürt sorunun demokratik çözümü her ne kadar genel olarak tek taraflı yürüse de hükümetin bazı olumlu mesajların verilmesi dışında fazla bir katkısının olmadığı görülmektedir. Kürt tarafı, demokratik çözüm sürecinin sağlıklı yürüyebilmesi için temel taleplerini somut olarak defalarca ortaya koymuştur. Bu talepler ise, ‘Kürt dilinin ikinci resmi dil olması ve bunun anayasal güvenceye alınması, Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ile birlikte 10 bini aşan Kürt siyasetçinin serbest bırakılması, Kürdistan’a bir statünün verilmesi ile beraber isimleri değiştirilen yerleşim yerlerinin isimlerinin tekrar iade edilmesi, eşitlikçi ve özgür bir sivil anayasanın oluşturulması, köy koruculuğunun kaldırılması’ şeklindeydi. Bugün burada bulunmamızın nedeni, Kürtlerin temel taleplerinden olan koruculuk sisteminin hala kaldırılmamış olmasıdır. 15 Kasım 2013 tarihinde ilimiz merkezine bağlı Yukarı Ölek köyü civarında dolaşan korucuların yoldan gelip geçeni taciz ettikleri ve yerleşim yerlerine doğru hedef gözetmeksizin ateş açtıkları, dolayısıyla mevcut çözüm sürecinde provokasyon oluşturdukları duyumu üzerinde bölgeye giden İHD ve MEYA-DER temsilcilerimiz ile basın mensuplarının yanı sıra orada bulunan köylüler darp edilmiş, rastgele etrafa ve ayak diplerine ateş etmişlerdir" iddialarında bulundu.

BDP ve STK temsilcileri olarak bu olayı nefretle kınadıklarını söyleyen Demir, "Zaman kaybetmeden sorumlular hakkında gerek yasal işlemin yapılması ve gereken cezanın verilmesini istiyoruz. Ayrıca burada bulunanlar olarak da bunun takipçisi olacağımızın sözünü veriyoruz” dedi.

İHD raporlarından korucular hakkında aldığı bilgileri de dile getiren Demir, “Söz konusu koruculuk sisteminin beraberinde getirdiği ve insanlığa karşı işledikleri suçların sadece 1992 ile 2009 yılları arası dökümünü, İHD raporlarından sizlerle paylaşmak istiyoruz. 38 köyün yakılması, 14 köyün boşaltılması, 12 taciz ve tecavüz, 22 insan kaçırma, 294 silahlı saldırı, 183 kişiyi öldürme, 259 kişi yaralama, 562 kişiye işkence ve kötü muamele etme, 50 kişiyi infaz etme, 70 kişiyi gasp etme, 59 kişiyi gözaltına alma, 17 alanda orman yakma gibi insani suçlar işlemişlerdir. Bu raporlara 2009 yılı sonrası dahil değildir. Bunlar da hesaba katılırsa bu mahiyetin ne kadar korkunç olduğu açığa çıkmaktadır. Her ne kadar da başlatılmış olunan barış süreci istenen ölçülerde gelişmiyor olsa da silahlı çatışmaların ve ölümlerin olmaması bizleri ziyadesiyle mutlu etmektedir ancak şer odağı haline gelmiş ve kontrol edilemez durumda olan koruculuk sisteminin barış sürecinin selameti açısından derhal ve koşulsuz olarak kaldırılması, barış süreci açısından hayati önem taşımaktadır. İşte tüm bu nedenlerle bir an önce hiç zaman kaybetmeden bu koruculuk sisteminin kaldırılmasını ve işlenen insanlık suçlarına son verilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Editör: Wan Haber